Temelli: İrademizin teslim alınamayacağını göstereceğiz!

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye'nin 'ya tecrit ya demokrasi' ikileminde olduğuna dikkat çekerek, Leyla Güven'i selamladı. Temelli, "İrademizin ipotek altına alınamayacağını bir kez daha bu iktidara göstereceğiz" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Manisa Turgutlu’da halk buluşmasına katılarak gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

'LEYLA GÜVEN 50 GÜNDÜR DİRENİŞTE'

Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

"Leyla Güven, güçlü duruşuyla açlık grevinde 50 günü geride bıraktı. Bizler Leyla Güven’in sesine ses katmalıyız. O sesi her yere taşımalıyız. Geç kalmamak, telafisi mümkün olmayan acılara yol açmamak için Leyla Güven’in sesine ses katmalıyız. “Leyla Güven ölümün karşısına dikildi” dedim çünkü bu iktidar ölümden, şiddetten, zulümden besleniyor. Buna karşı çıkmak öncelikli görevimizdir. Yaşam için, insanlık için, doğa için bu zulme karşı çıkmak bizim öncelikli görevimizdir. Bu zulüm var olduğu sürece tecrit ve savaş devam edecek. Halklar karşı karşıya gelmeye, nefret tohumları ekilmeye devam edilecek. Bu nefret tohumları ne kadar derine atılmış olursa olsun onu söküp atmak boynumuzun borcudur.

'YA TECRİT YA DEMOKRASİ'

Önümüzde iki seçenek var; ya tecrit ya demokrasi, ya diktatörlük ya demokrasi, ya zorbalık ya demokrasi. Bizim tercihimiz demokrasidir. Tecride, zorbalığa diktatörlüğe karşı tercihimiz demokrasidir.

'KÜRT MESELESİ ÇÖZÜLMEDEN HİÇBİR MESELE ÇÖZÜLMEZ'

Faşizm bu örgüsünü tecrit üzerinden kuruyor. Çünkü bu ülkenin en temel meselesi Kürt meselesidir. Fakat Kürt meselesi Kürtlere dair bir sorunu çözmek için ortaya çıkmış bir mesele değil. Bugün Kürt meselesi küresel bir meseledir, bugün Kürt meselesi Orta Doğu’da siyasetin neden merkezi bir siyaset olduğunu bize gösterir. Kürt meselesi Türkiye’nin bütün meselelerin odak noktasıdır. Kürt meselesi çözülmeden herhangi bir meseleyi çözmek mümkün değildir. Ya da tersine; Kürt meselesi çözülmediği sürece bu savaş iktidarı yoluna devam edecek. O zaman önceliğimiz Kürt meselesini çözmektir. Kürt meselesini çözersek bir geleceği var edebiliriz. Bu fikir bizi çağıran fikirdir. Kürt meselesi ve demokrasi meselesinin çözümü; geleceğe dair, tüm Türkiye ve Orta Doğu halklarının bir arada yaşamasına dair, ortak vatanımızda, demokratik cumhuriyeti inşa etmeye dair olan fikir, bizi çağıran ve buluşturan fikirdir. Bu fikir hem Türkiye, hem de Orta Doğu’nun geleceği için güçlü bir fikir ve adımdır. Bunu hayata geçirecek olan güçlü örgütümüzdür. HDP bu fikir üzerinden, yani radikal demokrasi üzerinden bu fikri büyüttü bugünlere geldi. Bu fikrin sahibine Sayın Öcalan ve İmralı’ya selam olsun. 

Bugünkü rejime bir itirazı örgütlemeliyiz ve onun için ayağa kalkmalıyız. Leyla Güven’in yaptığı budur. Bütün zindanlardaki arkadaşlarımızın yaptığı budur. Bugün 6500 arkadaşımız cezaevlerinde. 

'BİR ARAYA GELİRSEK İKTİDAR KARŞISINDA ŞANSIMIZ OLUR'

Bugün Kürde yapılanı görmezseniz yarın bu şiddet gelir sizin kapınızı çalar. Bugün şiddet her yeri kaplarken bu duruma sırtınızı dönerseniz sırtınızdan hançerlenirsiniz. Güveneceğiniz tek şey Türkiye halkları ve emekçileridir. Ancak, Türkiye halkları yan yana gelerek bu ceberut iktidarın karşısında, bu doğayı ve emeği sömüren sistemin karşısında durabilirse bir şansımız olabilir. Her türlü zulme karşı bunun mücadelesini verdik. Roboski’de çocuklarımız ve evlatlarımız parçalanırken yine barış dedik. Roboski’nin hesabını soracağımız gibi Cizre bodrumlarının da hesabını da soracağız. Suruç’ta katledilen Şenyaşar ailesinin de hesabını soracağız. Çünkü bu bizim boynumuzun borcudur.

IRKÇI CİNAYET

Sırf Kürt oldukları için insanların katledildiği bir ülke. İşte Sakarya örneği. Kadir Sakçı Kürt olduğu için öldürüldü ve Sakçı ilk değildi ve bu zihniyet devam ettiği müddetçe son olmayacak. İnsanlar Kürtçe konuştukları Kürt oldukları için bu ülkede hep katledildiler. 

Sanıyorlar ki arkadaşlarımızı gözaltına aldıkça biz bu mücadeleden vazgeçeceğiz. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. 

'AKP'NİN GETİRDİĞİ NEFRET VE KÜRT DÜŞMANLIĞI'

Asgari ücret açıklandı, 2 bin 20 lira. Bu bile TÜİK’in açıklamış olduğu en az geçim standardının altında. Bu ülke yoksulluk sınırlarına ulaşmaktan çok uzak. Bu iktidarın derdi yoksullukla, açlıkla mücadele değil. Derdi kendini düşünmek. İktidarda daha fazla kalmaktır. Bunlardan besleniyor. Sürekli önümüze getirdiği şey şiddettir, nefrettir, Kürt düşmanlığıdır. Bunun bir ucu Efrîn'de, bir ucu Rojava’dadır. Ne zaman bu iktidar kendisini sallantıda hissetse hemen Türkiye’nin önüne bir savaş senaryosu ile çıkıyor. Efrîn'de çıktıkları gibi. Efrîn'de huzur vardı, insanlar kendilerini yönetiyorlardı. Efrîn'deki huzur Türkiye oraya girene kadar vardı. 

'IŞİD'İ BİTİRİP ÖYLE ÇIKIN'

ABD çekileceğini açıkladı. Biz diyoruz ki orada halen IŞİD tehlikesi var. Uluslararası güçler yerel güçlerle beraber, IŞİD tehlikesini Suriye’de bir an önce sonlandırmalıdır.

'İRADEMİZE İPOTEK KOYAMAYACAKLAR'

2019 31 Mart’ında gerçekleştireceğimiz seçimler yerel demokrasi açısından atacağımız önemli adımlardır. Bunun gereği olarak Türkiye’nin her yerinde tüm örgütümüz ve halkımızla en güçlü şekilde bu çalışmaya katılacağız. İrademizin ipotek altına alınamayacağını ve bu iradenin kayyumlara teslim edilmeyeceğini bu iktidara bir kez daha göstereceğiz."