Bu direniş karşısında tuz buz olmayacak Saray yoktur

Selahattin Demirtaş: Bundan sonrası için onurlu bir yaşam yaşayacağız. Bedel neyse ödeyeceğiz. Bu direniş karşısında tuz buz olmayacak Saray yoktur. Bu ülkenin geleceğinin garantisi sizsiniz.

İstanbul'da, "Darbeye karşı demokratik direniş" şiarıyla gerçekleştirilen mitingte konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan, "Dün Adana'daydık. İzin verilseydi yüzbinlerin o alanlarda toplanacağını biliyorlardı. Ama o halk saldırılara rağmen o alanları terk etmedi” diyerek sözlerine başladı.

Savaş politikalarında ısrar edenlerin  bir kez daha bu alanda halka karşı yenildiklerini söyleyen Koçyiğit, “Onlar bizi rehin alacaklarını söylediler. Bu alan baktığımda diyorum ki ey bire gafiller, siz bu halkı hiç tanımamışsınız. Bu halkta diz çökecek göz var mı? Bizler Mehmet Tunç'un, Sêvê'nin, Fatma'nın yoldaşlarıyız. Taybet Ana'nın çocuklarıyız biz” diye konuştu.

Bugün tarihi bir dönem yaşandığını ve bu tam da direnme günü olduğuna işaret eden Koçyiğit, “Ya direnerek kazanacağız ya da bunlar hepimizi öldürmek zorunda kalacak” dedi. 

AKP’nin bugün kıdem tazminatına el koymaya çalıştığını,  kadını eve kapatıp sadece çocuk bakmasını istediğini hatırlatan Koçyiğit, “Bizlerin gerçek Müslümanların, dindarların bunların karşısında yüreğini siper etmesi gerekiyor. Hepiniz Ensarsınız. Bunu biliyoruz" şeklinde konuştu.

HDP SARAY’IN KABUSU HALİNE GELDİ!

Koçyiğit'in ardından platforma HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çıktı. Demirtaş, "Bu ülkede umudu, özgürlüğü yüreğinde taşıyan onbinlere selam olsun” diyerek halkı selamladı.  7 Haziran seçimlerinden bu yana bir yıl geçtiğini belirten Demirtaş, “ Belki adı genel seçimdi ama devrimsel bir sürecin tarihsel çıkışını yaptık. Onlarca yıldır gizli ajandaları ile sinsi bir şekilde, Saray’daki zatın öncülüğünde hareket eden bir grubun hazırlık yaptığını da biliyoruz. Sivil toplum alanında kendine bağlı sivil toplum örgütü oluşturmuş, Bu, bugünün çalışması değil. Devlet içinde devlet oluşturmuş. Bir din devleti hazırlığı değil bu. Bu şekilde tanımlarsan eksik kalır. AKP dini diye bir şey var. Haşa kendine has bir peygamberlik yarattı. Yani sapkın bir tarikatları var” dedi.

Saray’ın etrafında ırkçı bir yapı olduğunu vurgulayan Demirtaş, “7 Haziran öncesi bir araya geldiler ve hazırlık yaptılar. 7 Haziran'da bizler istediğinizi yapamazsınız dedik. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en renkli ve çoğulcu grubunu yarattık. Hiçbir zaman bir rahat koşullarda siyaset yapmadık. 7 Haziran öncesinde 160 teşkilatımız saldırıya uğradı. Çünkü biliyorlar HDP güçlendikçe onların iktidarı çöpe gidecek. Her şeyi bunun için HDP'nin önünü kesmek istediler” diye konuştu.

Bu noktaya nasıl gelindiğine anlamak  için son bir yılda yaşananlara bakmanın yeterli olduğunu ifade eden Demirtaş,  “Saray’daki zat bu yüzden büyük bir panik içerisinde. Onun için saraydaki hesabı sizin direnişine çarpıyor. Çok öfkeli çok kızgın. 20 yıldır hazırladığı dikta rejimine karşı durduğumuz için çok kızgın.

Orada mutlu mesut siyasetini sürdürecekti. Ama biz buna engel olduk. Her gece HDP kabusu görüyor. HDP onun kabusu haline geldi. Elindeki bütün imkanları kullanmaya devam ediyor. Bu kadar acımasızca halkın üzerine tankı topu sürmesinin nedeni, Cizre'de halkı diri diri yakmasının nedeni bu. O kadar çok korkuyor ki. Halk gümbür gümbür yürürse ne olacağını biliyor. Gezi'de korku bugün de aynı şekilde onları korkutuyor" dedi.

