Kobanê Davası’nda HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanları, MYK üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında olduğu 28’i tutsak108 siyasetçinin yargılanıyor.

Davanın ikinci duruşmasının üçüncü oturumu bu cuma günü başladı. Oturuma avukatların yanıısra HDP milletvekilleri de katıldı.

Birçok avukat ise bulundukları kentlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır bulundu.

Duruşmayı ayrıca Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu’ndan uzmanlar ile AB üyesi ülkelerin diplomatik temsilciliklerinden isimler takip ediyor.   

Rehin tutulan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, mazeret bildirerek duruşmada yer almadı.

Cezaevlerinden SEGBİS yoluyla katılan tutsaklar şöyle: HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Amed Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna, HDP Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt, HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür, yerine kayyum atanan Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, HDP eski milletvekili Gülser Yıldırım, HDP eski Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Zeynep Ölbeci, Cihan Erdal, Can Memiş, Meryem Adıbelli.

Bunlarla birlikte tutuksuz yargılanan İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder İstanbul’dan ve eski HDP Milletvekili Altan Tan, Amed’den SEGBİS’ile duruşmaya bağlandı.

Duruşma, avukatların reddi hakim taleplerinin gerekçelerini açıklamasıyla başladı. Avukat Cemile Turhallı Balsak, ilk duruşmanın 26 Nisan’da başladığını hatırlatırken, reddi hakim talebinde bulunduklarını ifade etti.

Balsak, “Çekilmeyecekseniz, dosyanın üst mahkemeye gönderilmesini talep ediyoruz” dedi.

Adil bir karar verme yönünde taleplerinin olmadığına da vurgu yapan Balsak, “Tarafsız bir yargılamanın yapılması, adil yargılama açısından olmazsa olmaz bir koşul. Mahkemeniz bu davaya tarafsız yaklaşmıyor” diye ekledi.

Usulsüzlükleri anlatan Balsak, AİHM’in HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması yönündeki kararını da hatırlatırken, “Hala hiçbir şey olmamış gibi tutukluluk durumunun kanuna uygun olduğuna nasıl inanmamızı beklersiniz?” diye sordu.

Tutukluluğa ilişkin tarafsız yaklaşamayacak bir mahkemeden tahliye beklemenin gerçekçi olmayacağını vurgulayan Balsak, AİHM Büyük Daire kararının tutsak edilen 28 kişinin tümünü ilgilendirdiğini kaydetti.

Balsak, “Bu mahkemeden olsa olsa tek talebimiz olur, karar verecek merci olun. Eğer karar vermeyecekseniz çekilin. Ama bugüne kadar verdiğiniz kararlarla kararı veren merci değil, kararı verdiren merciinin hükümlerini uygulayan merci olduğunuzu gösterdiniz” şeklinde konuştu.

Dava avukatların savunmaları ile sürüyor.