Arslan: Direniş büyürse Erdoğan faşizmi yenilecek

DBP Éş Genel Başkanı Arslan, Hakkari'de düzenlenen halk buluşmasında konuştu. Arslan, AKP faşizminin Kürdün direnişiyle yenileneceğini söyledi.

DBP Hakkari İl Örgütü'nün binasında "Aydınlanan toplumla özgür geleceğe" şiarıyla halk toplantısı düzenlendi. Toplantıya DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, MYK ve PM üyeleri ile halk katıldı.

Saygı duruşunun ardından söz alan Arslan, Hakkari’de halkımızın kendi partisini ziyaret etmesi, düzenlenen halk buluşmalarına katılması olağanüstü bir baskı ve faşizm uygulamaları altında gerçekleşiyor. AKP’nin bu faşizminin, çok güçlü olduklarından değil, Kürt halkının onurlu direnişinden korktuklarından kaynaklı olduğunu biliyoruz. Her ne kadar devletin Hakkari’de, Kürdistan’da sıkıyönetim uygulamalarını bile aşan bu baskı ve teslim alma politikaları sonucu halkımız halk buluşmalarımıza gelmekte güçlük çekse de, bu durumdan kaynaklı gelemeyen halkımızın yüreğinin Önderliği ile, partisi ile olduğunu biliyoruz" dedi.

'HİÇBİR KÜRT EVLADI BOYUN EĞMEYECEK'

Arslan, konuşmasının devamında şu değerlendirmeleri yaptı:

"Hakkari halkı devletin bu zalim yönünü on yıllardan beri en acı şekilde yaşayarak görmüştür. Hakkari halkının iradesi neredeyse 8 aydır gasp edilmiş durumda. Kayyum adeta Hakkari halkına yaşamı işkenceye dönüştürmüş bulunmaktadır. Bugün devletin imkanlarını kullanarak elleri güçlü olabilir ve halkımızın demokratik eylemselliklerine engel olabilirler. Ama bilinmeli ki, hiçbir Kürt evladı AKP'nin bu zor politikalarına boyun eğmeyecektir. Kürdistan’da son 2 yıldır Kürt halkının çocuklarını katlederek bir halkı teslim alacağını düşünüyorlardı. Halkımızın ana rahmindeki çocukları bile katlettiler. Kürtlerin zulümle yola getirme hesabına Kürt halkı direnerek cevap vermiştir. Newroz bunun en iyi örneğidir. Bugünler geçicidir. Hiçbir zulüm sonuna kadar devam etmemiştir. Kürt halkının direnişi ile Erdoğan’ın bu zulmü kırılacaktır.

'AKP YEMİNLİ KÜRT DÜŞMANIDIR'

Halkımızın yaşamına karşı adeta yemin içmiş bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Sadece Kuzey Kürdistan’da değil, dört parça Kürdistan’da da Kürt halkına yönelik politikaları bu yönlüdür. Kürtlerin kazanımlarını DAİŞ gibi çeteleri destekleyerek yok etmeye çalışmalarının başka bir izahatı olamaz. Bu yaklaşım AKP ve Erdoğan’ın ne kadar Kürt düşmanı olduğunun da en bariz göstergesidir.

Bize ve halkımıza düşen görev; AKP'nin bu katliamcı ve teslim alma politikalarına karşı her zaman olduğu gibi direnişi toplumsallaştırarak cevap vermektir. Bu konuda AKP’ye söyleyecek tek sözümüz; faşizmine teslim olmayacağımızı, zulüm politikalarına karşı her şartta savaşacağımızı söylememizdir. Görüldüğü üzere Kürt halkı dört parçada da AKP’nin bu zulmüne karşı ayaktadır. AKP son dönemde özellikle Rojava halkımızın elde etmiş odluğu kazanımlarını baltalamak için saldırılar gerçekleşmektedir. Özellikle Efrîn üzerinden Kürt kazanımlarına tehditler savurmaktadır. Kürt halkı bu özgürlük yürüyüşüne büyük bedeller verdi, büyük acılar yaşayarak bu hamleye getirdi. Rojava’daki kardeşlerimiz ile dayanışmayı geliştirerek Kobanê’yi IŞİD barbarlarından nasıl koruduysak, AKP’nin Efrîn’e yönelik saldırılarını da öyle durduracağız. Bizim Kürtlerin kazanımlarını korumak ve büyütmek gibi bir sorumluluğumuz var. Özgür Kürdistan'ın yaratılması, statü mücadelesinin sonuç kazanması için bize düşen sorumluluk, bu direnişi büyütmektir. Bilinmeli ki, AKP yeminli bir Kürt düşmanıdır. İntikamcı bir Kürt düşmanıdır.

