Melet: Açlık grevi eylemi giderek büyüyor

Leyla Güven’in tecridin kaldırılması talebi ile başlattığı açlık grevi eyleminin giderek büyüdüğünü söyleyen İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, taleplerin biran önce karşılanması gerektiğini belirtti.

DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması amacıyla başlattığı açlık grevi çığ gibi büyüyor. 52 gündür süresiz, dönüşümsüz açlık grevinde olan Güven'e zindanlarda, Kürdistan’ın dört parçasında, Türkiye’de ve tüm dünyada destek eylemleri sürüyor.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet, Leyla Güven’in Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması talebi ile başlattığı açlık grevinin cezaevlerinde binlere doğru gittiğini söyledi. Güven’in başlatmış olduğu açlık grevi eyleminin halen devam ettiğine dikkat çeken Melet, açlık grevine dönük ne Türkiye kamuoyunda ne mevcut hükümetten, ne de demokrasi ve insan haklarını savunan örgüt ve yapılardan bu güne kadar duyarlı bir anlayışın, bir sesin ortaya çıkmadığını belirtti.

AÇLIK GREVİ KRİTİK AŞAMADA

Bu durumun başta insan hakları savunucuları olmak üzere, demokrasiyi ve barışı savunan tüm insanları kaygılandırdığını vurgulayan Melet, "Leyla Güven’in kendi özgür iradesiyle vermiş olduğu kararın ardından yaşanacak olumsuz bir durumda Türkiye’de mevcut insan hakları karnesinin çok aşağılara çekileceği ve bu uğurda büyük bir vicdan yaralanmasına neden olacağını şimdiden belirtmek istiyoruz.

Açlık grevi geldiği nokta itibariyle artık kritik bir aşamada. Bu günden sonra Leyla Güven’de kalıcı hasarlara neden olacaktır. Leyla Güven’in başlatmış olduğu ve barışa bir umut olarak yol açtığı bu eylemde, özellikle cezaevlerinde binlere doğru giden bir sayı gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Öcalan üzerindeki tecrit koşulları kaldırılmazsa bu açlık grevinin sonlandırılmayacağını Leyla Güven her görüşmesinde dile getiriyor" dedi.

‘TECRİT HERKESİN ORTAK SORUNUDUR’

Tecridin bir tek HDP’nin, HDP milletvekilinin ya da bu anlamda düşünen insanların sorunu olmadığını dile getiren Melet, "Tecrit Türkiye’de ortak yaşamdan bahseden, demokrasiden, insan haklarından yana olan, demokratik bir ülke hayalini kuran herkesin sorunudur. Bu gün demokrasiden bahseden Türkiye’nin diğer tüm siyasal partileri de bunu göz önünde bulundurmalıdır. Çünkü Sayın Öcalan üzerindeki tecrit aslında dünyada bir ilki de kendi içerisinde barındırıyor. Bu ilklerden bir tanesi dünyadaki en uzun avukat görüşmesi kısıtlanan insan olarak tarihe geçmesidir. Yine Sayın Öcalan üzerindeki tecridin asla sadece tecritle sınırlı kalmadığı, bir hiçsizleştirme politikası olduğu gerçekliği de ortadadır" dedi.

Hukuk devleti çerçevesinde tecridin hiçbir şekilde bir yasaya dayandırılamayacağını söyleyen Melet konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesi tamamen hukuk dışı bir yaptırımdır. Bu yaptırımdan bir an önce hükümetin vazgeçmeli. Yeni bir yıla gireceğiz, bu yeni yıla girmeden önce insan hakları savunucuları olarak talebimiz nettir. Bir an önce tecridin sonlanması ve Leyla Güven ile arkadaşlarının başlatmış olduğu açlık grevinin son bulmasıdır."