'Saldırılara karşı Kürt ulusal kongresi şart' - DOSYA III

Azadi Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşti ve DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Kürt ulusal birliği ve Türk devletinin saldırılarına konuşarak, saldırılara karşı ortak cevap için ulusal kongrenin şart olduğunu belirtti.

Kürtler arasında ulusal birlik çalışmalarının ve geldiği aşamayı konu etmek için hazırladığımız dosyamızın üçüncü ve son dizisi, Azadi Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşti ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk'ün değerlendirmelerini içeriyor.  

Aşti ve Öztürk, hem ulusal birliğin temel ayakları hem de Türk devletinin Güney Kürdistan işgaline ilişkin konuştular. Kürt halkının ve onların temsilcilerinin ulusal birlik çabalarının uzun hep olduğuna işaret eden Aşti ve Öztürk, asıl meselenin pratik anlamda bu çabaların ete kemiğe bürünmesi gerektiğini vurguladılar.

DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik saldırılarının tamamen bir işgal olduğunu söyleyerek, Bahçeli ve Erdoğan ikilisinin de yürütmüş oldukları işgal saldırılarını inkar etmediklerine dikkat çekti.

Öztürk, bu işgal saldırılarının sadece güneyde değil, rojava Kürdistan'ında da uygulandığını ifade ederek, Kürtlerin topyekun bir karşı duruş sergilemelerini gerektiğinin altını çizdi.

ULUSAL BİRLİK BİLİNCİ

Dört parça Kürdistan'da Kürtlere yönelik saldırıların karşısında en önemli çalışmalardan birinin de Kürt ulusal birliğin kurulmasını olduğunu belirten Öztürk, şunları kaydetti:

"İşgal edilen topraklar Kürdistan topraklarıdır. Mevcut saldırıların sadece bir kuruma veya partiye yönelik olmadığı görülmelidir. Bir bütünen Kürt halkını ve onun varlığını hedef alan saldırılardan bahsediyoruz. O yüzden Kürt ulusal birliğine ve bilincine büyük bir ihtiyaç vardır. Dolayısıyla Kürtlerin bu saldırılara karşı ortak cevaplarının olması lazım. Bunun için de ulusal kongre şarttır. Belki hemen bugün kongreyi gerçekleştirmemiz ve çalışmalarına hız vermemiz mümkün olmayabilir ama en azından bu hedef ve niyetle hareket edecek bilincin oluşmasına ivedilikle ihtiyaç vardır."

PARTİLERİN DEĞİL, HALKIN BİRLİĞİ SAĞLANMALI

Kürt ulusal birliğinin partilerin veya sivil toplum kuruluşlarının birliği anlamına gelmediğinin altını çizen Öztürk, "Biz, Kürt halkının siyasal, toplumsal ve kültürel birliğinden bahsediyoruz. Tabi ki şahsiyetler, partiler veya diğer temsiliyetler buna öncülük yapacaktır. Biz zaten yıllardır bunun çabası içerisindeyiz. Özellikle Kuzey Kürdistan'da tek ses olabilmek için yürüttüğümüz çalışmalarımız var. Öncelikle seçim ittifakı olarak başlattığımız çalışmamız, ilerleyen zamanlarda kalıcı bir ittifaka dönüştü. Tabi bunun da gelişmesi ve büyümesi için ekstra çabalarımız sürüyor. Hatta bizim amaçladığımız birlik modeli, sadece bakurda (Kuzey Kürdistan) değil dört parça Kürdistan'dadır. O yüzden Güney Kürdistan yönetimi ile geçtiğimiz yıllarca bir araya gelmelerimiz, görüşmelerimiz oldu. Ancak son zamanlarda bir görüşmemiz olmamıştır" diye konuştu.

KONGRE OLUŞMADAN SALDIRILAR BİTMEYECEKTİR

Azadi Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşti ise, sözlerine Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik işgalinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek başladı.

Aşti, Kürdistan’ın güneyindeki Türk devletinin saldırılarının vicdanı ve ahlakı olan hiç kimsenin kabul etmemesi gerektiğini ifade etti.

Tüm Kürt oluşumların kendilerini Kürdistan'ın temsilcileri olarak görüp, dışındakileri meşru görmeme hastalığı ve anlayışından vazgeçmeleri gerektiğini söyleyen Aşti, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Kürt partileri arasındaki ittifaksızlık neticesinde bu ün hem Kürdistan’ın güneyinde hem kuzeyinde ve hem de Rojava'da işgal gerçekleşmiştir.  Her kürdün istediği fakat Kürt parti yöneticilerinin anlaşamadığı ittifak gerçekleşmeden bu işgal sona ermeyecektir. Bütün Kürt hareketi yöneticilerini bağlayan bir ittifak veya Kürdistani kongre oluşmadan bu işgal bitmeyecektir."

ONLAR İÇİN KÜRTLERİN HEPSİ DÜŞMAN

Ulusal Kürdistani ittifakın, Kürdistan’ın tün parçalarındaki düşman saldırılarını meşru görmediğini belirten Aşti, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Çünkü bu saldırılar tüm Kürtleri hedef almıştır. Dolayısıyla hem ittifakımız içerisinde hem de gözlemci olan Kürt siyasetlerine büyük rol düşüyor. Kürt düşmanlarının tarih boyunca Kürtler arasında ayrım yapmadıkları gerçeğini görmemiz lazım; Onlar için  bütün Kürtler düşmanlarıdır. Bundan ibret alarak bugün sana yapılan zulmün yarın bana yapılacağı gerçeğini görerek ayrıcalıksız, fakatsız herhangi bir parçada yapılan haksızlıklara sessiz kalmayıp, var olan imkanlar içerisinde tepkilerimizi göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Yani A parçasında A oluşumuna karşı yapılan bir saldırıyı tüm Kürtlere yapılmış olduğunu kabul etmek ve ona göre bir tepki göstermek ulusal bilincin olmazsa olmazıdır."