Türkoğlu: Halklar tecride karşı net bir tavır almalı

Tecrit sona ermeyene kadar bölgede yaşanan sorunların da çözülmeyeceğini söyleyen HDP PM Üyesi ve TJA aktivisti Türkoğlu, "Türkiye ve Ortadoğu halkları tecride karşı, kararlı ve net bir tavır almalı" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik sistematik tecrit 21 yıldır devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde İmralı ziyaretlerine ilişkin rapor yayınlayan Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), İmralı'daki tecirit ve işkenceye dikkat çekti. HDP Parti Meclis Üyesi ve TJA aktivisti Halide Türkoğlu, İmralı tecridini, CPT'nin raporunu ve Kürt sorunu çözümünde Öcalan'ın rolünü değerlendirdi. 1999 yılında bu yana Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış bir tecrit olduğunu belirten Türkoğlu, AKP iktidarının özellikle 2015 yılından bu yana iktidarını ayakta tutmak için tecridi daha geliştirdiğini kaydetti.

Tecridin halkların barışına yönelik bir saldırı olarak ele alınmasını gerektiğini söyleyen Türkoğlu, "Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmemesinin nedeni İmralı'da devam eden tecrittir. Bir diğer neden ise bu tecrit rejimi Türkiye'de faşit bir sistem geliştirdi. AKP-MHP hükümeti ayakta kalabilmek için sürekli çatışma ve savaşı esas alıyorlar. İktidarlarını ayakta tutmak için sürekli halklar, dinler ve kimlikler üzerinden bir savaş yaratma peşindeler.

AKP-MHP hükümetinin ayakta kalabilmek için ırkç ve şovenist kesimlerin duygularına hitap edecek politikalar geliştirdiğini söyleyen Türkoğlu, "Uluslararası komplodan bu yana bu savaş kime yaradı? Elbette içeride AKP-MHP iktidarı için bu savaşı yürütüyor ama bununla birlikte silah ekonomisini yöneten bir savaş rejimi de var. Amerika, İngiltere ve Avrupa devletlerinin de Türkiye'deki savaşla bağlantıları var" dedi.

GEÇ KALMIŞ BİR RAPOR

CPT'nin geçtiğimiz günlerde yayınladığı rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkoğlu, devamla şunları belirtti: "CPT'nin yayınladığı rapor her ne kadar geç kalınmış ve eksikleri olan bir rapor olsa da tecridin sistematik olduğunu ilk defa bu kadar açık bir şekilde deklare etti. Yani İmralı sisteminin bir tecrit sistemi olduğundan bahsediyor. Tecrit ilk defa uluslararası bir kurum tarafından kabul ediliyor. CPT'nin raporunda Öcalan'ın ailesi ve avukatlarına ilişkin net bir şey yer almıyor. Bu noktada eksiklikler var. Yine raporda devlet yetkililerine ve kurumlarına tecride ilişkin bir uyarıda bulunmuyor.

21 yıldır devam eden tecride ilişkin CPT şimdiye kadar sadece 2 rapor yayınladı. Raporlarda Türkiye'den beklentiler yer alıyor. Türk devleti ve diğer devletlerin tecrit bağlantısı ele alınmalı. CPT'nin raporu, AİHM'i ilgilendiriyor. Bu konuda Türkiye'nin uyarılması gerekiyor. Çünkü Türkiye keyfi kararlar alan bir ülke. Tüm ülkeler ve kurumlar ülkede Erdoğan'ın tek adam rejimi var. Raporda 21 yıldır cezaevinde olan Öcalan'ın durumuna ilişkin net bir şey yer almıyor. CPT sadece öneriler çerçevesinde açıklamalar yaptı. Bu da Türkiye'ye yönelik hiç bir yaptırım ve uygulama olmayacağı anlamına geliyor. Bu da İmralı'ya ilişkin keyfi durumun devam edeceğini gösteriyor."

TECRİDİN KIRILMASI BARIŞIN İNŞASI DEMEKTİR

Türkiye ve Ortadoğu'da yaşanan sorunların tecrit ile bağlantılı olduğuna işaret eden Türkoğlu konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Tecrit kırılmayana kadar Türkiye ve Ortadoğu'da yaşanan sorunlar da çözülmeyecektir. O yüzden Türkiye ve Ortadoğu halkları ile enternasyonalist güçler tecride karşı, kararlı ve net bir tavır almalı, bu yönde etkinlikler geliştirmeli.

Tecridin kırılması Türkiye'deki savaşın da sona ereceği anlamına geliyor. Tecridin sona ermesi ile demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü paradigmanın da yolu açılıyor. Yine tecrit sona erdiğinde sayın Öcalan'ın sesi halklara ulaşacak ve toplum nefes alacaktır. Bu yüzden tecridin kırılması barışın inşasıdır diyoruz."