Kevana Zêrîn Kültür Sanat Merkezi, şehit Şoreş Semsûr’un yoldaşlık, militanlık ve devrimciliğiyle tüm Kürdistan’da yurtsever kadın sanatçılığının timsali olduğunu belirtti. 

PAJK Kevana Zêrîn Kültür Sanat Merkezi, sanatçı gerilla Şoreş Semsûr’u (Devrim Çoban) anlatan yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

“Devrim, Nemrut dağlarından kopup adının gerçek manasını gerçekleştirmek için yollara düşmüştü. Çağdaş Nemrutlara ancak Kürtlüğün öz ve özgür bilinciyle cevap verebileceğinin bilinciyle kültürel değerlerini sanatın yaşamsal tadıyla çok severek yaşadı ve yaşattı. Komagene kültürel ve tarihsel mirasını giyinip kuşanmıştı ve bu donanımını dağlardaki gerilla yürüyüşüyle birleştirdiğinde ulusal düzeyde bir Kürtlüğü, bir devrimci kadın yurtseverliğini kendinde gerçekleştirdi. Bizlerin Devrim’i oldu, Devrimleşti…

GENÇLİK ÇALIŞMALARINA KATILDI

Ebu Müslüm Doğan, 15 Şubat 2010’da Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için eylemini gerçekleştirdiğinde lise öğrencisi olan Şoreş Semsûr, bu eylemle Kürdistan’da şehitler gerçekliği ve fedailik çizgisini daha derinden tanıyor ve etkileniyor. Yurtsever Devrimci Gençlik çalışmalarına katılarak emek veriyor, mücadele ediyor, halklaşıyor. Katılımının ve duruşunun çok farklı bir rengi, doğası vardı. Tüm yaşamı boyunca kültür ve sanata dair bir yaklaşımı, bakış açısı oldu. PKK’yi tanımasından katılımına ve bu katılımını anlamlandırmaya kadar kendini bir kültür-sanat dinamiği olarak ifade etmeye çalıştı ve tüm devrimci hayatını bu çabayla zenginleştirdi. 

KALEMİNİN VE FIRÇASININ BAĞIMSIZ OLMASI İÇİN

Üniversitede okuduğu resim bölümünde birçok çelişki yaşadı, devletçi faşist sistemin sanata yaklaşımını sorguladı. Ebu Müslüm’ün eylemiyle süreklileşen özgürlük arayışı derinleşerek sürdü. Sanattaki doğal yeteneğini geliştirerek, kadına karşı şiddeti, kültürel soykırıma tabi tutulan Kürt halkını, Kürt’ün varoluş savaşını ve yarattığı değerleri resmetti. Kaleminin ve fırçasının bağımsız olabilmesi için ruhunun ve bedeninin de özgür olması gerektiğini biliyordu. Dağlarda bir kadın gerilla olarak kimliksiz ve dilsiz bırakılan bir halkı, kültür ve sanat dilliyle çok radikal ve estetik olarak ifade etmeye çalıştı.

KOMA AMARA’NIN KADİFE SESLİ GERİLLASI

2016’dan itibaren TEV-ÇAND Awazê Çiya ve daha sonra Kevana Zêrîn Kültür Sanat Merkezi çalışmalarında yerini aldı. Gerillalar arasında Koma Amara’nın kadife sesli gerillası olarak anılan, sevilen, moral ve motivasyonu yüksek, hep yoldaşlarıyla varolan bir arkadaştı. Kısa sürede kendini müzikte de geliştiren, yeni gerilla şarkıları yazan, onlarca alanda düzenlenen gerilla morallerinde yoldaşlarıyla marşlar ve stranlar söyleyen Şoreş Semsûr, her yoldaşında bir iz bırakmıştır. Kendini her çalışmaya karşı sorumlu gören, mütevazi ve samimi duruşuyla etrafına yoldaşlarını toparlayan bir devrimciydi. Ne yapılması gerektiğini söylemeden kendisi pratikleştiren, doğru ve yeterli bir inisiyatifle çalışmaları ileri taşıyandı. Kolektif yaşamı özce anlamlandırıp yaşayandı. Bir kadın gerillanın gülüşünden, gerillanın yaratıcı üretimlerine, şehit arkadaşların portelerine kadar birçok değeri ve anı resmetti. Kadife sesiyle de bu yaşamın değerinin farkındalığıyla sürekli arkadaşlarına da bunu hissettiren, yaşattırandı. 

ANILARINA BAĞLILIK SÖZÜ

Kevana Zêrîn Kültür Sanat Merkezi’nde Koma Amara çalışmalarında en fedakâr katılımı sergiledi. Devrime Devrim şarkılarını okudu. Yaratıcı, girişken, istikrarlı katılımıyla bir örnek haline geldi. Hayali olan Hozan Mizgînlerin, Delîla ve Serhatların mirasının takipçisi olacağımızın sözünü tekrardan yineliyor, Şoreş Semsûr’un kadın kültür ve sanat çalışmalarına kazandırdığı karakteri ve anlamı büyütmenin sözünü veriyoruz. Ağzı dolusu gülüşüyle baktığı bu Kürdistan dağlarında sorulan bir soruya verdiği, ‘Beni en çok yaşamda mutlu eden bir yoldaşın gülümsemesidir’ cevabının, hepimizin yaşam gayesi olacağını belirterek, anılarına bağlılık sözümüzü yineliyoruz. Heval Şoreş Semsûr yoldaşlık, militanlık, devrimciliğiyle tüm Kürdistan’da yurtsever kadın sanatçılığının timsali olmuştur.“