Türkiye cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla Amed’de düzenlenen açıklamadı, “Yaşanacak her ölümün sorumlusu başta AKP hükümetinin adalet bakanı olmak üzere, AKP hükümeti ve her gün baskı ve sindirme talimatları yağdıran Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan olacaktır” denildi.

DTK, DBP, HDP, 78'ler Derneği Amed Şubesi ve Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi, cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde yapmak istediği basın açıklaması polislerce engellendi. Cezaevi önünde yoğun güvenlik önlemi alan polis, burada bekleyen kitleye OHAL’i gerekçe göstererek, açık alanlarda basın açıklamasına izin vermeyeceklerini, dağılmamaları durumunda müdahale edeceklerini söyledi. Bunun üzerine tutuklu yakınları, “Ölümden ötesi yok. Açlık grevindeki çocuklarımız ölüyor biz de ölelim” diyerek, polise tepki gösterdi. 

Polisin engellemesi üzerine kitle açıklama yapmak üzere zılgıtlarla DBP Amed il binasına yürüdü. Parti binası önünde açıklama yapan DBP İl Başkanı Zeki Baran, AK Parti ve MHP ortaklığıyla yaşamın her alanında “faşizan” ve “vahşice” uygulamaların devreye konulduğunu belirtti. Baran, bu uygulamalarla cezaevlerinin dolup taştığını, sindirme, korkutma, yıldırma, ajanlaştırma ile tüm insani hakların rafa kaldırıldığını söyledi.

Baskı ve hak ihlallerine son verilmesi amacıyla 54’üncü gününe giren açlık grevi eylemlerinin kritik eşikte olduğuna dikkat çeken Baran, “Açlık grevi, her an ölümlerin yaşanabileceği tehlikeli bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, ölümlerin yaşanmaması için tutsakların; taleplerinin karşılanması için derhal cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara son verilmesi, gerekli düzenlemelerin yapılarak siyasi tutsakların başlatmış oldukları ve kritik eşiğe dayanan açlık grevinin sonlandırılmasının sağlanması için AKP hükümetine çağrıda bulunuyoruz. Aksi halde yaşanacak her ölümün sorumlusu başta AKP hükümetinin adalet bakanı olmak üzere, AKP hükümeti ve her gün baskı ve sindirme talimatları yağdıran Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan olacaktır” uyarısında bulundu.

İnsanlık onurunu, insan hakları yok sayan uygulamaları ve tecridi kabul edilemez bulduklarının altını çizen Baran, şunları söyledi: “Yürürlükte olan insanlık dışı uygulamalar karşısında sessiz kalmanın da yaşanacak ölümlere ortaklık olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Aynı zamanda olası ölümlerin engellenmesi için mücadele etmek ve çaba göstermek, kendine insanım diyen her bireyin ahlaki ve vicdani görevi olduğuna inanıyoruz. Tutsakların emeği ve mücadelesi ile elde ettiği kazanımları ve insanlık onurunu hedef alan uygulamalara karşı; gün açlık grevindeki tutsaklarla dayanışma, ölümlerin önüne geçme, yaşamı ve kardeşliği kucaklama günüdür. Susmayacağız, sessiz kalmayacağız, her zaman ve her yerde nefesimizin yettiği, avazımızın çıktığı kadar en yüksek sesle haykıracağız. Çünkü susmak, sessiz kalmak ölümlere ortak olmaktır. Her şeye rağmen kazanan biz olacağız ‘Mutlaka Kazanacağız’.” 

HDP Amed Milletvekili Sibel Yiğitalp de, herkese durduğu yerden açlık grevi eylemindeki tutuklulara ses vermesi çağrısında bulunarak, “Çok kritik aşamaya geldik. Cezaevlerinde her an ölüm haberleri gelebilir. Geç olmadan cezaevlerindeki bu onurlu sese ses verilim” dedi. 

Konuşmaların ardından “Bijî berxwedana zidana” ve “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganları atıldı.