HDP’nin 'Direniş Nöbetleri' kitleselleşiyor  

Van’da bulunan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve halk, HDP’nin nöbetlerinin ülke demokrasisi ve insan hakları açısından çok olumlu olduğunu söyleyerek, nöbetleri sahipleneceklerini belirtti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), geçtiğimiz günlerde “Durmayalım, dur diyelim, faşizmi durduralım” sloganıyla açıkladığı “Demokrasi Mücadele Planı” deklarasyonunun ardından sokağa indi. HDP, Türkiye’nin içinden geçtiği OHAL süreci ve AKP’nin MHP ortaklığıyla toplum üzerinde her geçen gün giderek derinleşen faşizmini aşmak ve ortak bir mücadele hattının geliştirilmesi için kapsamlı bir mücadele programı oluşturdu. Bu mücadele programı çerçevesinde Kürdistan ve Türkiye’nin birçok kentinde ‘Direniş Nöbetleri’ni başlattı. Bu kentlerde yaz boyunca Meclis grup toplantıları gerçekleştirilecek. Yapılan toplantıların ardından gece gündüz “Direniş Nöbetleri” tutulacak. Amed ve İstanbul’dan sonra Van’da başlayacak olan “Direniş Nöbetleri” kitleselleşiyor. Van’da bulunan sivil toplum örgütü temsilcileri ve halk, HDP’nin “Direniş Nöbetleri”ni ülke demokrasisi ve insan hakları açısından çok olumlu buluyor.

BİRİNCİ YILINDA KİTLESEL EYLEMLER YAPILACAK

HDP’nin sokağı aktif bir şekilde kullanacağı bu programlar eş genel başkanlar ve milletvekillerine dönük tutuklama operasyonlarının başladığı 4 Kasım’ın yıl dönümüne kadar devam edecek. Tutuklamaların birinci yılında ise kitlesel eylemlerle “siyasi darbe” olarak değerlendirilen tutuklamalara ilişkin kapsamlı bir eylem takvimi daha hayata geçirilecek.

BOZKURT: HDP'NİN YANINDA OLACAĞIZ

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Van Şube Eş Başkanı Emine Bozkurt, Türkiye’de hukuksuzluğun ve adaletsizliğin had safhada olduğunu söyledi. Adaletin ve demokrasinin gelişmesi için sadece HDP’nin değil, ülkede bulunan tüm sivil toplum örgütlerinin bu konuda eylemler ve etkinlikler yapması gerektiğini belirten Bozkurt, "HDP’nin neredeyse tüm üyeleri, milletvekilleri ve eş genel başkanları tutuklandı. HDP’nin böyle bir eylem yapması şarttı. Hükûmetin ilan ettiği OHAL ile tüm ve sivil toplum örgütleri etkilendi. Hükûmet darbe bahanesiyle DİSK’in hemen hemen tüm üyelerini ihraç etti. Sadece DİSK’in üyelerine değil, kendisine muhalif olan ve kendisine itaat etmeyen tüm kesimleri ya ihraç etti yada tutuklattı. Van Büyükşehir Belediyesi’nde bulunan tüm DİSK üyelerini, hukuksuz bir şekilde KHK ile ihraç ettiler. DİSK olarak, AKP’ye boyun eğmeyeceğiz. Demokrasi ve insan hakları adına yola çıkan HDP’nin tüm eylem etkinliklerinde yanlarında olacağız” dedi.

MELET: HERKES SAHİPLENMELİ

İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet, HDP’nin başlattığı “Adalet ve Vicdan Direnişi”nin tüm Türkiye toplumunun ihtiyacı olduğunu söyledi. İçinde yaşadığımız süreç ile birlikte ‘adaleti’ mum ışığıyla arayacak bir duruma geldiklerini belirten Melet, “Adaletsizliğin ve insan haklarının ayyuka çıktığı bir dönemde HDP’nin 'Adalet ve Vicdan Hareketi' çok değerlidir. Bu temelde adalet vicdanda olur. Başlatılan bu eylem, Türkiye demokrasisi açısından ve Türkiye’deki adaletin sağlanmasında önemlidir. Bizler de adalet insan hakları savunucuları olarak adaleti ve adil bir toplum için mücadele herkesin yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Türkiye’de demokrasiden, insan haklarından yana olan, eşitlik ve adalet isteyen tüm kesimlerin bu eyleme duyarlı olması gerekir. Çünkü adalet herkes içindir. Son bir yılda ülkemizde on binlerce insan işinden edildi, cezaevine atıldı ve göç etmek zorunda kaldı. Artık insanların huzur içinde yaşayabileceği bir ortam kalmadı. Bu yüzden adaletin yeniden sağlanması gerekiyor. Eğer bugün insanlar adalet için direniş başlatıyorsa, adalet toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiştir demektir. Daha fazla insan hakları ihlallerinin yaşanmaması için, HDP’nin 'Adalet ve Vicdan Hareketi’ne herkesin daha duyarlı olması gerekir” şeklinde konuştu.

