Hemîd: ABD ve QSD'nin ittifakı test edilmek isteniyor

Efrîn'e yönelik saldırı planlarına ilişkin konuşan Ortadoğu uzmanı Niyaz Hemîd, Türk devletinin hedefinin Kürtleri, Rusya'nın da ABD'yi cezalandırmayı planladığını kaydetti. Hemîd, "Aynı zamanda ABD ve QSD'nin ittifakı test edilmek isteniyor' dedi.

Türk devletinin Efrîn'e yönelik işgal tehditlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ortadoğu siyaset araştırmaları uzmanı Niyaz Hemîd, olası saldırılarda Türk devletinin hedefinin Kürtleri, Rusya'nın da ABD'yi cezalandırmayı planladığını kaydetti. Güney Kürdistanlı Ortadoğu uzmanı Niyaz Hemîd, Türk devletinin Efrîn'e yönelik işgal planları ve olası durumları ANF'ye değerlendirdi.

ÖCALAN UYARMIŞTI

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Efrîn için daha önce uyarılarda bulunduğunu söyleyen Hemîd, "Efrîn Kantonu uluslararası güçlerin tehdidi altında. Abdullah Öcalan, daha önce kardeşi Mehmet Öcalan ve HDP heyetleriyle yaptığı görüşmelerde Efrîn üzerindeki tehditlere dikkat çekmişti. Sayın Öcalan Efrîn'in savunmaya önem vermesi gerektiği yönünde uyarılarda bulunmuştu" hatırlatmasında bulundu.

Türk devleti ve DAİŞ'in 2014 yılında Kobanê'yi hedef aldığında, neden Kobanê'nin seçildiğinin merak konusu olduğunu söyleyen Hemîd, şunları söyledi: "AKP ve DAİŞ çeteleri 2014 yılının ikinci yarısında işgal için Kobanê'yi seçmişti. O zaman da Efrîn yerine neden Kobanê'nin seçildiği merak konusu olmuştu. Sebebi de Efrîn'in coğrafyasının Kobanê'den daha zor olmasından kaynaklanıyordu. Kobanê'nin kolay lokma olduğunu hesaplamışlardı. Ancak Kobanê tarihi bir direnişle bu saldırıları boşa çıkardı. Rojava'nın Suriye, bölge, Ortadoğu ve dünya tarafından tanınmasını sağladı. Bugün ise DAİŞ ile AKP'nin başkenti Rakka çembere alınmış durumda. Bu çember Kobanê direnişinin ürünüydü. Üstelik Bağdat'ı bile koruyan Kobanê oldu. Böylece Kobanê insanlığın başkenti oldu."

TÜRKİYE SURİYE'DE EGEMENLİK PEŞİNDE

Rakka'da DAİŞ çeteleri için çember daraldıkça AKP'nin nefes almakta zorlandığını dile getiren Hemîd, Türk devletinin askeri bir başarıya ihtiyaç duyduğunu söyledi. Saldırıların amacının Kürtleri statüsüz bırakma ve Suriye'ye egemen olma amacı taşıdığını kaydeden Hemîd, "Türk devleti bugün hem içeride hem de dışarıda zor durumda. Ölüm ile kalım arasında. Rakka'da çember daraldıkça nefes almakta zorlanan Türk devleti oluyor. Bunun için de askeri bir başarıya ihtiyacı var. Suriye sahasında dengeler içerisinde kalması için böyle bir ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla bu plan için en yakın yer Efrîn'dir. Erdoğan, Rojava ve Kuzey Suriye'de en zayıf halka olarak Efrîn'i görüyor. Kürtlerin statü kazanmalarını orada akamete uğratabileceğini düşünüyor. Böylece Suriye'ye egemen olmak istiyor" ifadelerinde bulundu.

SALDIRI PLANI İLE HEDEFLENENLER

Niyaz Hemîd, Efrîn'e yönelik saldırı planlarıyla hedeflenenleri ise şu şekilde sıraladı:

1- Siyasi olarak Rusya, İran ve rejimle ortak bir plan geliştirmek için şartlar uygun görünüyor. Bunlar üçüncü çizginin çözümünden korkuyorlar.

2- Rusya, İran ve Esad rejimi Suriye halklarına öncülük eden Kürtlerin kazanımlarını bertaraf etmek istiyor.

3- Efrîn'i vurmak üçüncü çizgi olan demokratik konfederalizmi vurmaktır.

4- En önemlisi de Efrîn'i vurmakla ABD ve onun öncülüğündeki koalisyonun DAİŞ ile savaş iradesi, sivilleri koruma ve onların Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile ittifakını test etmek istiyorlar.

5- Türkiye Cerablus modelini Efrîn'de tekrarlamak istiyor. Bunun karşılığında da İdlib ve diğer yerlerdeki terörist grupları tasfiye etmeye izin verecek. Nasıl ki Bab'a karşılık Halep satıldıysa, aynı formül Efrîn karşılığında İdlib'de denenmek isteniyor.

6- Rusya, Türkiye'yi Efrîn'e saldırtarak ABD'yi Suriye sahasında cezalandırmayı amaçlıyor.

7- İran da bu yolla şekilde Demokratik Suriye Güçleri ile ABD'nin ittifakını bozmayı ve Dêra Zor'a yönelik bir operasyonu engellemeyi planlıyor. Şii hilalini korumak istiyor.

8- Diğer bir husus da Körfez krizi sonrası Suudi Arabistan'a bağlı güçlerin İdlib'te zayıflatılması veya tasfiye edilmesi için Türkiye, Katar, İran ve Rusya'nın çıkarlarının örtüşüyor olmasıdır. Yani Efrîn'e yerleşmek ve İdlib'i de tasfiye etmek istiyorlar. Planlar açık, hedefler ise daha da açık. Ama açık olmayan Türkiye, İran ve Rusya'nın planlarının sahada neyle karşılaşacağıdır. Bunu belirleyecek olan da irade, demokratik değişime inanç, halkın iradesine saygı, askeri güçlerin çeşitliliği ve direngenliği, silah gücü, coğrafya ve coğrafya dışı etmenler olacaktır. Efrîn bunların hepsine fazlasıyla sahiptir.

EFRÎN KOLAY LOKMA DEĞİL

Efrîn'in sanılanın aksine öyle kolay lokma olmayacağını ve savaşın geniş bir coğrafyaya yayılmasının yanı sıra Efrîn'de tüm planları altüst etme potansiyeli taşıdığını kaydeden Hemîd, "Kobanê'nin sahip olmadığı birçok imkana Efrîn sahiptir. 360 köyden fazla köyün bağlı olduğu Efrîn neredeyse Lübnan'ın çeyreği kadardır. Efrîn'i hedefleyen her güç, büyük kayıpları da göze almış demektir. Planlamaya göre, Türkiye ve Katar'a bağlı teröristlere saldırı görevi, İran'a bağlı güçlere YPG güçlerini meşgul etme, Rusya'ya da koordine etme görevi verilmiş gibi görülüyor" dedi.

RAKKA OPERASYONUNU SEKTEYE UĞRATIR

Hemîd Niyaz, saldırıların bir hedefinin de Rakka operasyonunu sekteye uğratmak olduğuna işaret ederek, "En çok merak edilen de ABD'nin rolü olmakta. Bu saldırılar öncelikle Rakka operasyonunu hedefliyor. Efrîn'e yönelik saldırıların başlaması Rakka operasyonunu büyük tehlikeye sokar. YPG/YPJ komutanları ve Rojava yönetiminin de bunları ABD'ye ilettiğini ve ABD'nin de her şeyin farkında olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.