Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. 2019 yılının 6-17 Mayıs tarihleri arasında İmralı'yı ziyaret ettiğini açıklayan CPT, 6 Ağustos'ta İmralı cezaevine ilişkin bir rapor açıkladı. CPT raporda, İmralı’da uygulanan sistemin tecrit ve işkence olduğuna dikkat çekti.

İmralı'da yaşanan tecride tepki gösteren HDP Amed İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, tecrit sistemini ve CPT'nin raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmralı'daki tecridin asıl amacının Öcalan'ı yalnızlaştırmak ve toplum ile bağını kesmek olduğunu söyleyen Uyanık, "Sayın Öcalan'ın Türkiye'ye getirilme yöntemine baktığımızda, tecrit sistemi ile Kürt halkına yönelik yürütülen politikaların birbirinden bağımsız olmadığını görüyoruz. Kapitalist sistem Öcalan'ın esir alınmasına ilişkin plan ve projelerini hazırlamıştı. Sayın Öcalan'ı Türkiye'ye getirmeden önce İmralı sistemini hazırlamıştılar. Sayın Öcalan İmralı'da yıllarca tek başına tutuldu, ailesi ve avukatları ile görüşmesine hiçbir şekilde izin verilmedi. İmralı modeli dünyanın hiçbir yerinde yok" diye konuştu.

TECRİT SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR

Öcalan'a yönelik tecridin 21 yıldır sistematik bir şekilde devam ettiğini hatırlatan Uyanık, Kürt halkının direnişi ve mücadelesi sayesinde devletin tecrit ile ilgili yer yer geri adım attığını söyledi. Halkın mücadelesi sayesinde tecridin bazen hafiflediğini ve Öcalan'ın avukatları ile görüşmeler yaptığını ve fakat tecridin hiçbir zaman son bulmadığını belirten Uyanık, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Sayın Öcalan'ı Türkiye'ye getirmeden önce İmralı sistemi kuruldu.

Tecrit ile Öcalan'ı yalnızlaştırmak ve toplumla bağını koparmak istediler. Şüphesiz İmralı tecridi Kürt sorunu ile bağlantılıdır. İmralı'daki tecrit sistemi tüm Türkiye'ye yayılmış durumda. Türkiye'de Kürt sorunu çözülmediği sürece diğer sorunlar da çözülmeyecektir. Kürt sorununu çözümü konusunda da muhatap sayın Öcalan'dır."

CPT'NİN TESPİTLERİ ÖNEMLİ AMA YETERLİ DEĞİL

İmralı'da yaşanan tecridin dünyada başka bir örneği olmadığına dikkat çeken Uyanık şöyle devam etti: "CPT'nin Türkiye'ye yönelik tespit ve değerlendirmeleri elbette önemlidir ama yeterli değil. Diğer yandan uluslararası bir kurumun İmralı'da yaşanan tecride dikkat çekmesi bizim için önemlidir.

Avukatlar ve Kürt siyasetçiler 21 yıldır İmralı'da yaşanan tecride dikkat çekiyor. CPT gibi bir kurum ilk defa İmralı sistemine dikkat çekiyor ve tecridin olduğunu kabul ediyor. Fakat 16 ay sonra raporlarını yayınladılar. Rapor yayınlanana kadar tecrit daha da derinleşti. Tecridin sona ermesi için CPT ve Avrupa'daki hukuk kuruluşlarının Türkiye'ye baskı yapması gerekir."