10 Haziran günü İsveç Başsavcısı’nın yaptığı bir basın toplantısıyla Olof Palme cinayetinin Stig Engström tarafından gerçekleştirildiğini açıklamasından sonra İsveç'teki sivil toplum örgütleri ve Kürt aydınları, Kürtlerden özür dilenmesi ve PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması talebini daha sık dillendirmeye başladı.

1976 yılının bu yana İsveç'in başkenti Stockholm'de yaşamını sürdüren tiyatro sanatçısı Kemal Görgü'yle Olof Palme cinayetini, Kürtlerden özür dilenmesi ve PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması için İsveç ve Kürdistanlı örgütlerin üzerlerine düşen sorumlulukları konuştuk.

Olof Palme ile herhangi bir ilişki ve karşılaşmanız oldu mu ve öldürülmesi sizi nasıl etkiledi?

Kendisini birkaç kez rahmetli Mahmut Baksi ile ziyaret ettim. 1980'li yıllarda Türkiye'deki cuntaya karşı Sergelstorg Meydanı'nda açlık grevi yaptığımızda yanımıza gelirdi, gelişmeleri öğrenmeye çalışırdı, sorular sorardı. Palme, İsveç'te Kürtlere kendi dillerinde eğitim hakkı tanıdı. O sıralar dünyada Kürtlere en fazla hak tanıyan ülke İsveç'ti.

Palme'nin öldürüldüğünü duyduğumda şoke oldum. Kürtler hakkında neler düşündüğünü bildiğim için Kürtler tarafından öldürüldüğü suçlamaları inanılmazdı. Kürtlerin Palme'yi öldürmesi için hiçbir neden yoktu ve olamazdı. Çok üzüldüm ve kızdım. Kürtlere çok büyük iftiralar atıldı. Bazı Kürtler tutuklandı, baskı altına alındı. Kürtler büyük travmalar yaşadı. Pek çok Kürt katil suçlamalarından kurtulmak için Kürt olduğunu gizlemek zorunda kaldı. Kürt olduğunu kabul edenler de biz PKK'li değiliz diyordu. Palme cinayetiyle Kürtler arasındaki çelişkileri derinleştirmeye çalıştılar.

Cinayet Kürtler ve PKK açısından ne tür sonuçlara yol açtı?

Bu cinayetten sonra Avrupa'nın diğer ülkeleri de PKK'yi terör örgütleri listesine aldı. İsveç ve Avrupa'nın bir halkı terörist olarak ilan etme hakkı yok. Ama Kürtleri savunacak bir mekanizma olmadığı için bunu kolayca yaptılar.

Palme cinayetinin Stig Engström tarafından gerçekleştirildiğinin açıklanması Kürtler açısından ne anlama geliyor?

İsveç'in açıkça Palme cinayetinde Kürtlerin sorumluluğunun olmadığını söylemesi gerekirdi. Bu konu medya ve kamuoyunda geniş yer almadıkça sorun çözülmez. Bizlerin Kürtler olarak İsveç aleyhinde dava açmamız gerekir. İsveç'in bizi terörist ilan etmesi büyük tahribat yarattı. Kürt halkına ve şehitlerimize büyük hakaretler edildi.

PKK “terör örgütleri listesi”nde oldukça Erdoğan, Kürdistan'ın her parçasını istediği zaman bombalayabiliyor. Avrupa'ya “PKK'yi siz de terör örgütü ilan ettiniz ve biz teröre karşı savaşıyoruz” diyor. PKK'ye yönelik “terörist” suçlaması sadece Kürtler için değil Türkiyeli ilerici ve devrimciler için de çok büyük bir sorun. En haklı talepleri “terör” suçlamasıyla bastırılıyor. Bu nedenle öncelikle PKK üzerindeki “terör” damgasının kaldırılması gerekir.

Siz uzun yıllardır İsveç Barış Konseyi'nde görev yapıyorsunuz? PKK'nin “terör örgütleri listesi”nden çıkarılması için bir girişiminiz oldu mu?

Ben, bu konuyu Barış Konseyi'nin gündemine getirdim. İsveç hükümetine mektup yazacak ve Kürtlerden özür dilemesini isteyeceğiz. Önümüzdeki günlerde yapılacak yönetim kurulu toplantısında konuyu ele alacağız.

İsveç'teki tüm aydınların Kürtler ve PKK'nin “terör örgütleri listesi”nden çıkarılması için ortak girişimlerde bulunmasından yanayım. Özellikle de tüm Kürt örgütleri bunun için bir araya gelmek zorunda.

Avrupa'da yaşayan ve insan haklarını savunan tüm insanlar, demokrat ve ilericilerin PKK'nin “terör örgütü listesi”nden çıkarılması için ortak mücadele etmeleri gerekir.