Êzidilere özerklik zamanı

Êzidîler daha önce de 72 fermanla karşılaşmışlardır. 2007 yılında yüzlerce Êzidî’nin katledildiği bir ferman daha yaşanılmıştır. 74. Ferman olarak tanımlanan 3 Ağustos saldırısı Êzidîler için bir milat olmuştur.

IŞİD’in Şengal’e saldırısı dördüncü yılına giriyor. IŞİD, insanlığın ve Kürtlüğün bizlere mirası olan Êzidîleri yok etmek için saldırdı. Êzidîleri soykırıma uğratarak hem Kürtlerin hem de insanlığın iradesini kıracaktı. Êzidîler soykırıma uğratıldığında geriye iradesi kırılmış, travma yaşayan bir Kürtlük ve insanlık kalacaktı. Bu yönüyle İŞİD’in Şengal’e saldırısı ideolojik ve stratejik bir saldırıydı. Ancak bir küçük takım gerilla İŞİD’in Şengal’deki saldırısını durdurmuş, 74. Fermanın tümden bir soykırımla sonuçlanmasının önüne geçmiştir. Bu açıdan saldırı nasıl ideolojik ve stratejikse, direniş de tarihi bir ideolojik ve stratejik direniş olmuştur. Êzidîler şahsında Kürtlerin varlığı ve özgür yaşamı savunulmuştur.

Êzidîler daha önce de 72 fermanla karşılaşmışlardır. 2007 yılında yüzlerce Êzidî’nin katledildiği bir ferman daha yaşanılmıştır. 74. Ferman olarak tanımlanan 3 Ağustos saldırısı Êzidîler için bir milat olmuştur. 3 Ağustos’tan sonra Êzidîler için hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Êzidîlerin yaşamında köklü değişiklikler olmak zorundadır. Yoksa 74. Ferman normalleşir. Êzidîler için yeni fermanlar beklemek kader haline gelir. Êzidîler 3 Ağustos’tan sonra eski yaşamı, ilişkileri ve dünyaya bakışı kabul edemezler. Êzidîlerin kendi kaderlerini ellerine alma zamanı gelmiştir. Dünyadaki ve Ortadoğu’daki gelişmeler Êzidîlere bu imkanı vermektedir. Önder Apo’nun ideolojik ve siyasi çizgisi, PKK’nin varlığı Êzidîlere kaderlerini kendi ellerine alma fırsatı ve imkanını vermiştir. Yerel demokrasi ve demokratik özerkliğin dünyada gelişme gösterdiği bir dönemde Êzidîler demokratik özerkliklerine kavuşabilirler, kendi kendilerini yönetebilirler.

3 Ağustos fermanı Êzidîler için zorunlu olarak siyasi irade olma ve özerk yaşama dönemini başlatmıştır. 3 Ağustos, 74. Ferman günü olduğu gibi, buna karşı demokratik özerklik bilinci ve pratiğinin de başladığı gündür. Tarihte şerden hayır çıkarılan günler ve zamanlar vardır; 3 Ağustos da bugünlerden biridir. 3 Ağustos aynı zamanda Êzidîler için bir şok olmuştur. Êzidîler bu şokla birçok şeyin farkına ve bilincine varmışlardır. Katliama üzülürken, bu farkındalıklar ve bilinçlenme bir kazanım olarak görülmelidir. Eğer 74. Fermana öfke duyacaksak, bunu unutmayacaksak o zaman 3 Ağustos’u özgür ve özerk yaşamak için bir dönüm noktası yapmak şarttır. O zaman 3 Ağustos şehitlerine ve çekilen acılara doğru karşılık verilmiş olur.

Her 3 Ağustos bundan sonra Êzidîler için bir sorgulama günü olmalıdır. Êzidîler her 3 Ağustos’ta bu ferman neden gerçekleşti, bir daha ferman yaşamamak için neler yapmalıyız sorgulamasını yapmalıdırlar. Her 3 Ağustos daha fazla bilinçlenme ve irade kazanma günü olmalıdır.