'SAYIN ÖCALAN TÜM İNSANLIĞA DERS VERİYOR'

Sayın Öcalan 21. yüzyılda tüm insanlığa adeta ders verircesine, tek başına direnerek mücadelesini veriyor. Rehin alınan hiçbir siyasetçimiz teslim alınmadı. Zindanda direnmeye devam ediyorlar. Geçenlerde Süleymaniye'de gerçekleştirilen Ulusal Birlik Çalıştayına her dört parça Kürdistan'dan parti yöneticileri, temsilcilikler katıldı. Bu çalıştay, umut ediyorum ki, Kürtlerin ulusal birliğine giden yolda önemli bir oluşum olur. Kürt halkının statü ve ulusal mücadelesi için her zaman duyarlı olması gerektiğini, özgürlüklerini korumak zorunda olduklarını belirtmekte fayda var. Kürdistan’da kendi statümüzü kazanmış, kendi yöntemimizi oluştursaydık, Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de diri diri yakılmayacaktık, kadınlarımız vahşi bir şekilde katledilip bedenleri sokak ortasında teşhir edilmeyecekti. Bu yüzden kazanımlarımıza dört elle sarılmalı; halkımıza ve şehitlerimize karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.

'GÜÇLÜ POZİSYONDAYIZ'

Kürt halkının statü mücadelesi Ortadoğu halkları için bir insanlık mücadelesine dönüştü. Düne rağmen çok güçlü bir pozisyondayız, buna inanın. Kürt halkının kazanımları zorla ellerinden alınmış, yöneticileri zorla tutuklanmış olabilir. Fakat Kürt halkı dünyanın en gözde halkı pozisyonundadır. Süper güçler diye tabir ettiğimiz güçler Kürt halkının Ortadoğu'da vermiş olduğu insani mücadelesinin etrafında durmuş durumdadır. Kürt halkının statü mücadelesi aslında Ortadoğu için bir insanlık mücadelesi haline gelmiştir. Bizler bu kazanımları koruyarak, Kürt sorununun ulusal alana taşındığı, dünya sorunu olduğu bir dönemde demokratik mücadelemizi ve direnişimizi güçlendirmeyi kendimize hedef koyalım. AKP Kürt karşıtlığı üzerinden geliştirdiği politikalar yüzünden adeta Ortadoğu’da bir çöküş yaşadı. 'Sıfır problem' diye çıktığı yolda adeta kavga etmediği, küs olmadığı ülke bırakmadı. Kürt nefreti Erdoğan’ı ve hükûmetini yapayalnız bıraktı. Bunda halkımızın direnişinin önemli bir payı vardır."

'AYDINLANMA VE BİLİNÇLENME FAALİYETİ...'

DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDP'nin başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbeti'ni de selamlayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kongremiz sonrası partimizin rol ve misyonu çerçevesinde yeni bir faaliyeti tekrardan başlatmayı hedefliyoruz. Kongremiz bizler ve halkımıza önemli bir moral ve güç kattı. Bundan sonra yeni dönemi kendi rol ve misyonuna denk önemli bir sürecin başlangıcı olarak değerlendiriyoruz. Bu süreçte Demokratik Bölgeler Partisi olarak bir aydınlanma ve bilinçlenme faaliyeti olarak örgütlenmeyi düşünüyoruz. Bizler bundan sonra DBP olarak halkımızın ihtiyacı olan, özgürlüğü ve demokratik özerk Kürdistan mücadelesinin boyutlarını örgütleyeceğiz, bilincini güçlendireceğiz, bakış açısını geliştireceğiz. Bundan sonra amacımız, demokratik özerk Kürdistan bilinci ve boyutlarını nasıl Kürdistan’da hayata geçiririz, bunun arayışını yürüteceğiz."

Toplantı konuşmanın ardından basına kapalı olarak devam etti.