İsveç’in ilk Kadın Tarih Müzesi’nin kurucusu Yugoslav bir göçmen

İsveç’in ilk Kadın Tarih Müzesi’nin kurucusu Yugoslav bir göçmen

Kadın erkek-eşitliğinde dünyanın en eşitlikçi ülkesi olarak kabul edilen İsveç’te ilk kadın müzesinin kurulmasına Yugoslav bir göçmen olan Tamara Spiric öncülük ediyor.

Spiric 1990’lı yılların başında Yugoslavya’da patlak veren savaştan kaçarak İsveç’e sığınan bir ailenin çocuğu. Dünyaya gözlerini açtığı Saraybosna’da savaş sırasında tanık olduğu vahşet ve katliamların, İsveç’te mülteci olmanın getirdiği güçlüklerin politikaya yönelmesinde etkili olduğunu söylüyor. 1998 yılında Sol Parti’nin gençlik örgütünde siyasete atılmış. İsveç’in kuzeyindeki Umeå Belediyesi’nde Sol Parti’nin Grup Başkanı, ardından da Belediye Şube Müdürü olmayı başarmış.

Kendini sosyalist feminist olarak tanımlayan Spiric, 2010 yılında Belediye İl Meclisi’ne Umeå ilinde bir kadın müzesi açılması için önerge verdi. Önergesinde İsveç’te yapılan araştırmaların tarihin erkeklerin bakış açısıyla yazıldığına, incelenen dört tarih kitabında 930 erkeğin adı geçerken sadece 62 kadından söz edildiğine dikkat çekti. Kadınların tarihteki rolünün duyurulması ve gelecekte toplum içindeki konumlarının güçlendirilmesi için bir kadın müzesine ihtiyaç olduğunu belirtti.

Önerge diğer partiler tarafından da benimsenince Kadın Tarih Müzesi’nin kurulması kararı alındı ve müzeyi kuracak oluşumun Yönetim Kurulu Başkanlığına Tamara Spiric getirildi.

Konuya ilişkin ANF’ye konuşan Spiric “Sorun bizim tarihimizin ve bugünümüzün sorunu.  Tarih kitapları eğemenler ve erkeklerin perpektifleriyle yazılmış. Kadınların tarihteki rollerine gereken yer verilmiyor. Kadın bakış açısının eksikliğinin giderilmesine katkıda bulunmak için önergeyi verdim” diyor.

Danimarka ve Norveç’te kadın müzeleri olmasına rağmen İsveç’te olmamasını bir eksiklik olarak gördüğünü ifade eden Spiric, daha önceleri kadınların sorunlarını gündeme getirmek için bölgede bulunan müzeyle işbirliği yaparak Taylandlı ve başörtülü kadınları konu alan fotograf sergileri ve konferanslar düzenlediklerini, ancak bunların yetersiz kaldığını, kadınların sorunlarını gündeme getirebilmek için kadınlara özgü kurumlara ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Kadın Tarih Müzesi’nin İsveçli kadınların yanı sıra Sami kadınlarının mücadele ve yaşamlarını yansıtan nesne ve belgelere yer vereceklerini, günümüzde kadınların sorunlarının ele alınacağı sergi, konferans ve paneller düzenleyeceklerini söylüyor. Diğer ülkelerde bulunan kadın müzeleriyle şimdiden ilişkiye geçmeye başladıklarını söyleyen Spiric Kürt ve Türk kadınlarıyla da ilişki kurma isteklerini de dile getirdi.

Neden Başkent Stockholm’de değil, Umeå’da kadın müzesi açıldığı sorumuzu “Stockholm’de iki büyük parti Sosyal Demokrat ve Moderatlar karşı çıktığı için bir kadın müzesi açılamıyor. Burada işçi sınıfı ve kadın hareketinin güçlü olması böylesi bir müze kurmamızın koşullarını yarattı” diyerek yanıtlıyor.

Müzeyi güncel sorunların tarihsel bağlantılarıyla ele alınacağı ve kadınların aktif olarak katılımlarının sağlanacağı bir platform olarak gördüğünü söyleyen Spiric amaçlarının yerel ve küresel düzeyde kadınların toplum içindeki konumlarını güçlendirmek olduğunu vurguluyor.