GÖRÜNTÜLÜ

Dolu dolu bir direniş hikayesi: Zindan Bor

Van’da 21 Eylül 2016 tarihinde yaşamını yitiren YPS’li Zindan Bor, ardında direniş dolu bir yaşam hikayesi bıraktı. Çocuk yaşta hapishaneye girdi, Kobanê direnişinde yer aldı. Sonunda doğduğu topraklarda yaşamını yitirdi.

Kürt özgürlük mücadelesiyle erken yaşlarda tanışan Zindan Bor, 1997’de Van’da dünyaya geldi. Devletin eğitim sitemini reddeden Bor neredeyse okula hiç gitmedi. Henüz 13 yaşındayken kentte faaliyet gösteren gençlik çalışmalarında yerini aldı. Cesur, atılgan, paylaşımcı ve yoldaşlarına olan bağlılığıyla tanınan Bor, katıldığı bir yürüyüşte gözaltına alındı ve tutuklandı. 14 yaşında hapishaneyle tanıştı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalması için açlık grevine girdi. Devalarca kaldığı koğuşu yakarak tepki gösterdi. Bir yıllık tutukluluğunun ardından serbest bırakıldı. Bırakıldıktan sonra gençlik çalışmalarına kaldığı yerden devam eden Zindan Bor, 2011 yılında yönünü Kürdistan dağlarına çevirerek, gerilla saflarına katıldı. 

Gerilla saflarındayken ayağından yaralandı. Kobanê direnişine henüz ayağı iyileşmemiş olmasına rağmen kendi iradesiyle katılma kararı verdi. Kobanê’de Kürt halkının yiğit gençlerinin destansı direnişinde yer aldı. Barbar DAİŞ çeteleri karşısında olağanüstü bir direniş gösteren Zindan Bor, bu savaşta her iki ayağından birden yaralandı. Tedavi sürecinin bitmesinin ardından Bakurê Kürdistan’da başlayan öz savunma cephesine katılma kararı aldı. Zindan Bor, doğduğu şehir olan Van’a gelerek, YPS saflarında yerini aldı. 

‘BEN DE BİR GÜN GERİLLA OLACAĞIM…’

Zindar Bor’un yaşamı boyunca net bir çizgisi olduğunu söyleyen annesi Süreyya Özdemir, oğluna dair gözlemlerini şöyle ifade ediyor: “Eşim cezaevine girdikten sonra iki çocuğumla birlikte yaşamımızı idame ettirmek zorunda kaldım. Çocuklarımı çok severdim. Zindan’a çok düşkündüm ve sürekli öpmek isterdim ama o insanlara fazla sevgisini belli ettirmeyen bir insan olduğu için izin vermiyordu. Okulu bıraktıktan sonra büyük bir tutkuyla gençlik çalışmalarında yer aldı. Sürekli etrafındaki insanlara yardımcı olur ve hiçbir zaman güler yüzünü eksik etmezdi. Ev işlerinde sürekli bana yardım ederdi. Yoldaşlarına çok bağlıydı eve getirip onlarla ekmeğini paylaşırdı. Bir gün televizyonda gerillaları görünce; ‘Anne ben de bir gün gerilla olacağım ve şehit olursam sakın ağlama. Bana kına yakın. Benim canım partiden, gerilladan daha önemli değil’ demişti. Tabi bir ana yüreği buna nasıl dayanır! Ben de kızdım.” 

HAPİSHANE MÜDÜRÜNDEN TANK VE MOLOTOF İSTEDİ

Anne Süreyya Özdemir, oğlu Zindan Bor’un Bitlis cezaevindeyken yaşadığı anıları paylaştı: ‘’Cezaevi yönetimi sürekli Zindan’dan şikayetçiydi. Zindan bir gün cezaevi müdürüne gönderdiği talep listesine tank, el bombası, molotof, benzin ve silah istemiş. Bunları gardiyandan duyduğumda çok şaşırmamıştım. Gardiyanların bana anlattığına göre cezaevinin müdürü de Zindan’ın isteklerine; ‘Maalesef bunlar elimizde yok’ diye cevap vermiş. Önderlik için açlık grevine de girdi ve sürekli koğuşta ateş yakıp tecride tepki gösteriyordu.”

