GÖRÜNTÜLÜ

Demirtaş: Zulmün üstüne üstüne yürümek zorundayız

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sabırlı, metanetli ve direnişçi olmak zorunda olduklarını belirterek “zulmün üstüne üstüne yürümek zorundayız. Başka türlü bir seçeneğimiz yok” dedi.

Amed'de valiliğin yasak ve engelleme girişimlerine rağmen binlerce yurttaşın katıldığı "Darbeye karşı demokratik direniş" mitinginde "İrademe dokunma" mesajı verildi. Mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yakında Ortadoğu’da ciddi kırılmalar olacağına vurgu yaparak, "Halklar artık dayatma statükosuyla yaşamamaya alıştılar. Başka halkı düşman görerek kimse huzura eremiyor. Türk milliyetçiliğini güçlendirmek için Kürt düşmanlığına itiyor. Zulmün üstüne üstüne yürümek zorundayız. Başka türlü bir seçeneğimiz yok. Amed halkı el ele verip güçlenerek, eksikliklerimizi tamamlayarak yürüyelim" dedi.

Amed Valiliği’nin “güvenlik” gerekçesiyle İstasyon Meydanı’nda yapılmasını engellediği “Darbeye karşı demokratik direniş” mitingi binlerin katılımıyla HDP İl Örgütü binası önünde gerçekleştirildi. Katliamlara ve "darbe" siyasetine karşı büyük öfkenin haykırıldığı miting alanında, Kürtçe ezgi ve sloganlarla özyönetim direnişleri selamlandı. Sayının her dakika arttığı miting, “Çerxa Şoreşê” marşı eşliğinde yapılan saygı duruşuyla başladı. Özellikle kadınların yoğun ilgi gösterdiği mitingde, bir annenin kendi el yazısıyla “Zalim ve lise mezunu bir Cumhurbaşkanı’nı istemiyoruz” pankartı ilgi odağı oldu. Mitinge HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle ve HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ile HDP milletvekilleri katıldı. Selamlamaların ardından konuşmalar başladı. Otobüs üzerinde yapılan konuşmalarda DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik, Kürt halkının 40 yıl boyunca engelleri direnişiyle aştığında dikkat çekti. Kürt halkının direnişinin tüm halklara umut olduğunu belirten Çelik, “Karanlık zamanımızı yüreğimize hapsettik. Biz gün gelecek aydınlığa ve özgürlüğe koşacağız, gönlünüz ferah olsun" dedi.

MECLİS BABANIZIN MALI DEĞİL

Ardından konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit de, “Bugün bizleri HDP, HDK ve DBP’yi her şeye bedel ödeyen halk var etti” diyerek, AKP hükümetinin Kürt halkı üzerindeki provokasyonlarından bahsederek halkın bunlar karşısındaki duyarlılığını anlattı. Tüm provokasyonların halkın direnişiyle boşa çıkarıldığını ve temsilcilerini Meclis'e gönderdiğine değinen Koçyiğit, “Bugün kanımızla, canımızla elde ettiğimiz o Meclis'ten bizi söküp atmaya çalışıyorlar. Meclis sizin babanızın değil, kadınların, ezilenlerin ve sömürülenlerin emeğidir. İstediğiniz kadar gerilimi arttırın biz demokrasi ve barıştan yana mücadele etmekten tereddüt etmedik bundan sonra da etmeyeceğiz. Direnen halkın gücü zulmü yenecek” diye belirtti.

DİCLE: DİKTATÖRLER SAVAŞI DAYATIYOR

DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle ise, Amed’de 5 Haziran 2015'te düzenlenen seçim mitingindeki katliam girişimini hatırlatarak, bombalı saldırıda yaşamını yitirenleri andı. Ramazan ayının ibadet gereği küslerin barışma ayı olduğunu belirten Dicle, şunları aktardı: “Ama gelin görün ki İslam’ı ağızlarından düşürmeyen diktatörler savaşı dayatıyor. Asker, polis, genç kim giderse gitsin ülkenin dinamikleri gidiyor. Bu ülkede diktatörler kan döküyor.” PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Dolmabahçe Mutabakatı’ndaki demokrasi talebinde bulunanların aynı masada oturması talebinden bahseden Dicle, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu kadar demokrasi talebi görmezden gelinerek bir savaş dayatıldı. Tarih tanıktır Kürt tarafından bir sorun yoktur. Şimdi biz mazlum bir halkız ve kazanmamız kaçınılmazdır. Demokrasi alanını daraltmak için vekil arkadaşlarımız 90’larda bize yaptıkları gibi cezaevine göndermeye çalışıyorlar. Bu bir çözüm değil, olsaydı ben bugün siyaset yapmazdım. Biz onları yalnız bırakmayacağız ve direnerek kazanacağız.”

