Gever direnişinin ölümsüz, öncü ismi: İslam Roni

Türk devletinin bütün savaş olanaklarını seferber ettiği Gever direnişinde ölümsüzleşen İslam Roni’nin yaşam hikayesini ve annesinin oğlunun ardından söylediklerini derledik.

Cilo Dağı’nın eteklerinde, serin esen Zagros rüzgarlarının estiği Kürdistan dağlarıyla çevrili Gever'e bağlı Oremar (Dağlıca) Köyünde, 1987 yılının bahar ayında dünyaya gelir İslam Roni (Talip Bartın). Devletin 1993 yılında köylerini yakarak zorla göç ettirdiği ailelerden biridir ailesi. Köylerinden Gever merkeze yerleşmek zorunda kalmışlardır. Yedi çocuklu ailenin ortanca çocuğudur İslam. Zeki ve merhametlidir. Önüne çıkan hiç bir işte ayrımcılık yapmaz, ihtiyaç duyulduğu her desteğe koşarak giden biridir. 

HAKİKATİN PEŞİNE TAKILIR

İslam Roni, Kürt halkının yaşadığı en derin acılara Gever'de bulunduğu sürece tanık olur. Bu zulümlerin artık son bulması gerektiğini, demokratik, özgür bir hayatın Kürt halkının da en doğal hakkı olduğunu düşünür. Hakikat arayışı başlar.

Özgür Kürdistan hayaliyle yanıp tutuşan İslam Roni, Kürt Özgürlük Hareketi içerisinde mücadele veren amca oğlu İslam Bartın'ı kendisine örnek alır. Örnek aldığı İslam Bartın’ın 2005 yılında şehit olmasından sonra, İslam Roni’nin bir yüzü hep Kürdistan'ın özgür dağlarına dönük olur. Kuzeninin şehadetinden bir yıl sonra, henüz 19 yaşındayken, mücadele saflarına katılır. Güçlü içsel bağlar kurduğu kuzeninin silahını yerde bırakmama kararlılığıyla, onun ismini kendisine kod olarak alır. İslam Roni olarak silahlı mücadele vermeye başlar. 

ÜÇ AYRI YERDEN YARALANIR AMA MÜCADELESİNİ BIRAKMAZ

İslam, kıvrak zekası, azmi ve cesaretiyle kısa bir sürede yoldaşları içerisinde kendisini fark ettirir, hep ön saflarda savaşır. Girdiği her operasyonda direngen ve öncü isim olur İslam Roni. En son Oremar eylemindeki çatışmada üç farklı yerinden yaralanır. Mücadelesini yarıda bırakmaz. Bir yıllık tedaviden sonra daha güçlü ve inançlı bir şekilde eylemlerde yer almaya devam eder. 

GEVER DİRENİŞİNİN GENEL SORUMLULUĞUNU ÜSTLENİR

Özgür alanlarda dokuz yıl bulunan İslam Roni, 2015 yılında özyönetim ilanlarının başlamasıyla birlikte YPS Gever birliklerinin içerisinde yerini alır. İslam Roni, Gever direnişinin öncü ismi olur, genel sorumluluğunu üstlenir. Gever kentinin özgürlük zaferiyle taçlandırılacağına bütün kalbiyle inanır. Bunun gerçekleşmesi için canını ortaya koyar. 

Gever'de ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte devlet; tankıyla, topuyla, binlerce polis ve askeriyle Gever'e saldırmaya başlar. İslam Roni'nin komutasında bulunan 200’e yakın YPS savaşçısı güçlü ve korkusuz bir şekilde direniş gösteri. Aylarca süren çatışmaya rağmen devlet bir adım ilerleyemez. Türk devletinin aldığı büyük darbelerle Gever tarihi, İslam Roni ve beraberinde mücadele veren yoldaşları tarafından adeta yeniden yazılır. 

DEVLET GÜÇLERİNİN KORKULU RÜYASI

Devlet bütün imkanlarıyla saldırır ancak Gever direnişini kıramaz, sivil halka saldırmaya başlar. Bunun üzerine ikinci bir strateji devreye sokulur ve sivil halk direniş alanlarından çıkartılır. Aylarca süren yoğun çatışmada, son bir direnişçi kalıncaya dek mücadele vereceğinin yeminini etmiş bir şekilde cesurca savaşır. Savaş alanından çıkabilme şansı varken bile yoldaşlarını asla bırakmayan İslam Roni, mücadele sırasında cephede omuz omuza savaştığı üç yoldaşıyla 19 Nisan'da yaşamını yitirir. İslam Roni’nin şehadetinin ardından anlatılanlara göre; Devlet güçlerinin korkulu rüyası haline gelen İslam Roni'nin şehadetinden sonra Türk devleti sözde ‘zafer' ilan edip, havai fişeklerle kutlama yapar.

GEVER’DE DEFNEDİLMESİNE TAHAMMÜL YOK

İslam Roni’nin cenazesinin vekillerin araştırmaları sonucunda Erzurum'da olduğu belirlenir. Erzurum Devlet Hastanesi'nin morgunda günlerce bekletilen cenazesi ailesi tarafından cenazesi teslim alınır ancak Türk devleti İslam Roni'nin cenazesinin Gever merkezinde defnedilmesine izin vermez ve taziyesinin yapılmasına dahi tahammül edemez. Bunun üzerine İslam Roni’nin cenazesi Gever'e bağlı Cuan Köyü'nde defnedilir. 

ANNE BARTIN: ‘OĞLUM KAHRAMANCA BİR ŞEKİLDE ŞEHADETE ULAŞTI’

Oğlunun şehadetinden fazlasıyla gurur ve onur duyduğunu dile getiren anne Zeliha Bartın, şunları şöyledi: “Oğlum İslam Roni, çok iyi kalpli, çok çalışkan ve zeki bir evlattı. Kendi toprağına ve halkına sonuna kadar bağlıydı. Hangi yolda gittiyse hep kahramanca ve hep fedai bir şekilde gitti. Yine kahramanca bir şekilde şehadete ulaştı. Bizler şunu biliyoruz ki; yoldaşları onun kanını yerde bırakmayacaklardır. Çünkü oğlum kendi toprakları ve hakları için savaştı. Kimsenin hakkının ırzına geçmedi. Kürt halkının sorunları konuşularak çözülmek istenmedi. Bu yüzdendir oğlum silahla mücadelesini verdi. Biz Kürtler öldürülmekle asla bitmeyiz. Bunu artık bilsinler. Kürtler bunca yiğidin mücadelesiyle zafere ulaşacaktır. Oğlum şehittir ve Kürt halkının kalbinde sonsuza dek yaşayacaktır. Dün de söylüyorduk, bugün de tekrarlıyorum: Biz hiç bir insanın ölmesini asla istemedik ve istemiyoruz. Artık barış olsun, hiçbir ana ağlamasın istiyoruz.”