HDK Ekoloji Meclisi: Kürdistan'da yaşam yakılıyor!

HDK Ekoloji Meclisi, Kürdistan'daki doğa katliamına tepki göstererek, "Bu yangınlar, doğanın kendisinin ürettiği değil, bilinçli olarak silahlar kullanılarak çıkartılan doğayı talan etmek amacıyla çıkartılan politik yangınlardır" dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi, AKP/Saray'ın Kürdistan'daki doğa katliamına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Soykırımcı saldırılarda canlıların katledildiği ve yaşam alanlarında yeni rant planlarının yapıldığının vurgulandığı açıklamada, şunlar belirtildi: "2015’in yazında Lice ve Dersim gibi Kürdistan’ın çeşitli kırsal bölgelerinde orman ve köy yakmalarına tanıklık ettik. İnsanlarla birlikte orada yaşayan bütün canlıların yaşam alanlarının hedef tahtasına konduğunu gördük. Ardından giden heyetler yakılan ekimlerin küllerini, zorunlu göç sırasında kentte birikimleriyle ekilen meyve ağaçlarının iskeletlerini, insanlarla birlikte sayısız katliama tanıklık etmiş asırlık bağların direnme çabalarını, köstebeklerin ve diğer canlıların kaçma çabalarının izlerini gördük. Ve söndürmek için giden insanların engellendiğini, hatta engellemek için gidenlerin üzerlerine ateş açıldığını da orada yaşayan halktan duyduk. Ardından, Cudi’de yakılan alanlar termik santral için belirlenen alanlar ile Diyarbakır’da yakılan alanların kaya gazı rezerv alanları ile çakıştığı belirlendi. Savaşın yeni sermaye biriktirmek için nasıl bir araç olarak da kullanıldığını kırsal üzerinden tanıklık ettik."

'ORMANLAR, EKİNLER YAKILIYOR...'

Bütün buların 1990’larda yaşandığının hatırlatıldığı açıklamada, şöyle devam edildi:

"Ve bu yaz, 2016’nın Haziran başından itibaren yine aynı sahnelere tanıklık ediyoruz. Haziran 2016 başından beri Kürdistan’daki ormanlar, köyler, dağlar; savaş uçakları, helikopterler, top ve obüslerle bombalanmaktadır. Lice, Silvan, Kulp, Cudi, Gabar, Siirt, Şemdinli, Dargeçit’te devletin yaptığı bombalama ve obüs topları nedeniyle ormanlar yanıyor. Köylerde sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor, insanların hayvanlara tarlalarına gitmelerini engellemekle kalınmıyor, ekinleri yakılıyor. Halkın kendi kimlikleriyle köylerinde kalmak ve tarımla geçimlerini devam ettirmek için savaş ve neoliberal politikaların tüm zorluklarına rağmen ısrarını, bu yönlü direncini kırmaya çalışıyorlar. Ve bizler, yangın alanlarından uzak olanlar; dumanlarını dağların arkasından şahitlik eden kurum temsilcileri, yerel halk özel güvenlik bölgeleri ismi adı altında Lice başta olmak üzere ablukaya alınan yangın bölgelerine sokulmuyoruz. Ancak her zamanki gibi bir takım medya kuruluşları çalışanlarının çökertme planı adı altında doğa katliamına ikna etmek için bölgede gezdiğini görüyoruz. 

'POLİTİK YANGINLAR!'

Bu yangınlar, doğanın kendisinin ürettiği değil, bilinçli olarak silahlar kullanılarak çıkartılan doğayı talan etmek ve yeni rant alanları açmak için çıkartılan 'politik yangınlardır'; doğanın kendini yenilemesini engellemektedir.  Kürdistan’da inatla tarım yapmaya devam eden insanları, katletmek veya yaşam alanlarını yok ederek yerlerinden etmek amaçlanmaktadır."

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi, açıklamasının sonunda da şu ifadelere yer verdi: "Bizler; ekoloji mücadelesi verenler biliyoruz ki insanlar ekosistemin bir parçasıyız ve burada insanlarla birlikte tüm yaşam alanları hedef tahtasındadır. Türkiye’de rant, Kürdistan’da hem savaş hem de rant için yakılan ormanlık alanlarda doğal denge bozulmaktadır. Bu yangınlardan çıkan şey sadece siyah bir duman değil, aynı zamanda yığınla toplum ve doğa katliamı, göç ve yok edilmek istenen bir halk, yani yaşamın ta kendisidir."