AKP döneminde Kürtlere yönelik baskılar ve hak ihlalleri hız kesmeden devam etti. AKP’nin Kürt ve Kürtçeye yönelik yaptığı özgürlük açıklamalarının aksine, 22 yıllık AKP iktidarı sürecinde özellikle Kürtlerin kültürüne ve diline yönelik baskılarda herhangi bir gerileme olmadı.
AKP iktidarı, özellikle Kürtlerin dilini ve kültürünü hedef alarak asimilasyon politikalarını ve İttihat Terakki’den aldığı toplum mühendisliği uygulamalarını sürdürdü. Kürt alfabesinde bulunan X, Q, W harflerini yasaklayarak, Kürtçeyi ısrarla ‘bilinmeyen dil’ olarak tanımlayarak ve en büyük asimilasyon adımını yerel seçimlerde Kürtlerin kazandığı belediyelere kayyumlar atayarak gerçekleştirdi.
İttihat Terakki’nin, toplum mühendisliği için özellikle kadınların asimile olmasına önem vermesini kendisine yol haritası olarak seçen AKP iktidarı, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Kürt kadınlarına uygulanan asimilasyon ve kırım politikalarını, özellikle kayyım dönemlerinde aynı şekilde devam ettirdi. Kürdistan'da alınan belediyelerde kadınlara ve kadınların eliyle yönetilen kurumlara karşı özel bir baskı uygulayan AKP, özellikle Kürt kadınlarının çocuklara ana dilinde eğitim veren kurumları kapattı.
HDP’nin verilerine göre kayyumların kadın kurumlarına karşı uyguladığı baskılardan bazıları:
Merdin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın yardım amacıyla dağıttığı ‘gıda kartı’, belediyeye atanan kayyum tarafından iptal edildi. Oysa Midyat, Kızıltepe ve Artuklu ilçelerinde yaşayan yaklaşık bin 500 yurttaşın faydalandığı kart ile zorunlu gıda ihtiyaçları karşılanmaktaydı.
AKP rejiminin hassas olduğu ve kayyum uygulamasıyla birlikte yasaklanan diğer bir faaliyet ise belediyeler bünyesinde çocuklar için açılan ve Kürtçe eğitim veren kreşlerdi. Milyonlarca Kürt’ün yaşadığı, ancak Kürtçe eğitim veren bir ilkokulun bile bulunmadığı Türkiye’de, Kürt çocuklarının anadillerini öğrenebildikleri kreşlerin bir kısmı Kuran kursuna dönüştürüldü, bir kısmı ise ya kapatıldı ya da sadece Türkçe eğitim verilen alanlara çevrildi. Asimilasyon politikaları kapsamında belediyelere bağlı Zarokîstan, Xalxalok, Ferzad Kemanger gibi Kürtçe eğitim veren ilkokul ve kreşler kapatıldı. Bu kreş ve okullarda Kürtçe öğrenen ve yaşları 5 ila 12 arasında değişen yüzlerce çocuk ise ya evlerine gönderildi ya da seçeneksiz bırakıldı.
Merkezi devlet, asimilasyon politikalarını kayyumlar aracılığıyla yeniden kurumsallaştırıp, Kürt dili ve kültürü ile ilgili olan kurumları asimilasyon merkezlerine dönüştürdü. Buralarda dini eğitim adı altında AKP yandaşlığı çocuklara aşılanırken, Kürt çocukları çeşitli kampanyalar adı altında Türkiye’nin batısındaki kentlere götürülerek, Türk milliyetçiliği dayatıldı.
Amed Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan 395 öğrenci kapasiteli Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, kayyum tarafından misafirhaneye dönüştürülerek barınan kız öğrenciler yurttan çıkarıldı.
Kadın birimlerinin tasfiyesini izleyen süreçte kayyumlar, AKP zihniyetinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini inşaya geçti. “Kadın” kelimesinin yerine “aile, hanım, bayan, anne” gibi kelimeler kullanılmaya başlandı. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı hedefleyen kadın özgürlükçü yaklaşımın yerine, kadını aile içinde ele alan, geleneksel cinsiyet rollerini pekiştiren ve muhafazakâr bir yaklaşım geliştirilmeye çalışıldı. Kayyumların, devletin kolluk güçleri ile girdikleri belediyelerde kadın politikalarına yönelik uyguladıkları bu çalışmalar birkaç örnekle şöyle sıralanabilir:
Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçesinde kapatılan kadın müdürlüklerine ait mekânlar, AKP Kadın Kolları başkanlarına tahsis edilerek, kuran kursu ve dikiş kursuna dönüştürüldü.
