Amed ile Van'da, Şırnak'ın Cizre ilçesinde Doktor Nesim S., hemşireler Şahin E. Abdullah K. ve Ahmet T.’nin tutuklanması, sağlık ve insan hakları örgütlerince protesto edildi.

VAN
Van-Hakkari Tabip Odası,  Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Van Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Van-Hakkari Tabip Odası’nda toplantı düzenledi. Açıklamayı yapan Van Hakkari Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Deniz Değer, tutuklamanın bir zorunluluk değil, başvurulan istisnai bir durum olduğunu belirterek sağlık çalışanlarının tutuklanmasını kabul edilemeyeceğini söyledi. 
Meslektaşlarının tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen, 2015 yılında kentte ilan edilen "sokağa çıkma yasağı" sırasında 10 yaşındaki bir çocuğu tedavi etme "suçlama"sının, hukuki hiçbir yanın olmadığını ifade eden Değer, şöyle konuştu: “Bizler yaşamdan yana olan mesleğin mensupları olarak yaşam hakkının en kutsal hak olduğuna inanıyoruz. Bir 'değer' olarak gördüğümüz sağlık hizmet sunumu 'değer' olmasını her koşulda her insanı yaşatma çabasından almaktadır. Bu nedenle savaş veya çatışma alanlarında dahi bizlere ihtiyaç duyan herkese, her yerde gerekli sağlık hizmetini sunma sorumluluğumuz vardır. Varoluş sebebimiz olan iyileştirme ve yaşatma hizmetinden dolayı bırakın tutuklanmayı yargılanmayı dahi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.”  
Değer, tutuklanan sağlıkçıların evrensel etik değerlere sahip çıkarak; mesleki yükümlülüklerini yerine getirdiklerini vurguladı.
Mesleki sorumlulukları, görevleri ve etik ilkeler doğrultusunda, her yerde, her koşulda ve ihtiyaç duyan herkese karşı, bağımsız bir şekilde sağlık hizmeti sunmaya devam edeceklerini belirten Değer, arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi. 

AMED
Diyarbakır Tabip Odası (DTO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından Diyarbakır Tabip Odası'nda düzenlenen toplantıya da sağlık emekçileri katıldı. 
DTO Eşbaşkanı Mehmet Şerif Demir, meslektaşlarının ailelerinden ve hastalarından koparılarak tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Demir, avukat görüşmelerinden ve mahkemedeki sorgulamalardan edindikleri bilgilere göre, tutuklanma gerekçelerinin, sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü 2016 yılında sağlık hizmetine erişimin engellendiği ve neredeyse imkansız olduğu koşullarda yaralı olarak başvuran 10 yaşlarındaki bir çocuğa sağlık hizmeti sunma iddiası olduğunu kaydetti. 
“Bizler yaşamdan yana olan mesleğin mensupları olarak yaşam hakkının en kutsal hak olduğuna inanıyoruz” diyen Demir, savaş veya çatışma alanlarında dahi kendilerine ihtiyaç duyan herkese, her yerde gerekli sağlık hizmetini sunma sorumluluklarının olduğunun altını çizdi. Demir, “Varoluş sebebimiz olan iyileştirme ve yaşatma hizmetinden dolayı bırakın tutuklanmayı yargılanmayı dahi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” dedi. 
Dr. Demir, uluslararası sözleşmeleri hatırlatarak, "Bizlere gereksinimi olan herkesi, kimliğine, aidiyetine bakmaksızın iyileştirmek ve her türlü çabayı göstermek mesleki etik kurallarımız gereğidir" dedi ve sağlık çalışanlarının serbest bırakılmasını istedi.