GÖRÜNTÜLÜ

Anneler çocukları için açlık grevinde

İşkenceye varan baskı politikaları ve İmralı tecridine son verilmesi talebiyle tutsakların 56 gündür sürdürdüğü süresiz dönüşümsüz açlık grevine ses olmak için anneleri de bedenlerini açlığa yatırdı.

İşkenceye varan baskı politikaları ve İmralı tecridine son verilmesi talebiyle tutsakların 56 gündür sürdürdüğü süresiz dönüşümsüz açlık grevine ses olmak için anneleri de bedenlerini açlığa yatırdı. Eylemlerini sonuç alıncaya kadar sürdürmekte kararlı olan anneler, kamuoyunun sessizliğine tepki gösterdi.

Cezaevlerinde 56 güne varan süresiz dönüşümsüz açlık grevine destek olmak amacıyla dün Amed’de tutsak ailelerinin de katılımıyla ikişer günlük dönüşümlü açlık grevi başlatıldı. Tutsakların taleplerinin kabul edilmemesi, durumlarını her geçen gün kötüye gitmesi nedeniyle kamuoyu oluşturmak için start verilen grevin sonuç alınana kadar sürdürüleceği bildirildi. DBP İl Örgütü'nde süren eyleme katılanlardan biri de Rize Kalkandere Cezaevi'ndeki 23 yıllık tutsak oğlu için açlık grevine oturan Hanife Akpolat. Cezaevlerinde yaşanan baskı ve zulme karşı açlık grevine başladığını dile getiren Akpolat, “56 gündür çocuklarımız açlık grevindedir. Cezaevindekilerdeki zulme karşı sadece bedenleri ellerinde olan tutsaklar onu ölüme yatırdılar. Çocuklarımız ölmesin diye bizler de onların arkasındayız. Çocuklarımızın talepleri kabul edilene kadar bizler de bedenimizi ölüme yatıracağız” dedi. 

‘SESSİZ KALMAYIN’

Tüm haklara çağrıda bulunan Akpolat, “Herkese cezaevindeki sese kulaklarını tıkamamaları çağrısı yapıyoruz. Art arda ölümler yaşanırsa bunun sorumlusu iktidar partisidir. Buna sessiz kalan herkes de bu ölümlerin sebebidir. Talebimiz çocuklarımızın taleplerinin bir an önce kabul edilmesidir. Üzerlerindeki zulüm ve baskı sona ersin. Zaten bedenleri esir alınmış daha fazla eziyet etmesinler ve talepleri kabul edilsin. Tüm halklar cezaevindeki sesi duysun ve ayağa kalksın” ifadelerini kullandı.

‘KÜRTLERİN BAŞ EĞMEYECEĞİNİ ÖĞRENMEDİLER Mİ?’ 

3 çocuğu cezaevinde tutuklu bulunan Nazime Yürek de gözlerine uyku girmediğini dile getirdi. Canını halkı için açlığa yatıran tutsaklar için açlık grevine başladığını vurgulayan Yürek, “Devlet hem bizi öldürüyor hem de göç ettirtiyor, bunlar da yetmezmiş gibi yakıyor. Binlerce gencimiz tutuklandı. Kürt halkı üzerindeki vahşeti kabul etmeyen gençler, açlık grevine başlayarak devlete boyun eğmeyeceklerini gösterdi. Tutsakların bedenleri dışında ellerinde bir şey kalmadı. Bu yüzden de tutsaklar açlık grevine başladılar. Tutsak çocuklarımız için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Ne istiyorlar Kürtlerden. Yıllardır yaptıkları zulüm yetmiyor mu? Tüm vekil ve belediye eş başkanlarımızı tutukladılar. İktidar sürekli bizi tehdit etti. Kürtlerin tehdit ile baş eğmeyeceğini öğrenmediler mi?” diye tepki gösterdi.

‘ÇOCUKLARIMIN CENAZESİ ÇIKMASIN DİYE…’

Kürt halkını ayağa kalmaya çağıran Yürek, “Düşmanımız birdir. Yıllardır eziliyoruz. Çocuklarımızı öldürüyorlar. Şimdi de çocuklarımızın ölmesine sessiz kalmayalım. Hep beraber bu sese ses verelim ki çocuklarımız ölmesin. Çocuklarıma sudan sebeplerle ağır cezalar verildi. 3 çocuğuma da 10 yıldan fazla ceza verdiler. Ben sadece çocuklarım için değil tüm tutsaklar için açlık grevine başlıyorum. İşkenceye ve zulme karşı oturuyoruz. Çocuklarımıza her türlü işkenceyi reva görüyorlar. Cezaevlerinde çocuklarımızın koğuşlarına kamera koyarak taciz ediyorlar. Verdikleri ağır cezalar yetmezmiş gibi çocuklarımıza işkence ediyorlar. Ben çocuklarımın cenazesi çıkmasın diye oturuyorum. Tüm anneleri de bize destek olmaya çağırıyorum” diye konuştu.

