Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Örgütü tarafından Van’da düzenlenen halk toplantısına DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, MYK Üyesi Zeki Baran, PM Üyesi Ülkü Beytaş, HDP Van İl Eş Başkanı Gülistan Orhan, Yakup Ataş, DBP Van İl Eş Başkan Vekili Çetin Ergin, DBP PM üyeleri, Barış Oflas, İsmet Tan, Sayim İpekten, HDP PM Üyesi Özgür Zeydanoğlu, STK temsilcileri, Barış Anneleri, TJA aktivistleri ve halk katıldı.

Gözaltına alınan HDP Van Milletvekili Lezgin Botan ise adliyedeki işlemlerinin ardından serbest bırakıldıktan sonra toplantıya katıldı.

‘Barış ve Özgürlük Şehitleri’ adına yapılan saygı duruşunun ardından söz DBP Eş Genel Başkanı Arslan, ulus devlet zihniyetinin bugün Kürt hareketinin kurumlarına saldırdığına dikkat çekerek, "Kürt kurumları ise insanlığa barışı ve demokrasiyi getirmek için kendi yaşamlarını vererek inşa etmeye ve halklara armağan etmeye çalışıyor. Tüm bu imkansızlıklar içinde halkımızın yürüttüğü bu mücadele ile barış, özgürlüğe ve eşitliğe olan inancımız daha da artıyor. AKP her ne kadar demokrasi siyasi alanını boğmaya çalışırsa çalışsın, bizler yılmadan, bıkmadan, usanmadan barış ve özgürlük mücadelemizi sonuna kadar yürütmek zorundayız" diye konuştu.

'HALKIN DİRENİŞİ SALDIRILARI KIRAR'

"Sanki Kürt illeri başka bir devletin istilasi, işgali altında. Bu tabloyu yaratanlar halkımızın özgürlük yürüyüşünden ve mücadelesinden korktuğu için, özgürlük yürüyüşünü engelleyemedikleri için bastırarak yok etmeye çalışıyor" diyen Arslan, halkın direnişinin bu saldırıları kıracağını söyledi.

Ermeni cenazelerinin olduğu alana tuvalet inşa edilmesine de tepki gösteren Arslan, Erdoğan'ın halklara düşman olduğuna vurgu yaptı. Atanan kayyumların inançlar için yaptığı çalışmaları da yıktığına değinen Arslan, "AKP’nin, Erdoğan’ın kirli zihniyetini bildiğimiz için çok şaşırmıyoruz ve bunlara bakıp geri adım atmayacağız. Demokratik siyasetle elde ettiğimiz kazanımlar, özgürlük mücadelemizin kazanımlarını büyütmek bizim partimizin boynunun borcudur. Kürtlerin özgürlük mücadelesi uğruna şehit düşenlere borcumuz olsun. Bizler asla AKP gibi kirli yapılara asla teslim etmeyeceğiz, sonuçta ne olursa olsun halkımız kazanacaktır" dedi.

Arslan, "HDP güncel siyasetin temsilini sağlama, DBP toplumda demokratik özerkliğin inşası yolunda bir aydınlanma ve bilinçlenme görevini üstlenmişti. Ancak 2 yıldır halkımızın özgürlük mücadelesini temelden hedef alan saldırılarla karşı karşıya kaldığımız için rol ve misyonumuzu yerine getirmede başarılı olamadık" diye kaydetti.

'BİRLİK OLURSAK, KENDİMİZİ YÖNETİRSEK KAZANIRIZ'

Bu çerçevede son yaptıkları kongrenin bir öz eleştiri kongresi olduğunu dile getiren Arslan, "Çünkü, biz Mehmet Tunç’lara, Çiyagerler, Sêvêler'e sahip çıkabilseydik bu kadar katliam gerçekleşmezdi. İşte bu yüzden yeni süreci nasıl örgütlememiz konusunda çalışmalarımızı yürüteceğiz. Bu kadar acı katliam ve savaş yaşıyorsak, egemenler özgürlük mücadelesini boğmaya çalışıyorsa, bunun sebebi Kürtlerin kendi kendini yönetemiyor olmasıdır. Kürtler kendi içinde birlik içinde hareket edebilseydi bu kadar şiddete maruz kalmayabilirdi. Her şeyden önce Kürtlerin yaşamına kast edenlere sözlere ancak direnişimizdir, mücadelemizdir. Bugün AKP gitse başka bir parti gelse, Erdoğan gitse de Kürtler kendi sistemini kursa yine yaşanacak aynı bu katliamlardır, baskılardır" dedi.

