Tecride karşı bütünlüklü mücadele iradesi açığa çıkmıştır

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin toplumda nasıl tartışıldığına ilişkin konuşan DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, "Tecride karşı bütünlüklü bir mücadele ağının oluşması için bir irade açığa çıkmıştır" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Avukatlarının her hafta yaptıkları görüşme başvuruları reddediliyor. Yine ailesinin ve vasisinin de görüşme talepleri çeşitli bahanelerle kabul edilmiyor. En son 2020'de Öcalan ile iletişim kurulmuş; 3 Mart'ta aile ziyareti ve 27 Nisan’da da telefon görüşmesi olmuştu. Bunların dışında o günden bugüne Kürt Halk Önderinden haber alınamıyor.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Keskin Bayındır, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin Kürt halkına yansımalarını, toplumun bu meseleyi nasıl ele aldığını ve tecridin siyasal boyutunu ANF’ye değerlendirdi.

Bayındır, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve kendi partilerinin uzun bir süredir Kürdistan’da il il, ilçe ilçe halk buluşmaları gerçekleştirerek tecrit meselesini gündem yaptıklarını belirtti. Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin nasıl kırılacağına dair tartışmalar yürüttüklerini aktaran Bayındır, bu konuda nasıl bir mücadele metodu uygulayacaklarını da Kürt toplumu ile bir araya geldiklerinde ele aldıkları temel gündemlerden biri olduğunu kaydetti.

ÇALIŞMALARIMIZIN MERKEZİNDE TECRİT DURUYOR

Bayındır, Kürt halkının 2021 Newrozunda tecrit sorununa karşı tutumunu ve iradesini net bir şekilde ortaya koyduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Kürt halkı, bir asırlık Kürt sorununun yegane aktörünün Abdullah Öcalan olduğunu ve onun üzerindeki tecridi kabul etmeyeceğini 2021 Newrozunda dile getirdi. Bu da Kürt siyasi hareketinin kurumlarına ciddi anlamda bir sorumluluk vermiş oluyor. Çalışmalarımızın merkezinde bu mesele duruyor ve bundan sonra da böyle devam edecek. Çünkü Kürt halkı artık Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kabul etmiyor. Yaptığımız halk buluşmalarında Kürt siyaseti başta olmak üzere halkın da içerisinde olduğu, tecride karşı bir mücadele ağının oluşması için bir irade açığa çıktı."

KAOS VE FELAKET TÜRKİYE'Yİ DE BOĞMUŞ

Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin hem Kürtleri, hem de Türkleri ekonomik, siyasal ve sosyal krizlerle boğduğunu ifade eden Bayındır, “Bugün her anlamda Türkiye’nin içerisine girmiş olduğunu felaketin, kaosun ve krizin kaynağını, Sayın Öcalan'a uygulanan tecritten aldığını biliyoruz. Ülkenin tüm enerji ve kaynakları Kürt sorununda ki çözümsüzlüğün sonucu olarak savaş ve şiddet araçlarına aktarılıyor. O yüzden de Kürtlerle beraber Türkiye toplumunun da Sayın Öcalan üzerindeki tecride ve Kürt sorununda ki çözümsüzlüğe ‘Dur’ diyebilecek bir iradeyi açığa çıkarması gerekiyor. Uzun zamandır yürüttüğümüz tartışmaların ortaya çıkarmış olduğu gerçeklik budur" diye konuştu.

BİRLEŞİK MÜCADELE

Kürt halkı ve Türkiye toplumunun artık mevcut gidişatı kabul etmeyen bir noktada olduğunu gördüklerini söyleyen Bayındır, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bunu Kürt halkının 2021 Newrozundaki tutumundan görürken, Türkiye'de farklı demokrasi güçleri sokaklarda iktidarın politikalarına karşı bir direniş halindeler. Önemli olan bu direniş hattını birleştirmek, sürekli bir hale getirmek ve sonuç alıcı bir noktaya taşımaktır. Faşizan uygulamalarla kendisini var eden bu iktidarın da bugün dağılabilecek düzeyde olduğunu görebiliyoruz artık. Önemli olan bunu görüp birleşik mücadeleyi ilerletmektir. Bizim de DBP olarak önümüzdeki süreçte en çok üzerinde yoğunlaşacağımız meselelerden biri de bu olacaktır."