‘ANNE MÜJDE KOBANÊ’Yİ ÖZGÜRLEŞTİRDİK’

Hapishaneden çıktıktan sonra polislerin bir gün Zindan’a pusu kurduğunu anlatan anne Özdemir, Zindan Bor’un bu olaydan sonra artık duramadığını ve özgürlük mücadelesi saflarına katıldığını aktardı. “Polisler Zindan ve bir arkadaşının etrafını sarmış. Öğrendiğim kadarıyla kendisini yakalamaya çalışan polisi bıçaklayarak kaçmış. Gerilla saflarına katılmak istiyordu. Vedalaşmak için eve geldi. İlk nenesini sordu ancak evde kardeşi Vedat’tan başka kimse yoktu. İlk iki gün başka bir eve saklandı. Geri geleceği beklentisi içindeydim ama öğrendiğimde artık geç olmuştu. Canımdan bir parça olan oğlum gerilla saflarına katılmıştı. Dört yıl boyunca onu aradım ve sürekli durumundan haberdar olmak istedim. Kobanê savaşında yaralandıktan sonra Zindan bizi aradı ve ben o an heyecandan olduğum yere çöktüm ve öylece kaldım. Uzun bir süreden sonra Zindan’ın o gür sesini duymak benim için çok önemliydi. Bir sonraki arayışında ‘anne müjde Kobanê’yi özgürleştirdik’ dedi. Bu müjdesinden birkaç gün sonra Van’a geldi.”

‘ZİNDAN, DÜŞMANA TESLİM OLMAYACAĞINI SÖYLEDİ’

Van’a YPS saflarına görev yapmaya gelen Bor, annesi Özdemir’e temelli geldiğini söyler. Zindan Bor’un Van’a geldiğinden haberdar olan devlet güçleri birçok defa Özdemir ailesinin evine baskınlar düzenler, “Zindan Bor’u nerede yakalarsak orada öldüreceğiz” tehditlerinde bulunur. 

‘KÜRDİSTAN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ İÇİN KENDİNİ FEDA ETMEK İSTİYORDU’

Zindan’ın güler yüzlü ve fedakar olduğunu anlatan dayısı Bülent Özdemir, Zindan’nın duruşundan toplum olarak çok dersler çıkarılması gerektiğini aktardı. Zindan’ın tek bir isteği olduğuna dikkat çeken Özdemir, o isteğin de; Kürdistan özgürlük mücadelesi için kendini feda etmek olduğunu söyledi.

Zindan Bor’un teyzesi Kader Özdemir ise “Yeğenim Zindan’ı çok seviyordum. Eğer başına bir şey gelirse ben de ölürüm derdim. Zindan’la da senden önce benim başıma bir şey gelirse kanımı yerde bırakma diye şakalaşıyordum. Onun anıları ve o güler yüzü her aklıma geldiğinde hüzünleniyorum” ifadeleriyle duygularını paylaştı.

Kader Özdemir, Zindan Bor’un yaşamını yitirdiği günü (21 Eylül 2016-Van İpekyolu) ise şöyle anlatı: Dışarıdaydım yoğun silah sesleri geldi. Sanki içime olumsuz bir his doğdu. O an anneme ‘Acaba bu kez kimin evini yıktılar’ dedim. O gece rüyamda Zindan’ı gördüm. Sonra duydum ki iki YPS’li yaşamını yitirmiş. Zindan Bor (Vedat Berxadan) ve Mehmet Yalçın (Amed). Ben ile annem olay yerine gittik. O ana kadar Zindan’ın şehit olduğunu bilmiyordum. Görgü tanıklarının eşkal tarif etmesiyle anladım ki Zindan’ım yaşamını yitirmiş.”