Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet, Bursa’da halk buluşmasına katıldı.
“Ekmek ve Adalet Buluşmaları” kapsamında Osmangazi ilçesinde bulunan bir düğün salonunda gerçekleştirilen buluşmaya, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Salona girişte büyük bir coşkuyla karşılanan Bakırhan, kampanya kapsamında çok sayıda kentte gerçekleştirdiği buluşmalara dikkat çektikten sonra, “Daha çok bir araya geleceğiz birlikte mücadele edeceğiz” dedi.
Kendisinin de yarı Bursalı olduğunu ve bu nedenle Bursa’yı iyi tanıdığını ifade eden Bakırhan, “Biz öyle zalimin karşısında baş eğen ayağa kalkan hazır ola geçen bir siyasi gelenekten gelmiyoruz. Biz Pir Sultanların Seyit Rızaların Şeyh Saidlerin Mazlumların Denizlerin Mahirlerin İbrahimlerin mücadelesini yürüttüğü kardeşlik barış, insanca eşitçe mücadelenin devamcılarıyız” vurgusunda bulundu.
Ekonomik krize, kötü yönetime, yolsuzluğa kadın cinayetlerine, adaletsizliğe ve yaşanan sefalete değinen Bakırhan, “Bu ülkede adalet yok. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Leyla Güven Ayşe Gökkanlardan biliyoruz. Nereden biliyoruz bu ülkede adaletin olmadığını? Seçilmiş milletvekili olan Can Atalay AYM kararı olmasına rağmen cezaevinde adalet yok. Kavala ve arkadaşlarını AİHM kararına rağmen içeride tutuluyorlar. Adalet yok özgürlük yok, Kürt halay çekti diye tutuklanıyor” şeklinde konuştu.
“Özgürlüğümüze ihtiyacımız var. kendi dilimizle okumaya yazmaya halay çekmeye ihtiyacımız var” diyen Bakırhan, yeni Anayasa tartışmalarına da dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Yeni anayasa burada demokratik bir sivil anayasa olmasın diyen var mı, yok. Yeni anayasayı kimle yapacaksın meclisteki çoğunluğuna güvenerek yapacağın bir anayasa 22 yıllık iktidarın gibi olur. Yeni ve sivil anayasaya hayır demiyoruz demokratik bir anayasa olsun ama kadın arkadaşımızın dile getirdiği talepleri içersin. Kürdün dilini içersin, emeklinin, emekçinin insanca yaşayabileceği ekonomik şartları sağlasın. Türkiye’nin bütün renklerini kapsayan alevinin inanç özgürlüğünü kapsayan bir anayasaya kim hayır diyebilir, hiçbirimiz demeyiz. Yerel yönetimlerin yetkilerinin geliştiği yerel demokrasinin geliştiği bir anayasaya yok demeyiz. O zaman yeni anayasada eğer samimilerse önce AİHM ve AYM kararlarına uysunlar, önce Selahattin Demirtaş Figen Yüksekdağları bıraksınlar. Önce tecridi kaldırsınlar. Önce sermayeye yaptıkları milyonlarca liralık vergi indirimi yerine emeklinin asgari ücretlinin ücretini artırsınlar önce kadın haklarını, önce umudunu yitirmiş gençlere umut yaratsınlar. Böyle bir şey var mı?”
Ortadoğu’daki savaş ve krizlere de değinen Bakırhan şöyle konuştu: “Ortadoğu çatışma ve savaş içerisinde. Ortadoğu’yu bu hale getiren işte bu zihniyetlerdir, Ortadoğu’da milliyetçi mezhepçi ulus devletçi anlayışlar sorunu çözmedi. Türkiye’nin bu Ortadoğu’daki kaos ve çatışmadan en az etkilenmesinin bir yolu var. Türkiye de o önemli kavşakta bulunuyor. Nedir bu; Yüzyıldır inkar ettiği Kürt meselesiyle yüzleşecek. İnancı farklı olan Alevinin eşit yurttaşlık hakkını tanıyacak. Kadını eşit bir birey olarak görecek, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere kadınların katledilmemesi için insanca özgürce yaşaması için gerekli düzenlemeleri yapacak. Yapacağı anayasa Türkiye’deki bütün renkleri kapsayacak. Ne diyor hepimiz kardeşiz anayasada diyor herkes Türk’tür. Diğeri Arap’tır, Çerkez’dir, Kürt’tür. Dolayısıyla Türkiye’de yeni bir anayasa yapılacaksa bu konuda samimiyet bekliyoruz. Önce cezaevleri boşaltılsın tecrit kalksın sonra bu sermaye dostu iktidar biraz emekçinin işçinin dostu olsun ekonomide adalet olsun. En önemli Türkiye’deki bütün insanlar kendi renkleriyle yaşasınlar. Kendi dillerini öğrensinler dilleriyle eğitim görsünler. Türkiye’de yurttaşlık tanımı yeniden yapılsın.”