 SANDIK SANDALYESİNE SARAY’DAKİ ZAT’I OTURTACAĞIZ!

Dokunulmazlıkların da bu korkudan bağımsız bir şekilde ele alınamayacağını söyleyen Demirbaş,  sözlerini şöyle sürdürdü : “Buradan bir kez daha, Adalet Sarayı altında miting yaparken, bugün yargı sesini çıkarmayacaksa, bir daha da sesini çıkarmasın. Adam yargıyı eline almışken, sesini çıkarmayan yarın sesini çıkaramaz. Yargıtay Başkanı'nı mevsimlik işçi gibi çay toplamaya götürüyor. Bugün sesinizi çıkaramıyorsanız, ne zaman sesinizi çıkaracağınızı bilmiyorum. Önümüzdeki günlerde yargılamalarımız başlayacak. Biz yargılanmaktan korkmuyoruz. Çay toplamaya giden Yargıtay Başkanı bizi yargılayabilecek mi? Bazı savcılar, hepsi değil, bizi yargılamak için hazırda bekleyenler var, bizde sizi sabırsızlıkla bekliyoruz. Bakalım kim kimi yargılayacak. Yargılama yapamazsınız, AKP'nin komisyonu haline gelmişsiniz. Asıl sandık sandalyesine Saray’daki zatı oturtacağız.”

ERDOĞAN’IN YALANLARLA DOLU BİR GEÇMİŞİ VAR

Diploma konusunda da değinen Demirtaş, “Şimdi öylesine tuhaf bir durumla karşı karşıyayız ki. Bunun diploması gündem konusu oldu. Diploman var mı, yok mu açıklamanı istiyoruz. Dün verdiği cevaba bir bakın. Rektöre çağrı yapıyor. Diplomanın sende olması lazım. Sen belediye başkanı adayı, milletvekili, başbakan ve cumhurbaşkanı oldun. Sen bir dosya hazırladın. Olsaydı şimdi pankart haline getirilmiş ülkenin caddelerinde sallanıyordu. Bırakın diplomayı çıkarmayı, üniversite arkadaşların yok. Biri çıksın desin biz birlikte okuduk, ben hatırlıyorum o arkada oturuyordu. Sicili de temiz değil. Geçmişi yalanı dolu. Kendisi de diyor "Rektör bey ben söyleyince bunlar bana inanmaz. Sen çık söyle' diyor” dedi. Suriye, Rusya, İsrail, Kürt açılımı, Roman açılımı, Alevi açılımı hepsi yalan üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Demirtaş, “ Yalanlarla dolu bir geçmişse sahip olduğun için inanmıyoruz sana. Rektörden değil, senden istiyoruz bu diplomayı. Niyetim yoktu ardına düşmeye ama bugün başvuru yapacağız. Dosyasını açsınlar. İnsan lise mezunu da olabilir. Ama Cumhurbaşkanı olmak için Üniversite diploması istiyor. Var mı, yok  mu bilmiyoruz. Bize diyor ki halkın sizi istemiyor ama halkın bir kısmı da seni istemiyor” şeklinde konuştu.

 BEDEL VEREN SON NESİL BİZ OLMALIYIZ!

“Biz çocuklarımıza özgür yarınları bırakma sözü verdiysek, Nusaybin'de, Cizre'de özgürlük sözü verdiysek bunun bir bedeli var” diyen Demirtaş, “Buna yürek verenler bu bedeli vermeyi göze alacaklar. Ama bu bedeli verecek olan son nesiller biz olmalıyız. Bundan sonrası için onurlu bir yaşam yaşayacağız. Bedel neyse ödeyeceğiz. Karşımızda bu ceberrut anlayışın karşısında halkımızla meşru mücadelemiz var. Bu direniş karşısında tuz buz olmayan Saray yoktur. Bu ülkenin geleceğinin garantisi sizsiniz. HDP'yi tek kastetmiyorum, HDP'nin dışında da direnenler var. Bir mücadele birliğinin oluşması gerekiyor. Hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Bugün yapamazsan, yarın yapacak takat bile kalamayabilir. Bugün yapacak gücümüz var. Bu kadar gücümüz var ise tuttuğumuzu koparmamız lazım. Saraydakinin kabuslarını bitirmeliyiz. Nasıl? Saray'dakini alaşağı yapacağız. Bu ülkenin başka kurtuluşu yok. Biz gücümüzü sizden aldıysak, ilkelerinize bağlı kalacağız. Sadece mitingde bir araya gelmemiz yetmez, her yerde direnişi büyütmemiz lazım” dedi. 

...