Gazeteciler: Polis karakolda işkence yaptı

Haber takibi yaparken Kasımpaşa'da faşistlerin saldırısına uğrayan ve gözaltına alınan gazeteciler, karakolda polisin işkencesine uğradıklarını açıkladı.

Haber takibi yaparken Kasımpaşa'da faşist saldırıya uğrayıp, hukuksuzca gözaltına alınan gazeteciler, İHD İstanbul Şubesi’nde açıklama yaptı. Gazetecilerin avukatları ve HDP Milletvekili Musa Piroğlu’nun katılımıyla gerçekleşen toplantıda, “Gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz” yazılı pankart açıldı.

'SALDIRININ BAŞINI POLİSLER ÇEKİYORDU'

Toplantıda ilk konuşma saldırıya uğrayan ve gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı muhabiri Enes Sezgin tarafından yapıldı. Kasımpaşa’daki faşist saldırının planlı olduğuna dikkat çeken Sezgin, saldırının başını sivil polislerin çektiğine işaret etti. Polisin kendisini hedef göstererek grubu üzerine saldırttığını belirten Sezgin, yaşananları şöyle anlattı:

'AĞIR İŞKENCE YAPTILAR'

"Linç girişiminin sona ermesinin ardından ise yakından bir park var, haber yazmak için oraya oturuyordum. Sonra üzerime bir grup polis geldi ve bizi yüzüstü yatırdı. GBT uygulaması yapacaklarını söylediler, yalnız bu bir GBT uygulaması değil, bir işkenceydi. Resmen bize işkence yaptılar. Karakola götürüldük. Benimle birlikte 4 kişi vardı. Karakolda resmen bir işkence odasına alındık. Karanlık ve kamerasızdı. Ağır işkenceler gördük. Bizi askeri uygulamalara tabi tuttular, hazır ola geçmemizi istediler, İstiklal Marşı'nı söyletmeye çalıştılar. Gerçekten orada insan insanlığını unutuyor. Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne giderken de işkenceler devam etti. ‘Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz, siz ise köpeksiniz’ diyerek darp edildik polis tarafından. Çok dikkatimi çekti oradaki bir polis emri amirden aldığını söyledi. Amirin de kimden emir aldığı ortadadır. Bu gazetecilere yönelik sistematik bir hal almış bu saldırı devletin bir politikasıdır. Biz orada gazeteci olarak bulunuyorduk ,kaldı ki bu uygulama hiç kimseye yapılamaz. Bunlar vurdukça biz haberlerimizi yapmaya, çoğalmaya ve güçlenmeye devam edeceğiz.”

PİROĞLU: ÖZGÜR BASIN SUSMAYACAK

Gazetecilerin avukatı Sercan Korkmaz, müvekkillerinin yaşadıkları işkencenin ne kadar sistematik ve kolluk için ne kadar olağan hale geldiğinin göstergesi olduğunu kaydetti. Savcının kolluk konusunda ne kadar dikkatli davranacağından şüpheli olduklarına dikkat çeken Korkmaz, davanın takipçisi olacaklarını vurguladı. HDP Milletvekilli Musa Piroğlu halkı şiddet baskı altına almak isteyen bütün rejimlerin işe ilk önce basını kontrol altına alarak başladıklarını belirtti. Piroğlu, basının temel görevinin gerçeğin bilgisini halka ulaştırmak olduğunu ve bu durumun suça bulaşmış devlet için bir tehdit oluşturduğunu söyledi. AKP-MHP iktidarının da basını kontrol altına almak için iki yola başvurduğunu; birincisi ana akım medyayı satın aldığını, ikincisi satın alınamayanları kapattığını ve susturduğunu, üçüncüsü ise çıkarttığı genelgelerle özgür basının çalışmaz hale getirmeye çalıştığını söyledi. Bugünlerde aynı perspektifte sanal medyaya yönelik de bir düzenleme hazırladıklarını belirten Piroğlu, “Gelinen noktada polis şiddetini görüntüleyen herkese karşı vahşi bir saldırı gerçekleştiriyor" dedi. Piroğlu, bunun örneklerini Suruç anmasında gördüklerini anımsatarak, özgür basının susmayacağını, özgür basın geleneğinin dün olduğu gibi bugün de tüm saldırılara rağmen gerçekleri yazmaya devam edeceğini vurguladı.

‘İZİN VERMEYECEĞİZ!’

Konuşmaların ardından açıklamayı saldırıya uğrayan Sendika-Org muhabiri Ceylan Bulut okudu. Gazetecilere yönelik baskılar, devlet şiddeti ve hak ihlallerinin giderek arttığını hatırlatan Bulut, “Konya’daki ırkçı saldırıya ilişkin İstanbul’da yapılan açıklama sonrası devam eden yürüyüşü takip eden çok sayıda gazeteci ırkçı-faşist bir grubun saldırısına uğradı. Mezopotamya Ajansı Muhabiri Enes Sezgin, Sendika-org. muhabirleri Derya Saadet ve Ceylan Bulut, Özgür Gelecek Muhabiri Taylan Öztaş, Gazete Fersude Muhabiri Hayri Tunç da haber takibi sırasında saldırıya uğradı. Bu saldırı sırasında gazeteciler Bulut, Saadet, Sezgin ve Öztaş ağır şekilde darp edildi, yaralandı. Saldırı sonrası Taksim İlk Yardım hastanesinde darp raporu almak isteyen Bulut ve Saadet, polis tarafından “şikayetlerinin alınacağı” iddiasıyla gözaltına alınmak istendi. Hastanede bulunan çok sayıda kişi tarafından gözaltı engellendi” diye konuştu.

Hastanede de işkencenin devam ettiğini belirten Bulut, kendisinden saatlerce haber alınamayan Gazeteci Enes Sezgin'in ise işkenceyle hastaneye getirildiğini, kendisini darp eden faşistlerle hastanede aynı bölümde tutulmaya çalışıldığını açıkladı. Bulut, öte yandan darp rapor almak için aynı hastaneye giden Gazeteci Taylan Öztaş'ın ise acil serviste beklediği sırada darp edilerek, ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alındığını söyledi. “Yapılan polis şiddetini ve işkenceyi asla kabul etmiyoruz” diyen Bulut, “Gazetecileri susturmak ve sahada yaşanan hak ihlallerini kamuoyuna duyurmamak için devlet güçleri tüm baskı aygıtlarını kullanıyor; şiddet, işkence, gözaltı ve tutuklama saldırıları. 38 basın emekçisi gazetecilik yaptıkları için tutuklu. Üzerimizde Demokles'in kılıcı gibi sallanan yargıya bir kez daha sesleniyoruz; tutuklu meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılsın. Bizler gerçekleri yazmaya, gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Tüm baskı, tehdit, şiddet, gözaltı ve tutuklamalara rağmen bizler işimizin başında olacağız. Halkın haber alma hakkını sonuna kadar savunacak, gazeteciliğin kriminalize edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.