"Kürtler demokratik özerk sistemi inşa etmek zorundadır, Kürtler ne zaman kendi statülerini elde ederse, bu baskı ve katliamlardan kurtulacaktır" vurgusunda bulunan Arslan, AKP'nin Güney Kürdistan'da da müdahalede bulunmaya çalıştığını söyledi.

'TECRİDİ KABULLENMEYECEĞİZ'

Arslan, şöyle konuştu: "Devlet en çok Önderliğe saldırarak vuruyor, Önder Apo’nun Kürt halkının kırmızı çizgisi olduğunu biliyor. 'Kürtler buna ses çıkarmazsa demek ki tüm yönelimlere açıktır' diyor. 2 yıldır biz ne yaptık, ancak buna rağmen Önderliğin etrafında toplanamadık. Bunu yapabilseydik süreç bu noktaya gelmeyecekti, bizi yavaş yavaş alıştırmaya çalışıyorlar. O zaman AKP Önderliğe tecrit uygulayarak süreci sürdürüyorsa bu tecride karşı direnişimizi geliştirerek, mücadelemizi büyütürsek bu uygulamalar ortadan kaldırılacaktır. Kadınlara saldırdıklarında, kayyum atadıklarında, belediye başkanlarımızı, eş başkanlarımızı, milletvekillerimizi tutuklayarak mücadelemizi bitireceklerini sanıyorsa biz de bunlara sahip çıkarak Erdoğan’ın tasfiyeci politikasını boşa çıkarırız.”

EFRÎN'E SALDIRI

Türk devletinin Efrîn'e saldırılarına da tepki göstererek Arslan, şunları kaydetti:

"Erdoğan derhal bu politikalardan vazgeçmelidir, Kürtler asla vazgeçmeyecektir. Efrîn kantonu her gün kendi sistemini güçlendirecektir. Hangi parçada olursa olsun tüm kazanımların korunması konusunda elimizden geleni yapacağız.

Toplumsal ihtiyaçlara cevap vermeyen sistemlerin artık yaşama şansı yoktur. Burada tek alternatif var, o da Rojava Devrimi'dir. Önder Apo’nun paradigması Rojava’da bir sistem oluşturuyor. YPG gençlerinde binlerce Arap, Alevi, Hıristiyan genç var. Gençler akın akın oraya akıyor. Çünkü Kürtler kendi geleceklerini görüyorlar. Kürtler kendi geleceklerini demokratik ulus paradigmasında görüyor. Efrîn ve diğer Kürdistan bölgelerine yönelik saldırılara karşı Kürt halkı kendi birliğini oluşturmalı."

'ÖZERK KÜRDİSTAN MÜCADELEMİZİ GÜÇLENDİRECEĞİZ'

Kürt halkının statüsünün tanınması gerektiğine işaret eden Arslan, "Kürt sorununun çözümü için demokratik özerklik oldukça anlamlıdır. Biz demokratik özerk Kürdistan mücadelemizi güçlendireceğiz ve buna hayat kazandıracağız. İşte bu statü talebini geliştirme gibi bir sorumluluğu üstleniyoruz. Demokratik özerklikten ne anlıyoruz, bunun bilincini geliştireceğiz. Biz demokratik ulusun gelişmesi için eğitim çalışmalarına ağırlık vereceğiz, biz bunun siyasetçisini, kadrosunu oluşturduğumuz zaman uğrunda mücadele edilen, şehit verilen statüyü elde edebiliriz." dedi.

Arslan, "Yeni süreci örgütleyelim ve büyütelim. Kürt halkı Önder Apo etrafında mücadeleyi büyütmelidir" diyerek sözlerini tamamladı.

Toplantı Arslan’ın konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.