ÖRENÇ: SİVİL SİYASETİN ÖNÜNÜ AÇACAK

SES Van Şube Eş Başkanı Sezer Örenç, 15 Temmuz 2016’dan bu yana değişen siyasi atmosfer ile birlikte Meclisin işlevini yitirmiş durumda olduğunu, ülkenin OHAL ve KHK kararı ile yönetildiğini söyledi. Sivil siyasetin üretkenliğini yitirdiği bir konjonktürde çözüm arayışlarının da farklılaştığını ifade eden Örenç, şunları söyledi:

“Seçilmiş vekil, belediye başkanları ve yerel yöneticilerin tutuklandığı, emek alanının adeta katledildiği, on binlerce insanın sorgusuz sualsiz ekmeğimden edildiği, hak aramaları için mahkeme kapılarının kapatıldığı, basının susturulduğu bir süreçte, seçilmişlerin sokağı kullanmaya mecbur edildiği bir zamanda yapılan eylemleri haklı, meşru ve yerinde buluyorum. Toplumun da sahiplendiği bu eylemlerin sivil siyasetin önünü açacağını umuyoruz. Bu eylem, etkinlikler demokratik bir Türkiye'nin inşa edileceği koşulların oluşması için hayati önem taşıyor. Ayrıca devletin ve iktidarın meşru olan bu direnişe, seçilmişler ile seçilenlerin arasına barikatlar kurmasının demokratik bir çözüm için engelleyici, hak arayışlarının bu şekilde sabote edilmesi kabul edilemez. Seçen ve seçilen ilişkisine saygı duyulmalı, vekil ve asil arasına hiçbir gücün hiçbir şekilde girmemesi gerekir. Tüm Hayır Blokunun bu süreci sahipleneceğine inanıyorum."

KALÇIK: ÇOK ANLAMLI

Van Çevre Koruma Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık ise, Türkiye’de güçlünün hukukunun uygulandığını söyledi. Kaçlık şunları kaydetti:

“Türkiye’de insanlar, kurumlar ve partiler adalet yürüyüşlerinde, adalet nöbetlerinde, adaleti ve hukuku aramak durumuna gelmişlerdir. Her çeşit hukuksuzluğun uygulandığı bölgede, halkın iradesi olarak kabul ettiği HDP eş genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve siyasi temcileri tutuklanırken, belediyelere atanan kayyumlarla adaletsizlik had safhalara çıkmıştır. Kimliklerinden dolayı ihraç edilen, yaşam hakkı kadar kutsal olan çalışma hakkının engellendiği, hiçbir kural, hak, hukuk, adalet normlarına uymayan uygulamaların yaşandığı bir süreç yaşıyoruz. OHAL ile birlikte her türlü demokratik eylemlerin yasaklandığı, her alanda ağır militarist güçlerin baskı ve tahakkümünün olduğu bu dönemde, kurumlar ve partilerin yaptığı adalet nöbetlerini çok önemli ve anlamlı buluyorum. Hukuk ve adaletten yana olan herkes, HDP’nin eylemlerini desteklemeli ve adaletin savunucusu olmalıdır."

HALK DA 'KATILACAĞIZ' DEDİ

HDP’nin başlattığı “Direniş Nöbetleri” ve eylemlerine katılacaklarını belirten Hüseyin Kaya adlı kişi, Van halkının HDP’nin hep arkasında olduğunu söyledi. OHAL uygulamalarının kendilerini yıldırmadığını dile getiren Kaya, Van’da HDP’yi coşkulu şekilde karşılayacaklarını belirtti. Seçtikleri iradelerinin cezaevlerinde olduğunu ifade eden Kaya, “Bugün Türkiye’de Meclis işlevsiz hale geldi. Eş başkanlarımız ve milletvekillerimizin bazıları cezaevinde. HDP’nin başlattığı bu eylemleri Van halkı olarak sahipleneceğiz” dedi.

Veysi İşlek ise Kürt halkının bu tür eylem ve etkinlere ihtiyacı olduğunu dile getirerek, HDP’nin “Direniş Nöbetleri” kararının çok yerinde olduğunu söyledi. Demokratik haklarını sonuna kadar kullanacaklarını ifade eden İşlek, “HDP’nin aldığı karar kesinlikle çok doğru. Biz halk olarak partimizle birlikte sokakta mücadelemizi sürdüreceğiz. Zaten Kürt olduğumuz için, Meclis’te sesimizi kısmaya çalışıyorlar. Eğer Meclis’te derdimizi anlatamıyorsak, biz de derdimizi sokakta her yere duyuracağız. Bu yüzden partimizin yanındayız” şeklinde konuştu.

Yediden yetmişe tüm Van halkının bu eylemi sahipleneceğini belirten Doğukan Aybars, demokratik olan bu eylem için herkesin sokağa çıkması gerektiğini söyledi. Siyasetin halkla birlikte yapıldığı anda başarıya ulaşacağını ifade eden Aybars, “HDP’nin bu eylemi çok önemli. Partimizle birlikte sokakta demokratik hakkımızı haykıracağız. Bundan sonra HDP ve halk iç içe olmalıdır. Biz de partimize her konuda destek vereceğiz. Çünkü HDP bizim irademizdir” dedi.

'KÜRT HALKI BİRLİKTE HAREKET ETMELİ'

Abdullah Kaya da, bu kaos ortamında tüm Kürt halkının birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Kürt halkı bu zor günlerde kenetlenmelidir. Tutuklu olan eş başkanlarımız, milletvekillerimiz, tutuklu insanlarımız ve halkımız için HDP’nin bu eylemini sonuna kadar destek vereceğiz. Bu bizim demokratik hakkımızdır. Bu yüzden eyleme tüm halkımız en güçlü şekilde katılmalıdır” dedi.