‘ÇOCUKLARIMIZIN ETRAFIN KENETLENECEĞİZ’

İzmir Şakran Cezaevi’nde 56 gündür açlık grevinde olan Necdet Kaya’nın annesi Behiye Kaya da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevindeki işkenceye karşı açlık grevine başladığını söyledi. Kaya, şunları söyledi: “Oğlum Şakran Cezaevi’nde 56 gündür açlık grevindedir. İstekleri yerine getirilmeden bizler açlık grevini bırakmayacağız. Açlık grevine giren çocuklarımızın etrafında kenetleneceğiz. Çocuklarımızın cenazelerinin çıkmasına izin vermeyeceğiz. Herkesin gelip bize destek vermesini istiyoruz. Yetkililere sesleniyorum. Çocuklarımızın taleplerini yerine getirsinler. İş işten geçmeden bir an önce bir şeyler yapsınlar. Bir şey olursa iki elimiz onların yakasındadır.”

BAĞRIYANIK: İMRALI SİSTEMİ TÜM KÜRTLERE UYGULANIYOR

Ailelerle birlikte açlık grevine başlayan TJA Aktivisti, İmralı Heyeti üyesi Ceylan Bağrıyanık ise 2 yıldır İmralı Cezaevi’nde uygulanan sistemin genel bir yönetim sistemine dönüştürüldüğünü, Kürdistan’daki öz yönetim direnişlerindeki katliam politikalarında net bir şekilde gördüklerini vurguladı. İmralı sisteminin tüm Kürt halkına uygulatılmak istendiğini dile getiren Bağrıyanık, “Bütün bu sistemin yansımalarına her yere oldu. Bunun en bariz görüldüğü yer ise cezaevleriydi. Cezaevindeki arkadaşlarımızın yaşam koşullarına baktığımızda bir insanın asla kabul edemeyeceği şartlar ve koşullar içerisinde mücadeleden vazgeçirme politikası izleniyor. 12 Eylül darbesiyle birlikte zindanlarda ve özellikle sembolleşen Amed zindanında açığa çıkan uygulamaları kat be kat aşan bir sistem ve politika hakimdir. Esat Oktay’ı hatırlatarak, ‘Onun değil, onu da aşan politika içerisinde olacağım’ demelerinin nedeni budur. Esir alınmış arkadaşlarımızın bacaklarının kırılması, görüş esnasında fiziksel saldırıya uğramaları ve kaldıkları odalara kamera konulması kendilerini var edecekleri koşul ve olanaklardan mahrum edebilecekleri onlarca farklı uygulamalar söz konusudur” değerlendirmesi yaptı.

‘SONUÇ ALINCAYA KADAR DURMAYACAĞIZ’

Cezaevindeki açlık grevlerin ölüm riski yaratacak boyuta geldiğine dikkat çeken Bağrıyanık, sözlerini şöyle sürdürdü: “İçerdeki arkadaşlarımızın talebi nedir? Cezaevinde hiçbir zaman yaşam koşulları düzelmedi. Hiçbir zaman baskı ve şiddet ortadan kalkmadı. Arkadaşlarımızın bu direnişe geçmelerinin temel bir sebebi vardır. Buna yol açan özellikle İmralı tecrit sisteminin ortadan kaldırılmasıdır. Arkadaşlarımızın bedenlerini ölüme yatırarak aslında tecrit sistemini kırarak parçalanarak tüm halkların özgürlüğünü yaratacak bir zemini yaratmaya çalışıyorlar. Çırılçıplak iradeleri ve bedenleriyle böylesi görkemli bir direnişi dört duvar arasında geliştiriyorlar. Kuşkusuz arkadaşlarımızın geliştirdiği talepler etrafında kenetlenerek, bu mücadeleyi ve direnişi büyütmek gibi rol ve misyonumuz var. Arkadaşlarımızı başta önderliğin üzerindeki tecridin kırılmasıyla birlikte Kürdistan ve Türkiye’deki katliam ve kentlerin yıkımların kaldırılması, Kürt halkının statüsünün tanınması, cezaevindeki bu insani olmayan uygulama ve koşulların kaldırılması yönünde açlık grevine girmişlerdir. Bu talepler gerçekleşinceye kadar da açlık grevlerinin büyük bir kararlılıkla devam ettireceklerini ifade etmişlerdir. Bizler de dışarıda kendine insanım demokratik diyen kadın özgürlüğüne inan, daha özgür bir yaşam ve geleceği hayal eden, bunun için yaşayan herkesi bu direniş etrafında kenetlenmeye ve taleplerin gerçekleşmesi için alanlarda demokratik tepkilerini ortaya koymaya çağırıyoruz. 2 günlük açlık grevine başladık. Ama talepler kabul edilene kadar farklı eylemsellikler yapmaya devam edeceğiz.”