Sancar: Kobanê davası kumpas davasıdır

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kobanê Davası’nın kumpas davası olduğunu söyledi, "Bu ülkeyi çürümüş düzenden kurtaracağız, buna gücümüz var" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın duruşmasını takip eden Eş Genel Başkan Mithat Sancar, Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklamalarda bulundu. Kobanê Davası’nın baştan sona kurgu olduğunu belirten Sancar, siyasi iktidarın intikam amacıyla hazırladığı kumpas olduğunu söyledi. Sancar, “Yüzlerce ek klasörler var. Ve bütün bu ek klasörler mahkemeye sunulduktan sonra 3 gün içinde incelenmiş ve bir tensip hazırlanmış. Mahkemenin bunu okuması için ne kadar zaman gerekiyor, bunları dün Selahattin Demirtaş uzun uzun anlattı. Yani gece gündüz yemeden içmeden, 24 saat çalışmaları halinde 9 gün içinde okumayı tamamlayabilirler. Ama mahkeme heyeti başka işler de yaparak 3 gün içinde iddianamenin tamamını okuduğu söylüyor ve bu okumayı titizlikle yaptığını söylüyor. Bu iddianameyi mahkeme heyetinin okumadığını biliyoruz. Bu iddianamenin nerelerde hazırlandığını da biliyoruz. Bu iddianame iktidarın karanlık merkezlerinde hazırlanmıştır” dedi.

'KARARTMA VE HIZLA BİTİRME ÇABASI'

Davada karartma ve hızla bitirme çabası olduğunu dile getiren Sancar, şöyle devam etti: “Bunu da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Deliller sıralanıyor ama delillerin de büyük bir kısmı iddianamede yok. Mahkeme heyeti sadece taraflı davranmakla kalmıyor aynı zamanda hukuka aykırı davranıyor. Bu kumpas davasını yasa dışı imkanlara başvurmadan yürütme imkanları yok zaten. Mahkeme heyeti suç işliyor, mahkeme heyetine talimat verenler suç işliyor. Asıl yargılanması gereken 2014’de siyasi iktidarın yaptıklarıdır. Asıl yargılanması gereken bu kumpas davasını hazırlayanlardır. Ve bunlar da gün gelecek adil yargı önünde hesap vereceklerdir."

'BU DÜZENİ DEĞİŞTİRMELİYİZ'

Sancar, devamında şunları söyledi: “Türkiye’de en ağır suçlar günlerdir çeşitli yönleriyle ortaya saçılırken, hiçbir savcı harekete geçmiyor. Ama HDP’ye karşı, Kürt halkına karşı bunca çürük girişimlerle, asılsız iddialarla, ağır cezalar talebiyle dava açılabiliyor. Türkiye’de siyasi sisteminin de hukuk sisteminin de bir bütün olarak devletin de toplumunda çürümesinin temelinde Kürt düşmanlığı ve HDP’ye yönelik operasyon yer alıyor. Hiçbir gelişme birbirinden bağımsız değildir. Eğer bu gerçeği görmezsek burada yapılanın da Türkiye’deki çürümenin temel nedenleri arasında yer aldığını anlamazsak, bu düzeni değiştirme imkanımız yoktur. Ancak bu düzeni mutlaka değiştirmemiz gerektiğini de biliyoruz.

Fatura toplumun tümüne, en çok da yoksullara, emekçilere çıkıyor. Burada yürütülen kumpas davası, aynı zamanda halkın cebinden sofrasından çalınan milyarların örtülmesi için kullanılan bir perdedir. Bu perdeyi kaldırmadığımız sürece ne mafyatikleşen devlet düzeninin gerçekliğini ne de talan ve soygun ekonomisinin sonuçlarını görebiliriz. Arkadaşlarımız bütün bu davadan bunları ortaya koyacaklar. Siyasi iktidarı bu çürümüş düzeni yargılayacaklar. Nitekim bunu da güçlü bir şekilde yapmaya başladılar. Duruşmalar ilerledikçe, hakikatler daha güçlü ve daha kapsamlı bir şekilde ortaya koyacak. Arkadaşlarımız mahkeme salonun da bizlerde demokratik siyasetin her alanında bu hakikatleri ortaya koymaya, gözler önüne sermeye devam edeceğiz. Ve bu ülkeyi çürümüş, bozuk düzenden kurtaracağız. Buna gücümüz var. Çünkü hakikatten yanayız.”