DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in rehin alınmasının, Kürt düşmanlığının bir kez daha sergilenmesi olduğunu belirten HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, “Devlet, Kürt meselesinin çözümsüzlüğü üzerinden kendi rejimini korumaya, bu faşist sistemi yaşatmaya çalışıyor” diye konuştu.

HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in rehin alınmasıyla ilgili ANF’ye konuştu. AKP’nin çöküşte olmanın refleksiyle saldırdığını belirten Temelli, “Demokratik kurumlara dair ne varsa hepsini tahrip etmiş. DTK’yı bir suç kurumu olarak gösteren, eşbaşkanı suçluymuş gibi yargılayan bu zihniyet,  barışa ve demokrasiye karşıdır. Talimat yargısıyla ortaya koyduğu bütün icraatları/kararları hiçbir meşruiyet taşımıyor” dedi.

FAŞİST BİR SİSTEMDİR

Cezaevlerine ve siyasi tutsakların durumuna bakıldığında bile faşist bir sistemle karşı karşıya olunduğunun net olarak görüldüğünü kaydeden Temelli, “DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, İmralı tecridinin kaldırılmasının, ülkenin önünü açacağına inanarak büyük bir açlık grevi sürecine girmişti. Aslında tüm Türkiye halklarına bir umut oldu. Bu umudu Türkiye maalesef yine değerlendiremedi. Bu devlet, İmralı tecridi sonlanmadan bu ülkede barışın ve demokrasinin yolunun açılamayacağını çok iyi bilmesine rağmen barış ve demokrasinin yolunu tıkamaya, tecridi devam ettirmeye ve ülkeye yıkımı dayatmaya devam ediyor. Leyla Güven tam da bunun simge ismidir. Adeta devlet bunun intikamını alırcasına akla hayale sığmayacak bir karar açıkladı yargı eliyle. Gidecekleri yol kalmadı, son çırpınışlarıdır. Bu kararı tanımıyoruz, kabul de etmiyoruz” şeklinde konuştu.

HÜKÜMET TERÖRİZE EDİYOR

Hükümetin kendi dışındaki bütün siyasi aktörleri terörize ettiğine işaret eden Temelli, şöyle devam etti: “Devletin bütün kurumları, adeta Türkiye toplumuna açık savaş ilan etmiş durumda. Her türlü saldırıyı çok doğal bir şekilde hayata geçiriyorlar. Bunu da meşru bir şeymiş gibi sunuyorlar. Hayır, bu anlamıyla meşruiyetini yitirmiş bir cumhurbaşkanlığı sitemi ve bu sistemin dayattığı zulum var. Büyük bir adaletsizlik var. DTK olabildiğince meşru bir kurumdur. Hiçbir zaman meşruiyet sorunu olmadı. Sadece Kürtler açısından değil, tüm Türkiye toplumu açısından söylüyorum, hatta Türkiye sınırlarını aşmış bir meşruiyeti var.”

ÇÖZÜMSÜZLÜK ÜZERİNDEN YAŞIYOR

DTK’nın ‘diyalog süreci’nde önemli rol oynadığını; anayasa yapım sürecinde de Meclis’in en önemli sivil toplum kurumu olarak gördüğünü anımsatan Temelli, “Türkiye demokratikleşecek, bütün bu sorunlarından kendini arındıracak bir yola çıkacaksa bunun ilk adımı Kürt meselesini çözmekten geçiyor. Bunu artık 7’den 70’e herkes öğrendi, içselleştirdi. Devlet ise Kürt meselesinin çözümsüzlüğü üzerinden kendi rejimini korumaya, bu faşist sistemi yaşatmaya çalışıyor. Temel sorun burada yatıyor” dedi.

AKLINI YİTİRMİŞ DEVLETİN SESİ

AKP ve MHP’nin tekçi, ötekileştirici ve ırkçı zihniyetine; bütün sorunlara bu nazardan bakışına dikkat çeken HDP Van Miletvekili Sezai Temelli, şunların altını çizdi: “Ceberut bir sistem. Bütün farklılıkları yok etmek isteyen zihniyetini dayatan bu sistemin en fazla sözcüsü de Devlet Bahçeli’dir. Bahçeli’nin söyledikleri Bahçeli’yle sınırlı bir şey değildir. Aslında aklına yitirmiş devletin sesidir Devlet Bahçeli. Bunu böyle görmek lazım. Bu devlet aklını yitirmiş. Rasyonalitesini kaybetmiştir.”