DİZİ II

Fırat’ın Gazabı Eylem Odası savaşçılarının menzilindeki Tabqa

Tabka kenti ve barajının özgürleştirilmesiyle birlikte Halep'e uzanan koridor kapanacak. Türk devleti tarafından DAİŞ ve SUK çetelerine yapılan lojistik ve askeri destek hattı kopmuş olacak. DAİŞ böylece tümden yok oluş sürecine girmiş olacak.

TABQA’NIN STRATEJİK ÖNEMİ

Bölgesel ilişkilerin en hayati geçiş noktası olan Rakka kentini almak, psikolojik üstünlüğün yanı sıra askeri ve siyasal üstünlüğü de ele geçirmek anlamı taşıyor. Ancak Rakka’dan da daha önemli bir konumda olan Tabqa kenti ve barajı var. Tabqa kenti ve barajında sağlanacak olan başarı ile Halep'e uzanan koridor kapanacak. Türk devleti tarafından DAİŞ ve SUK çetelerine sürekli olarak yapılan lojistik ve askeri destek hattı da kopmuş olacak. DAİŞ tümden yok oluş sürecine girecek.

Bu hattın koparılması, DAİŞ ve SUK çetelerinin Suriye’de işgali altında bulundurduğu alanlarda ağır darbe yemesini de beraberinde getirecek. Tabii böylece Türk devleti de darbelenecek. Tabqa’nın özgürleştirilmesiyle DAİŞ çeteleri için tümden bir yok oluş süreci başlayacak. QSD güçleri de Tabqa kentini ve barajını özgürleştirerek, Suriye’deki mevcut askeri ve siyasal dengeleri bir kez daha sarsacak ve her iki alanda da kazanan olacak.

Kürtler, Rojava Devrimi ile; topraklarını ve birlikte yaşadığı farklı halkları, inanç topluluklarını, DAİŞ, El Nusra, Ehrar El Şam, Sultan Murat Tugayı gibi çetelerin saldırılarına karşı korumada önemli bir adım daha atmış olacak. Böylece farklı halklardan ve inanç topluluklarından oluşan Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu üzerindeki saldırı ve tasfiye tehditlerini de büyük ölçüde yok etmiş olacak.

Ayrıca Kürtler, ödedikleri bu ağır bedellerle de, Rojava’da ve Suriye'de yaşayan halklarla eşitlik, özgürlük, adalet temelinde buluşmuş olacak.

DAİŞ KENTTE KENDİ ŞERİAT SİSTEMİNİ KURDU

DAİŞ çeteleri kenti tamamen ele geçirip işgal ettikten sonra, yerel halk ve hükümetin eski çalışanlarıyla kendince bir sistem oluşturdu. Kentte bu sistem çerçevesinde şeriat yasaları getirip şeriat mahkemeleri, şeriat polisi, şeriat asayişi gibi kurumlaşmaya gitti. İşgali altında bulundurduğu her alana bir ‘vali’ atadı. Yine bu valiler her biri yönetimin bir hizmetinden sorumlu emirler tarafından desteklendi. Bugün Tabqa’daki DAİŞ çetelerinin sözde valisi yine bu çerçevede bölge emirleri tarafından desteklenmeye devam ediyor.

DAİŞ’in işgali altındaki Tabqa’da çetelerin uygulamalarına direnmek veya bu uygulamaları protesto etmek imkânsız. Kendi sözde yasaları uyarınca suç sayılan eylemlerinden ötürü cezalandırılanların listesi hayli uzun. Halkın gözü önünde kafa kesme, işkence, recm, idam gibi bir çok uygulaması mevcut.

Bu nedenle kentte kalanlar; güvenlik, bir çeşit hukuk, hizmet ve gıdaya erişim olduğu için DAİŞ çetelerinin işgaline uyum sağlamış bulunuyor. Fakat son dönemde ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon ve Rusya’nın hava bombardımanının yoğunlaşması nedeniyle enerji ve su tedarikleri de yok edildi. Hayat siviller için giderek zorlaştı. Örneğin petrol tesisleri ile rafinerilerin çoğu bombalandığı için yakıt sıkıntısı yaşanıyor.

TABQA’DA KADINLARIN YAŞAMI

DAİŞ çetelerinin yalnızca kadınlardan oluşturduğu sözde asayiş birimi El Hansa Tugayı, sokaklarda kadınların kılık kıyafetini denetliyor.

Bu tugayda görevli kadınların çoğu DAİŞ çete üyelerinin eşleri. DAİŞ’in bu sözde tugaylarında yer alan kadınların görevi, kılık kıyafetleri yasalara uymayanları cezalandırmak ve kadın tutuklulara işkence yapmak.

Kadınlar, başlarından ayak bileklerine kadar tüm vücutlarını örten peçe ve siyah çarşaf kullanmak zorunda. Genç kadınlar ve kadınların, yanlarında yetişkin bir erkek akrabaları (genellikle babaları, ağabeyleri veya eşleri) olmadıkça evlerinden çıkmalarına izin verilmiyor. Kadınlar bu nedenlerden dolayı çete üyeleri ile evlendirilmeye zorlanmamak için sokakta olmak yerine evlerinde kapalı kalıyorlar.

Öldürülen DAİŞ üyelerinin eşleri başka bir DAİŞ üyesi ile evlendiriliyor. Çete üyeleri kadınları cinsel köle olarak kullanıyorlar.