Son günlerde Kürtlere yönelik gerçekleştirilen ırkçı saldırılara tepkiler devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Milletvekilli İmam Taşçıer, Kürtlere yönelik son dönemde artan ırkçı saldırıları değerlendirdi.

Kürt halkının kazanımlarının arttığı süreçlerde bu tür olayların geliştiğini aktaran Taşçıer, “1920’lerden sonra 1925, 38, 80’ler, 90’lar ve şimdi de son 5 yıldır uygulanan yeni konsept ile birlikte Kürtleri bir şekliyle yok sayma siyaseti daha çok gündemleşiyor. Bazen de sanki demokrasi varmış gibi bir tutum takınıyorlar. Kürt halkı şunu çok iyi biliyor. Türkiye devleti de iktidarı da biliyor ki; Kürt sorunu inkarı kalkmış çözümü bekleyen bir sorun. Bu yüzden karşı tarafı zayıflatarak, yapılan sindirme politikalarının gerçek nedeni: Çözüme oturursam ne kadar zayıflatabilirim” hesabıdır. Bu hesaplar Ortadoğu ve 4 parça için de yapılıyor” dedi.

‘KÜRTLERİ SİNDİRMEK İSTİYORLAR’

1990’larda JİTEM’in yaptıklarını bugün iktidarın iç çelişkilerden yararlanarak yarattığı paramiliter güçler yaptığına dikkat çeken Taşçıer şöyle konuştu: “AKP ve MHP zayıflıyor. Bunlar kime saldırabilir, Kürdistan’da yeri yurdu yakılmış, göç etmek zorunda kalan Kürt halkına saldırıyorlar. Buradan yararlanmak isteyen bazı güçler Kürt halkını katlediyor ve Konya’da katledilen Dedeoğlu ailesi 20 yıl önce oraya göç ettiğini görüyoruz. İzmir’de katledilen Deniz Poyraz’ın ailesinin 30 yıl önce göç ettiğini biliyoruz. Batıya yerleşen Kürtleri sindirmek, caydırmak, korku yaymak. 90’larda daha gaddarca yapılıyordu, açık açık yapılıyordu. Şimdi batıdan başlayarak sindirme politikası izleniyor. Kürt tabanını kaybeden AKP’nin hesabına uyan bir politika. Kürtleri baskılayarak AKP ve MHP’li yapmak istiyorlar ama bunlar gerçekçi değil. Kürt halkının statü talepleri, dil talepleri, kendi kendini yönetme talepleri var. Kürt mücadelesi bir seviyeye ulaştı.”

‘KÜRTLER DÜZEN PARTİLERİNE OY VERMEZLER’

Değişik yerlerde gömülü silahlar ortaya çıktığını, bazı yerlerde farklı uygulamaların olduğunu vurgulayan Taşçıer, “Ormanların yanmasından kendilerine rol biçerek kimileri kimlik yoklaması yapmaya kalktı. Burada amaç Kürtlerdir. O kimlik sormayı Kürtler yapsaydı derhal tutuklanırdı, kıyamet kopardı. Bu paramiliter güçler ve kendi başlarına yapmıyorlar. Konya’da katliamı yapan kişi eğitimli biri. Belden yukarı ve kafalarına ateş ediyor. Oluşturulan bir senaryo var. Kürtler umutsuz değildir, Kürtler belli bir seviyeye geldiler ve AKP, MHP, CHP’ye de oy vermeyecekler. Kürtler düzen partilerine oy vermeyecekler. Bunların hepsini iç içe değerlendirirsek şu anda ki güneşin doğduğu süreçten önceki en karanlık dönemidir. Ama sonunda o güneşi göreceğiz ve bu yakındır. Politikalarımızda geri adım atmayacağız ve en iyi süreçleri yakalayacağız.

‘SALDIRILAR ÖRGÜTLENEREK ÖNLENİR’

Ben Amed’de 7 -8 tane öldürme olayı ile karşılaşıyordum. Öldüren kişiler devletin koruması altında çok serbest hareket edebiliyorlardı. Halk sahip çıkmasaydı bunlar daha fazla da olabilirdi. JİTEM ve Hizbullah vardı. Şu anda siyasiler cezaevine gönderiliyor, halka sindirme politikası uyguluyor. Bunu yapan paramiliter güçlerin alt yapıları var. Silahlanan bu grupların yarın silahı kime çevireceğini henüz bilmiyoruz. Aylık 10 bin dolar maaş alan devlet görevlileri bar. İktidar boşluğa düştükten sonra bu sefer yönetemez duruma düşüyor. Yol yöntemleri bunlardır. Biz TC’nin kurtuluşundan bu yana izlenen politikaların aynı olduğunu görüyoruz. Çok pervasızca hoyratça saldırıyorlar. Kürt halkı buna karşı örgütlenmeli ve sokakta sesini duyurmalı. HDP etrafında kenetlenmeli, yürüyüşler, mitingler düzenlenmeli. STK’larla görüşerek güçlü bir örgütleme yapısını sağlamalıyız. Türk halkının da yaşananlara tepki göstermesinin sağlanması lazım. Kürtler HDP çatısı altında bu saldırılara karşı saldırıları boşa çıkartaıak eylem ve etkinlikler düzenlemeli. Saldırıların niteliğini halka anlatmalıyız. Saldırılar böyle önlenebilir” diye konuştu.