Mardin üzerinden kente gelen ve alana girişte yoğun ilgi ile karşılanan Selahattin Demirtaş ise, AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kürt halkına ve demokrasi çevrelerine dönük saldırılarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Demokratik siyaseti bize bir lütufla vermiş gibi davranıyorlar. Biz bu cepheleri bedellerle kazandık. Seçimler anaların öncülüğü, gençlerin fedakarlıklarıyla kazanıldı. Seçim bürolarımız parti binalarımız bombalandı. 5 Haziran’da mitingimizde bomba patlattılar. Biz seçim çalışması yürütürken hiçbir devlet imkanı kullanmadık. Burada valililerin kaymakamların imkanlarıyla seçim çalışmaları yürüttüler. Baraj altında kalalım diye ellerinden geleni yaptılar. Halkımız yanımızda oldu Meclis'e girdik. Saray'ın hesapları ve harcadığı paralara göre bizim barajın altında kalmamız gerekiyordu. Zulmü arttırdılar. Bize miting yaptırmamak için Saray yemin etmiş durumda. 'Alanlara çıkılmayacak' dediler ama sonuç ortada. Zannediyorlar HDP güç kaybedecek.

Valilik önünde miting yapıp HDP’ye miting yaptırmamaya çalışınca zannediyor ki herkes Amed’de AKP’li oldu. Amed halkı burada bizimle. Elimizdeki tek güç bizim halkımızdır. Biz birbirimize olan ittifakımızı bağlılığımızı yitirmeyelim. Onlar ellerindeki tüm gücü sefer ederek 'HDP’yi alanlara çıkartmayız' diyenler yüreklerdeki HDP ateşi söndüremezsiniz. Genç bedenlerin tabutları üzerinden hanedanlığını sürdürenler yanılıyor.

Dualarımız, dik duruşumuz, direnişimiz her zaman barış için olacak. Bizim barış davamız Saray etrafında biat eden bir dava değil. Her insanın onurlu ve hassasiyetini korumak siyasetçilerin görevidir. Aydınlık gelecek için tek seçenek biziz. Hiçbir şeyden anlamayanlara bunu teslim edecek değiliz. 'Dokunulmazlıkları kaldırır içeri atarız' diyorlar kimse kusura bakmasın. Onların kaygıları ve korkuları olabilir çünkü uğruna cezaevi yatacak davaları yok.

Onlarda yalan, hırsızlık yolsuzluk var. Etrafındakiler rant peşindekilerden başka kimse değil. Diktatörlük altında başkanlıktan başka bir şey konuşmuyorlar. Bunlar yeni özgürlükçü bir anayasa yapabilir mi? Türkiye gibi çok az değerli güzel ülke vardır. Coğrafi ve kültürel çeşitliliğiyle ama dönüp Ankara’ya bakıyorsun yazık. Bakan olmuşlar, başkan olmuşlar çalabildikleri bir TL bulsalar affetmezler. Özel hesaplarınızda milyon dolarlar var. Bu ülkenin gençlerine yazık. Sıkıştıkları anda milliyetçilik gazıdır. Milliyetçilik gazı verdin mi hırsızlık örtülür. Ankara’da konuşabileceğimiz, meseleleri tartışabileceğimiz zemin maalesef kalmadı. Bir güruh düşünün yemekten başka bir şey bilmiyor. Bu devleti en küçük hücreye kadar ele geçirmişler. 50 valiyi bir gecede değiştirdiler kendilerine biat etmediği için. Böyle bir devlet olabilir mi? Devlet herkesin malıdır fakat sen bir kişinin malı mülkü haline getirirsen bu devlete kimse saygı duymaz.

Biz siyasete çıkar için girmedik. Siyasete demokrasi ve halka hizmet için girdik. Yanlışı olmayan bir parti demedik, eksikliklerimiz var ama bunu cesaretle masaya yatırmak zorundayız. Özgürlüklere sahip çıkmak böyledir. Doğru adımlarla sağlam yürümek gerekir. Biz yanlışlarımızı halka açtık eleştirilerini aldık. Partimiz halkın öz malı alın teridir.

Sabırlı, metanetli, direnişçi olmak zorundayız. Ankara’daki akıl, akıl olmaktan çıkmış. Boğazımıza kadar bataklığa batmışız. Dünyada bir tane Türkiye dostu kaldı mı? Hukuklarıyla, ilişkileriyle kendilerinden nefret ettirdiler. Yakında Ortadoğu’da ciddi kırılmalar olacak. Halklar artık dayatma statükosuyla yaşamamaya alıştılar. Başka halkı düşman görerek kimse huzura eremiyor. Türk milliyetçiliğini güçlendirmek için Kürt düşmanlığına itiyor.

HDP dışında bu ülkeyi kurtaracak umut yok. Bütün Amed halkı şunu bilsin görkemli bir miting borcumuz var. Zulmün üstüne üstüne yürümek zorundayız. Başka türlü bir seçeneğimiz yok. Amed halkı el ele verip güçlenerek, eksikliklerimizi tamamlayarak yürüyelim."

Konuşmaların ardından kitle sloganlar eşliğinde dağıldı.