Ege mülteci raporu: 2 bin 980 hak ihlali

İHD İzmir Şubesi, Ege Bölgesi’nde 4 ayda mültecilere yönelik 2 bin 980 hak ihlali yaşandığını yaptığı basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Mülteci Komisyonu, Ege Bölgesi'nde Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında mültecilere yönelik yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Konak ilçesindeki dernek binasında yapılan basın açıklamada, komisyon üyesi avukat Meral Kaban raporu açıkladı.

İzmir, Aydın, Denizli, Manisa, Uşak, Afyon, Kütahya, Antalya, Burdur, Muğla ve Isparta illerini kapsayan raporda, medya taramaları ve derneğe gelen başvurulara yer verildi.

Komisyon üyesi avukat Meral Kaban, mültecilerin yaşam hakkı, sağlık ve eğitim alanlarında hak ihlaline maruz kaldıklarını belirterek, işkence ve kötü muameleyle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Türkiye ve dünyada yükselen milliyetçiliğin mülteciler üzerindeki baskıyı arttırdığına ve yeni hak ihlallerini beraberinde getirdiğine dikkati çeken Kaban, mültecilerin yoğun ve düzensiz bir şekilde ülkeye giriş yaptığını söyledi. Kaban, “Ülkeye girenlerin çoğunluğunun kaçak bir durumda olmalarından dolayı ucuz iş gücü olarak karın tokluğuna çalıştıkları bilinmektedir. Barınma, beslenme, hijyen ve sağlığa erişim koşullarının özellikle pandemi döneminde daha da zorlaştığı, tedavi olanaklarının olmadığı basına yansıyan haberlerden ve derneğimize yapılan başvurulardan öğrenmekteyiz” şeklinde konuştu. 

‘MÜLTECİLER SİYASİ SAİKLERLE PAZARLIK KONUSU YAPILIYOR’

Geri Gönderme Merkezleri’nde (GGM) tutulan mültecilerin sorunlarına değinen Kaban, GGM’lerde kalan mültecilerin "hapis hayatı" yaşadıkları, barınma koşullarının kötü olduğu, yeterince beslenemediklerini aktardı. Kaban, mültecilerin aylarca kaldıkları merkezlerde hukuki yardımlara ulaşımda sıkıntılar yaşadıkları ve işkenceye maruz kaldıklarını kaydetti. Uluslararası sözleşmelerle garanti altında alınan mülteci haklarının korunması gerektiğinin altını çizen Kaban, Türkiye’de mültecilerin siyasi saiklerle pazarlık konusu edildiğini dile getirdi. Kaban, "Geri Kabul Anlaşmasının" insan hakları açısından kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, feshedilmesini istedi.

Mültecilerin emek sömürüsüne maruz kaldığını, güvencesiz ve yok pahasına bir ücret karşılığında çalıştırılmak zorunda bırakıldığını kaydeden Kaban, bunun kölelik yasağının ihlali anlamına geldiğini ifade etti. Mülteci çocukların eğitim haklarına erişemediklerine dikkati çeken Kaban, “Anadilde eğitim hakkı tanınmaması hem çocuk hem de eğitimci için büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bu durum çoğu zaman okula adapte olamayan çocuğun okulu bırakmasına doğru bir sürece evrilmektedir" dedi.

2 BİN 980 İHLAL 

Mültecilere yönelik son 4 ayda yoğun hak ihlallerinin yaşandığını ifade eden Kaban, “Bölgemizde mültecilerin yurtdışına çıkmaya çalışırlarken yaşamlarını yitirmeleri herkesin insanlığını sorgulamasına neden olmuştur. GGM toplama kampına benzer uygulamalar yapılması, ötekinin ötekisi durumuna düşürülen Afganistanlı mülteciler, diğer mültecilerden farklı uygulamalarla karşılaşmışlardır. Onların hiçbir yerde yeri ve yurdu yoktur. Doğru düzgün bir mülteci yasası bulunmayan ülkemizde, Afganistanlılar tamamen keyfi uygulamalarla karşılaşmaktadırlar. Mülteci alanında 2 bin 980 hak ihlali yaşanmış" şeklinde konuştu.

Mültecilerin yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretilmesini isteyen Kaban, şöyle devam etti: "GGM’lerin bağımsız otoritelerce denetlenebilmesinin yolu açılmalı. Mültecilerin hukuki durumlarına, hak kaybına ve mağduriyetine neden olacak düzenlemelerin derhal değiştirilmesi gerekmektedir. Mülteciler üzerindeki emek sömürüsünün önüne geçilmeli, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere istismara karşı korunmalıdırlar. Eğitim ve sağlığa erişim hakları düzeltilmeli, ayrım yapmadan eşit bir yaklaşım sergilenmelidir.”