*Siirt’e kayyum gelir gelmez Kadın Müdürlüğü ve Kadın merkezi çalışanlarını görevden alınırken, “Hanımlar Kültür Merkezi” adı altında bir proje hazırlanmaya başlandı.
Batman’da şiddet mağduru kadınlar için çalışmalarına başlanan “Kadın Yaşam Köyü” projesi durdurularak, kadınları ekonomide ve üretimde güçlü tutacak olan ‘Kadın Organik Semt Pazarı’ projesi genel bir semt pazarına dönüştürüldü.
*Batman Kadın Spor Kompleksi ‘Batman Spor Kompleksi’ne dönüştürüldü.
Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait kadın sığınma evi ve “Alo Şiddet Hattı” kapatılırken, belediye otobüslerinde kadınlara haftada bir gün kullanılmak üzere verilen ücretsiz ulaşım hizmeti iptal edildi.
Wan İpekyolu Belediyesi’nin kadın emeği halk pazarı kapatılarak, kadınların iş imkanları ellerinden alındı. Aynı belediyeye ait 202 kişilik yükseköğrenim kız öğrenci yurdu projesi durdurulmuş, belediyenin açmış olduğu kadın ve çocuk sağlık kabini kapatılmıştır.
Wan Edremit Belediyesi’nin kadın kilim atölyeleri kapatıldı ve “Mor Satış Noktaları” projesi durduruldu.
Wan’ın Başkale Belediyesi’ne bağlı kadın atölyesi ve Gürpınar Belediyesi’ne bağlı kadın kooperatifi kapatılarak, kadın emeği tanıtım büfeleri KADEM’e devredildi.
Wan Saray Belediyesi’nde kadınların üretim yaptığı seralar kapatıldı.
Amed Kayapınar Belediyesi tarafından projelendirilen, alan belirlemesi yapılan ve ihale aşamasına geçilen “Kadın Kent Meydanı” Kayapınar Belediyesi kayyumu tarafından “Kent Meydanı”na dönüştürüldü. Projede yer alan ve kadınların aktif katılımını hedefleyen eğitim ve sanat atölyeleri, fitness salonu ve amfi gibi kullanım alanları projeden çıkarıldı. Kadın Kütüphanesi olarak tasarlanan alan “meydan kahvesi” olarak değiştirildi. Yine, Kayapınar Belediyesi tarafından Ceren Kadın Derneği’ne tahsis edilen mekân, TÜRGEV’e tahsis edildi.
Amed Silvan Belediyesi’ne bağlı Meya Kadın Danışma Merkezi, Aile Danışmanlığı Merkezi’ne dönüştürüldü. AKP Silvan Gençlik Kolları Başkanı’nın eşi merkeze yönetici olarak atandı.
Hani’de açılan Kadın Danışma Merkezi, pastacılık ve Kur’an kursuna dönüştürüldü.
Amed Büyükşehir Belediyesi’nin kadın sığınağı, ŞÖNİM’in barınma evine dönüştürüldü.
Kadın çalışanlar işten çıkarılarak, ihraç edildi.
Kadın Merkezi çalışanları yalnızca sosyal yardım işlerinde görevlendirildi.
Kadın istihdamına engel olundu.
Kadın birim ve merkezleri, daire başkanlıkları ve sığınakları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı il müdürlüklerine bağlanarak, ŞÖNİM’lere (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) teslim edildi ya da KADEM’lere tahsis edildi. Bu birimlerde çalışan kadınlar işten çıkarıldı.
Kadın merkezlerinin kapısına kilit vuruldu.
Kadın Merkezi’ne başvuruda bulunan kadınların dosyalarına el konularak, gizlilik hakları ihlal edildi ve bu bilgiler aileler ile paylaşılarak, kadınların hayatlarının riske atılmasına neden oldu.
*Kadın birimlerinin yönetimine erkek memurlar atandı.
*Kadın merkezi binaları AKP Kadın ve Gençlik Kolları’nın kullanımına tahsis edildi.
*Kadın Merkezleri’nin içeriği değiştirilip, evlendirme dairesi ya da Kuran kurslarına çevrildi.
*Belediyelerin web sitelerindeki kadın çalışmaları, kültürel faaliyetler ve çok dilliliği yok ederek yalnızca din, çevre ve fen işleri hizmetlerini gösterildi.