Dreyi: Geleceğinizi bir piskopata teslim etmeyin

Süleymaniye üniversitesi öğretim görevlisi ve psikolog Şirin Dreyi, Türkiye halklarına, “geleceğinizi bir psikopata teslim etmeyin ve referandumda hayır oyunu kullanın” çağrısı yaptı.

Türkiye’de yarın yapılacak referandum ve 60. güne varan zindanlardaki açlık grevlerine ilişkin ANF’ye konuşan Dreyi, Erdoğan’ın iktidar egosunu kanla doyurmaya çalıştığını, bunun psikolojik açıdan açık bir vaka olduğunu söyledi.

‘TÜRKİYE HALKLARI GELECEĞİNİ BİR PSİKOPATA TESLİM ETMEMELİ’

Erdoğan’ın Türkiye’yi sultanlığa geri götürme peşinde olduğuna dikkat çeken Dreyi, bunun Erdoğan’ın kendi kibrinin sonucu olduğunu, söyledi. Dreyi, “Erdoğan psikolojik açıdan bir vakadır, psikopat hastalığına açık bir örnektir. Türkiye halkı nasıl olur da kendi geleceğini bir psikopata teslim edebilir? Kendini beğenmiş, kibirli, her şeyi manipüle eden bir ırkçıya kendi iradesini nasıl teslim edebilir? Dilerim ki Türkiye halkları kendi geleceğini böyle bir psikopata teslim etmez ve referandumda hayır oyunu kullanır” dedi.  

Diktatörlüğünü ilan etmesi durumunda olası tehlikeler konusunda da uyarıda bulunan Dreyi, “Şimdiye kadar az mı katliam gerçekleştirdi, az mı jenosid gerçekleştirdi. Erdoğan gibi bir psikopatın diktatörlüğünü tam olarak ilan etmesi durumunda neler olabileceğini tahmin etmek için Saddam Hüseyin’e bakalım. Sonuçta başlarına ne geldiği de belli. Erdoğan halen tam diktatörlüğünü ilan etmediği halde yaptıkları göz önündedir. Ya referandumla diktatörlüğünü tam ilan ederse, o zaman ne olacağını herkes bilmeli. Bu tür psikopatlar ruhen bitmişlerdir. Ancak kanla açlıklarını giderirler. Dilerim Türkiye halkları bu diktatörlüğe daha fazla yol vermez” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın Türkiye’de demokrasi olduğu yanılsaması yarattığını söyleyen Şirin Dreyi, “İnsanları böyle kandırdı. Bu tür tipler için Enrich fromm “özgürlükten korkanlar” tanımını yapıyor. Bu tür tipler hastadır. Erdoğan hastalığı da budur. Çünkü özgürlükler geliştikçe kendisini küçülmesi olarak değerlendirir. Türkiye’de akademisyenleri, siyasetçileri, farklı düşüncedeki insanları alıp zindanlara attı. Ama hepimiz biliyoruz zindanlar kesin olarak insanların susturulacağı, teslim alınacağı yerler değildir. Psikolojik açıdan zindanlar bazen insanları daha fazla tutum sahibi kılar, radikalleştirir” diye belirtti.

'ZİNDANA ATILMAK TESLİM ALINMAK DEĞİLDİR'

Türkiye zindanlarında 60 gündür süren açlık grevlerine ilişkin de konuşan Dreyi, şunları söyledi:

“İnsanlar zindanlarda daha fazla direngen olabilirler. Şimdi halk tarafından seçilenler zindanlarda da susmuyorlar. Aynı şekilde psikolojik açıdan halka şu mesajı da veriyorlar; biz içerde tutsak edilebiliriz ama hiçbir şekilde teslim alınmayız. Biz burada direniyoruz, siz de dışarıda olanlar daha fazla direniş geliştirebilirsiniz. Bugün zindanlarda açlık grevinde olanlar aslında direnişleriyle bu mesajı veriyorlar. Yani şartların zor olması irade kırılmasıyla doğru orantılı olmadığı bununla net olarak görülüyor. Çünkü insan bazen zor şartlarda daha fazla direngen olabiliyor.”

'HEPİMİZ ZİNDANLARA SES OLMALIYIZ'

Açlık grevlerine destek çağrısı da yapan psikolog Şirin Dreyi, özellikle akademisyenler, kadınlar ve annelerin bu direnişlere ses vermelerini istedi.  Güney Kürdistan halkına seslenen Dreyi, “Türkiye zindanlarında devam eden direnişe sessiz kalmamalıyız. Aynı zamanda Güney Kürdistan bölgesindeki herkese de sesleniyorum; biz Türk devletine bu nasıl bir baskı kurabilirizin yolunu bulmalı ve kesinlikle zindan direnişlerine karşı sessiz kalmayalım. Çünkü Türk devleti bu şekilde toplum olarak, halk olarak bizi teslim almak istiyor. Özellikle Güney Kürdistan’daki akademisyenler bu soykırım siyaseti, teslim alma siyasetine sessiz kalmamalı ve mutlaka zindan direnişlerine destek olmalı ve onların sesi olmalıdır” dedi.

'SOKAKTA DÖVME DE ZİNDANA ATMA DA İRADE KIRMA AMAÇLIDIR'

Geçtiğimiz günlerde Hewler’de gün ortası sokakta dövülen Güney Kürdistanlı aydınlardan Ferhat Pirbal olayına da tepki gösteren Dreyi, “zindana atma ve sokak ortasında dövmenin ortak mesajı seni teslim alacağım demektir” diye konuştu.

Süleymaniye üniversitesi öğretim görevlisi ve psikolog Şirin Dreyi, son olarak şunları belirtti: “Egemen iktidarlar toplumu teslim almak için her şeyi yapıyorlar. Zindana atmakla, Ferhat Pirbal’ı sokak ortasında gün ortası herkesin gözü önünde dövmek irade kırmak, teslim almak amaçlıdır. İnsanların iradeleri kırılmak, kendilerine güven olguları ortadan kaldırılmak isteniyor. İnsanları ruhsal ve psikolojik olarak teslim almanın açık yöntemidir bu. Birey bu şekilde güven olgusunu yitirdi mi baş eğer. Erdoğan insanları teslim almak için katlediyor, zindanlara atıp iradesini kırmak istiyor, güney Kürdistan’da da işte böyle gün ortası herkesin gözü önünde döverek iradesini kırmak suretiyle teslim alıyorlar. Sonuçta ikisi de aynı kapıya çıkar ve işte bu irade kırma, teslim almaya ancak hep birlikte karşı durarak boşa çıkarabiliriz.”