Baba Çukur: Rozerin onursuzluğu kabul etmedi

Sur'daki öz yönetim direnişinde yaşamını yitiren ve cenazesi günlerce sokakta bekletilen Rozerin Çukur, son yolculuğuna uğurlandı.

Sur'daki öz yönetim direnişinde yaşamını yitiren ve cenazesi günlerce sokakta bekletilen Rozerin Çukur, son yolculuğuna uğurlandı. Törende konuşan Baba Çukur, "Çocuklarımız Kürt halkının onuru için direndiler, dayatılan onursuzluğu kabul etmediler" dedi.

Amed'in Sur ilçesindeki öz yönetim direnişini kadrajlarına taşıdığı sokaklarda, direnişinin 38'inci günü olan 8 Ocak'ta katledilen Rozerin Çukur'un (17) cenazesi, 5 ay sonra DNA eşleşmesi sonucu Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden alındı. Cenaze, toprağa verilmek üzere doğduğu Dicle ilçesinin Herîdan köyüne getirildi. 

Rozerin'in cenazesi, yüzlerce araçlık konvoy eşliğinde, özgürlük mücadelesi ile tanıştığı Pîran dağlarının arasındaki köyüne getirilirken, mezarlığa "Yaşamlarına saygı duymadınız, naaşlarına saygı duyun" yazılı posterler asıldı. Posterlerde, devlet güçleri tarafından günlerce cenazelerinin alınması engellenenlerin fotoğraflarının bulundu.

Mezarlıkta direnişte yaşamını yitirenlerin ağıtları ve kadınların zılgıt ile alkışları yükselirken, sık sık "Bijî berxwedana Sûr'ê" ve "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. 

FOTOĞRAF MAKİNESİ MEZARINDA

Gelinlik ve PKK bayrağına sarılı tabutu, kadınların omuzlarında köyünün karşısına getirilen Rozerin'in burada dini vecibeleri yerine getirildi. Cenaze, Sur direnişinde yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanı sıra HDP milletvekilleri, fotoğrafçı arkadaşları ve yüzlerce kişinin katılımıyla kadınların omuzlarında mezarlığa götürüldü. 

Dualar eşliğinde, 5 ay önce kazılan mezara defnedilen cenazenin ardından, mezar taşına Rozerin'in fotoğraf makinesi bırakıldı. 

Anne Fahriye Çukur, kızının defnedilmesi ardından sarıldığı mezarında ağıt yaktı. Anne Çukur, kızının puşisini mezar taşına bağlayarak, mezara fideler dikti. 

MEYADER Eşbaşkanı Ayşe Dicle ise törendeki konuşmasında, Rozerin'i 5 ay aradan sonra toprakla buluşturduğunu belirterek, onun Kürdistan'da barışın simgesi olduğunu söyledi. Devletin savaş kurallarını çiğneğini ifade eden Dicle, yaralı ve cenazelerin alınmasına engel olunduğunu hatırlattı. 

DEMİREL: ROZERİN İSMİNİ ALTIN HARFLERLE YAZDIRDI

HDP Grup Başkanvekili ve Amed Milletvekili Çağlar Demirel de Rozerin'in Pîran dağlarında özgürlük mücadelesine sevdalandığını ve Sur direnişi ile Kürdistan ve dünya tarihine adını altın harfler ile yazdığını dile getirdi. Demirel, "Rozerin kalemini ve defterini alarak Sur direnişine katıldı. Rozerin'in direnişi ile devam eden öz yönetim direnişi karşısında AKP hükümetinin yürüttüğü kirli savaş ile meşrutiyeti kalmadı" dedi. 

Rozerin'in kimliğinin Ramazan Öğüt ile birlikte tespit edilmesine rağmen açıklanmamasıyla Amed savcısının suç işlediğini belirten Demirel, uygulamanın devletin bilinçli politikasını olduğunu ve Amed savcısı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.

BABA ÇUKUR: DEVLETİN UNUTTUĞU; AİLELERİN DİZ ÇÖKMEDİĞİDİR

Baba Mustafa Çukur da Sur direnişinde yaşamını yitirenlerin ailelerine, basın emekçilerine, HDP'li milletvekillerine kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür etti. Baba Çukur, "Devlet her şeyi biliyor ama bir şey unuttu. Devletin unuttuğu, ailelerin diz çökmediğidir" dedi.

Baba Çukur, kızının, '90'lı yıllarda devlet tarafından bombalanan Herîdan köyünün talan edilmesine şahit olması ardından yüreğinde kocaman bir özgürlük sevdası büyüttüğünü ifade ederken, şöyle devam etti: "Rozerin'in ruhuna direniş kıvılcımı o dönemlerde işledi. Bugün o kıvılcım tarihi direniş oldu. Rozerin, Sur'a girdiği zaman silahlı direnişçi olarak girmedi. Okul üniforması, kalemi ve defteri ile Sur'a girdi. Amacı devletin katili ile savaşmak değildi. Kendi gücü neye yetti ise onu yapmaya çalıştı. Devlet bu katliamları yapmadan önce, bu katliamların hazırlığını yapmıştı. Çünkü güvenlik yasaları çıkınca, gençlerimiz bu günleri gördü ve sonuna kadar direndi."

'ONURSUZLUĞU KABUL ETMEDİ'

Devlet Kürt halkına onursuzluk dayattı. Gençlerimiz bu günleri çok öncesinden görüyordu ve direnişe karar verdiler. Direnişe ortak olunması noktasında defalarca çağrılar yapıldı. Çocuklarımızın katledilmesinde her ne kadar devlet suçlu ise, halkımıza olan sitemimiz de bir o kadar haklıdır. Çocuklarımız ölümü görüp, Sur'a direnmeye gittiler. Çocuklarımız Kürt halkının onuru için direndiler, dayatılan onursuzluğu kabul etmediler."

Kızı ve Ramazan Öğüt ile birlikte yaşamını yitiren Hakan Arslan'ın cenazesinin halen teşhis edilemediğini de hatırlatan Baba Çukur, "Şehitlerimizin tırnağını dahi bırakmayacağız. Bütün şehitlerimize sahip çıkacağız" diye konuştu. 

Baba Çukur, Rozerin'in vasiyeti üzerine üzerinde fotoğrafının bulunduğu ajandasını mezara bıraktı.

KARDEŞİ ŞİİR OKUDU

Törenin sonunda, kendisinin de eğitim gördüğü Amed'deki Eğitim Destek Evleri'nin dönem sonu eğlencesine katılan Rozerin'in, sahnede seslendirdiği, Nazım Hikmet'e ait "Yaşamaya Dair" şiirinin bir kıtası, kardeşi Murat Çukur tarafından okundu. 

Rozerin Çukur için Temîran Yas Evi'nde taziye kurulacak.