3 Ağustos; bağımlı, iradesiz yaşamaya öfke duyma; özgürlüğe ise sevdalanma günü olmalıdır. Bağımlılık ve iradesizlik iyi anlaşılmadan, kavranmadan özgür ve demokratik yaşamın da önemi kavranamaz. Kuşkusuz fanatik dinciliğe, mezhepçiliğe, zorbalığa öfke duyulmalıdır. Êzidîler bu zulüm tarihini hiç unutmamalıdır. Bunu da esas olarak özgür ve demokratik yaşamı kazanmanın enerjisi haline getirmelidirler. Ancak sadece zulüm yapanlara öfkelenmek yetmez. Êzidîler kendilerini bu duruma düşüren, kendilerine ait yetersizlikleri de görmelidirler. Dostlarını ve düşmanlarını iyi seçmelidirler. Biz neden irade olamadık ya da fermanlar neden engellenemedi sorgulamasında kendi paylarını da görmelidirler. Kuşkusuz esas sorumlular fanatik dincilerdir. Kendisi dışında her şeye düşman, dogmatik ve fanatik zihniyetlerdir. Bunların zalimliği Êzidîlere ferman üstüne ferman yaşatmıştır. Ancak tarih ve günümüz değişmiştir. Artık Êzidîler demokrasi güçleriyle birlikte, onlarla ortaklaşarak, demokratik güçlerle ilişki ve ittifak geliştirerek geçmiş tarihi tersine çevirebilirler. Geçmişte birçok gerekçe vardı, ama bundan sonra şu nedenle, bu nedenle irade olamadık, özerk yaşama kavuşamadık denilemez. Êzidîlerin önlerine irade olma ve özerk yaşamı kazanma fırsatı çıkmıştır. Şimdi bunu değerlendirme zamanıdır. Özellikle Êzidî ileri gelenleri, inanç önderleri böyle bir Êzidxan yaratma mücadelesinde kendilerini sorumlu görmelidirler.

Eğer önlerine çıkan siyasi irade olma ve özerk demokratik yaşama imkanı ve fırsatını değerlendirmezlerse, tüm fermanlarda şehit düşenler karşısında da suçlu konuma düşerler. Bu açıdan en başta da Êzidî ileri gelenleri ve şeyhleri Ezixan’ın özerkliği için aktif çaba içine girmelidirler. Artık ne Irak’ın, ne KDP’nin ne de başka bir gücün egemenliği kabul edilebilir. Êzidîler meclislerini ve özerk yaşamlarını kurmalıdırlar. Öz savunmalarını oluşturmalıdırlar. Bu öz savunma kesinlikle Êzidî halk meclisine bağlı olmalıdır. Êzidîlerin her siyasi güçle ilişkisi özgür, özerk ve demokratik çerçevede olur. Bir bağımlılık ilişkisi değil; özgür iradeye dayalı siyasi ilişki olabilir. Bağımlılık dayatan, irade tanımayan her ilişki reddedilmelidir.

Tüm Kürtlere düşen görev Êzidîlerin özgür ve özerk yaşamına destek vermektir. Êzidîlere, Ezixan’a bir dayatmada bulunulmamalıdır. Ne Irak, ne KDP “ben Ezidxan’ı yöneteceğim, Êzidîxan bana bağlı olmalıdır” dememelidir. Özerklik ilişkisi bir bağımlılık değil, eşit ve özgür irade temelinde ortak bir siyasi yaşam ilişkisidir. Êzidîler özerkliklerini ve öz savunmalarını bu temelde oluşturmalı ve herkesten de bunun kabul edilmesini istemelidirler.  Kuşkusuz Êzidîler içinde, her siyasi görüş, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü temelinde çalışabilir. Ancak bu çalışmalar Êzidîlerin iradesini kıran ve özerkliğini zedeleyen ve ortadan kaldıran biçimde olmamalıdır.

3 Ağustos fermanında şehit düşenleri saygıyla anıyor, kaçırılan kadın, çocuk ve gençleri unutmayacağımızı vurguluyor; özerk Êzidxan’ın gerçekleşeceğine de inanıyoruz. Tüm Kürtleri ve insanlığı da Êzidxan’ın özerkliğine destek olmaya çağırıyoruz.