Serxwebûn Gazetesi’nin 473. sayısı çıktı

“Düşmanı, saldırdığı her karış Kürdistan toprağına gömelim!” manşetiyle çıkan Serxwebûn Gazetesi, bu ay Türkiye ve Kürdistan devrim mücadelesi şehitleri ve Mayıs Şehitleri'ni ve bıraktıkları devrim mirasını sayfalarına taşıdı.

Serxwebûn Gazetesi Mayıs sayısında, PKK'deki siyasal, örgütsel sorunların ele alınıp değerlendirildiği PKK Merkez Komitesi'nin talimatını manşete taşıdı. Yaşanan ideolojik, örgütsel sorunların tespiti ve çözüm yollarının değerlendirildiği talimatta, “Dönemin devrimci görevlerini şehitler çizgisinde ve 1 Haziran atılım ruhuyla başaralım!” mesajı verildi.

Siyasal, güncel konu ve sorunların ele alındığı değerlendirme yazısını KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık kaleme aldı. “PKK’nin öncülük ettiği mücadele, gerçekleri ortaya çıkarmaktadır” tespitinde bulunan Bayık, gerillaya yönelik saldırıları ve bu saldırıların ardındaki planları ele alıyor.

Bayık Kürt halkının yaşadığı tehlikeli sürece işaret ederek, “PKK şahsında Kürt’ün varlığı hedefleniyor. Bu yönüyle saldırı kapsamlıdır; amaç uğursuz ve tehlikelidir. Bunu görmemek Türk devlet gerçeği karşısında kör ve sağır olmaktır. Üçüncü Dünya Savaşı’nın merkezinde yer alan Kürdistan ve Kürtler tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar tehlike ile karşı karşıyadırlar. Bu herhangi bir tehlike değildir. Soykırım saldırısı var” tespitini yapıyor. Bayık ayrıca Kürt halkını, PKK’nin ve gerillanın Türk devletine karşı yürüttüğü mücadeleyi destekleyerek geleceğini güvenceye almaya çağırıyor.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan ise “1 Haziran stratejik atılımımızın 12. yılı ve görevlerimiz” başlıklı yazısında 1 Haziran stratejik atılımının tarihsel ve toplumsal önemine dikkat çekiyor. Birçok yönüyle 1 Haziran stratejik atılımını değerlendiren Kalkan, hamleyi anlama ve hamleye yaklaşımı da çok yönlü değerlendiriyor. Kalkan, “Bilindiği gibi, mücadele tarihimizde birincisi 2004, ikincisi de 2010 yılında olmak üzere iki kez 1 Haziran Devrimci Atılımı gerçekleştirmiş durumdayız. Fakat bu iki atılımın içeriği ve özelliği aynı değildir. Yani birbirinin benzeri ya da devamı niteliğinde olmayıp, esasta birbirini tamamlayıcı özelliğe sahiptirler” diyerek her iki hamlenin farklılık ve birbirini tamamlayan yanlarına dikkat çekiyor.

“Şehitler partisi olarak PKK gerçeği” başlıklı yazısıyla Mayıs ayı şehitlerinin bıraktığı devrimci mücadele mirasını ele alıp değerlendiren Nedim Seven de “45. yılına girdiğimiz Mayıs Ayı Şehitleri geriye dönülüp bakıldığında Haki Karerlerden Mehmet Karasungur, İbrahim Bilginlere, 18 Mayıs zindan direnişçiliğinden yaşanan şehadetlerden yarım asrı bulan mücadelenin tüm evrelerinde özgürlük uğruna verilen bedellerle bugünlere gelen PKK, Kürt halkı ve Ortadoğu halkları ve dünya halkları için savaşçı, kahraman ve direnen öncü kişilikler yarattığı reddedilemez bir gerçekliktir” tespitinde bulunuyor.

Hêlîn Ümit ise kaleme aldığı yazıda ise Birleşik Mücadele Platformu’nun önemi üzerinde duruyor.

“Devrimci hareketlerle birleşik mücadele platformlarını oluşturmak taktik değil stratejiktir” diyen Ümit, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın halkların ortak bir platformda buluşması için ne kadar çok çaba sarf ettiğini anlatıyor. Ümit, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Türkiye devrimci mücadelesinin gelişimine hep özgün yaklaştığına da dikkat çekiyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bu ayki yazısının konusu Mayıs ayı şehitleri. Abdullah Öcalan, Mayıs 1994 yılında yaptığı çözümlemeden alınan yazı, şehitlere yaklaşım ve anılarının gereklerini nasıl yerine getirilmesi gerektiğini konu alıyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Haki Karer'in şehadetinin anlaşılamadığını da belirterek, “Haki Yoldaşın katledilişinde bir savaşla karşı karşıya kaldığımızı hemen fark ettik. Sanki üzerimize gök yıkıldı” diyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, değerlendirmesinde mücadelede yön gösterenlerin şehitler olduğunu özellikle belirtiyor.

Bu ayki sayıda, “1 Mayıs alanları emekçilerden vicdan ve zihniyet devrimi yapmalarını da istedi” başlıklı yazısında Cihan Eren, devletlerin ve hükümetlerin tüm baskısına, Koranavirüsü bahane ederek sokağa çıkmayı, eylem yapmayı kısıtlamasına ve yer yer de yasaklamasına rağmen emekçilerin, halkların alanlara çıkıp, zor koşullarda hak mücadelesi verdiğini yazıyor. Cihan Eren, “Emekçilerin yaşanılır bir dünya, özgür ve demokratik bir yaşam talebini örgütlü mücadeleyle geliştirme sorunu da orta yerde durmaktadır” tespitinde bulunarak, özgürlük mücadelesi veren güçler arasında koordinasyon eksikliği olduğuna dikkat çekiyor.

Gazetenin bu sayısında ayrıca Rojava Devrimi'nin gelişim sürecini ele alan ve değerlendiren bir yazıya da yer alıyor.