GÖRÜNTÜLÜ

Hozat: Ulusal birlik özgürleşmeye vesile olur

Besê Hozat: Ulusal bir kongre yapalım; bütün örgütler bu kongre içinde yer alsın. Kürtler tüm sorunlarını bu kongrede tartışsınlar, orta paydada buluşsunlar, birliğini kursunlar. Dört parçada ulusal birlik, Kürtlerin özgürleşmesine vesile olacaktır.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat; Kürtler arasındaki demokratik ulusal birlik çalışmaları ve AKP’nin dört parça Kürdistan’daki Kürt birliğini hedef alan soykırım politikalarına ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.

Kürtler açısından ulusal birlik nasıl bir önem taşıyor?

Ortadoğu çok önemli ve hassas bir süreçten geçiyor. Bölgede büyük bir savaş yaşanıyor. Bu savaş bölgenin hem sistemini hem geçmiş yüzyıldan kalma ittifaklarını dağıtıyor. Savaşla birlikte bölgede yeniden bir sistem dizayn ediliyor. Bölgenin siyasi dengeleri yeniden kuruluyor. Bu anlamda Kürtlerin alacağı pozisyon, yeni dizayn içindeki yeri ve oynayacağı rol büyük önem taşıyor. Tabii bu noktada da Kürt ulusal birliği çok büyük anlam taşıyor. Böylesi bir süreçte Kürtler, kendi demokratik ulusal birliklerini sağlarlarsa çok büyük kazanımlar elde edeceklerdir. Son yüzyılda verdikleri mücadeleyle elde ettikleri kazanımları da iki üç kart arttıracaklar ve kazanımları güvenceye alacaklar. Hem Kürdistan’ın özgürleşmesinde, hem de bölgenin demokratikleşmesinde Kürtler çok belirleyici rol oynayacaklar. Kürtlerin bölgede böylesi bir öncülük rolü de var. Kürtler şu anda bölgede en dinamik demokrasi ve devrimci güçlerin başında yer alıyor. Demokrasinin öncülüğünü yapıyor. Bölge halkının iradeleşmesi ve örgütlenmesinde çok büyük bir rol oynuyor.  PKK’nin geliştirdiği mücadele şu anda bir aydınlanma hareketidir. Bölge halklarında ciddi bir bilinçlenme ve uyanışa yol açıyor. Bu anlamda 21. yüzyılda Kürtlerin hem Kürdistan hem bölge açısından rolü çok belirleyicidir. Kürtler 20. yüzyıldaki konumunda değildir artık. Ulusal birlik bu anlamda çok önemlidir.

Birinci Dünya savaşı üzerinden bir yüzyıl geçti. Savaş sonrası bölgenin haritası yeniden çizildi. Lozan Antlaşmasıyla Kürdistan dört parçaya bölündü. Kürtler inkar edildi ve yok sayıldı. Yüzyıldır Kürtler üzerinde büyük bir soykırım politikası uygulanıyor. Özellikle Türk ulus devlet sistemi, tamamen Kürtleri ve Türkiye’de yaşayan tüm farklı kimlik ve inançları yok sayan, imha temelinde yönelen bir soykırım siyaseti yürütmektedir. Bu günümüzde de devam etmektedir. PKK’nin 40 yıldır yürüttüğü mücadele Kürtlerde bir bilinçlenme, iradeleşme ve örgütlenme düzeyini ortaya çıkartarak, soykırım siyasetini geriletti ve boşa çıkardı. Dört parça Kürdistan’da da PKK mücadelesiyle çok güçlü bir ulusal bilinç gelişti. Kürtler arasında ulusal dayanışma duygusu gelişti. Kürdistan’da ve Kürtlerde büyük bir zihniyet devrimi ortaya çıktı. Gelinen aşamada Türk ulus devleti başta olmak üzere, bölge ulus devletleri büyük bir dağılma ve çözülmeyi yaşıyor. Suriye dağıldı ve beş yıldır büyük bir iç savaş yaşıyor. Kürtler Suriye’de bir devrim yaptı ve statü elde etti. Irak dağılmış durumdadır. Kürtler Irak’ta, Güney Kürdistan’da Federal bir sistem kurdu, bir statü elde etti. Rojhilat Kürdistanı’nda Kürtlerin büyük bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi var. 40 yılı aşkın bir zamandır Kürtler Bakurê Kürdistan’da büyük bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyor. Burada Kürtlerin elde ettiği çok önemli kazanımlar ve müthiş bir örgütlenme düzeyi var. Türkiye’nin genelinde de Kürtler, büyük bir demokrasi mücadelesi veriyor, demokratik siyaseti geliştiriyor. Bütün bu gelişmeler Türk ulus devletinde büyük bir çözülme ve dağılmaya yol açtı.

KÜRTLER SOYKIRIM KISKACINDA

AKP, Kürtlere karşı nasıl bir soykırım politikası uyguluyor?

AKP, 14 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. AKP gittikçe totaliter ve faşist bir rejim haline geldi. Erdoğan bu faşist rejimi yeni bir anayasayla güvenceye almak istiyor. Anayasal diktatörlüğü Türkiye’de bir sistem ve rejim haline getirmeye çalışıyor. Şu an fiili olarak uyguladığı şeyi hukuki ve yasal bir biçime büründürmeye çalışıyor. Bunu yürütebilmek için ihtiyaç duyduğu şey de topyekün savaştı. Kürdistan’da şu an kapsamlı bir soykırım savaşı yürütüyor. Kürtler şu anda soykırım kıskacındadır. Kürdistan kentlerini tank ve toplarla yerle bir ediyor. Bu tank ve toplarda NATO’nun tank ve toplarıdır. Bu anlamda uluslararası güçlerin ve NATO’nun da bir desteği söz konusudur. Katliamlar yapıyor, diri diri insanları yakıyor. Kutsal yerlerini, ibadet hanelerini, mezarlıklarını yerle bir ediyor. Korkunç bir soykırım siyaseti yürütüyor. Ekonomik soykırım, barajlarla Kürdistan coğrafyası sular altında bırakılıyor. Şu anda yürüttüğü en tehlikeli politikalardan biri de Kürdistan’ın demografyasını değiştirmektir. Kürdistan’da DAİŞ kamplarını kurarak, özellikle Alevi Kürtlerinin yaşadığı yerlerde bu kampları kurarak, Kürtleri Kürdistan’dan göçertmeye çalışıyor. DAİŞ’le Alevileri çatıştırma planları yapıyor. Kürdistan’da çok ciddi ve derin bir tehcir politikası uyguluyor, iskan politikası geliştiriyor. Ahlat’a Ahıska Türklerini yerleştirdi. Milliyetçi Türkleri Kürdistan kentlerine yerleştiriyor. Derin bir asimilasyon ve kültürel soykırım politikası uyguluyor. Fiziki soykırım politikaları ve katliamları zaten geliştiriyor.

AKP’NİN SOYKIRIM POLİTİKALARINA EN GÜÇLÜ DESTEĞİ KDP VERİYOR

 AKP’nin uyguladığı bu soykırım politikalarına en güçlü desteği mevcut durumda KDP vermektedir. KDP’nin yürüttüğü bu siyaset ulusal birlik önünde en büyük engeli oluşturuyor. Kürtlerin çıkarına çok büyük zarar veriyor. Bu politikalar tamamen faşist AKP iktidarını, sömürgeci, faşist Türk devlet sistemini, politikalarını besleyen, güçlendiren politikalar oluyor.  Bu yaklaşımlar Türk devletinin soykırım politikalarını da güçlendiriyor. Bu ciddi bir problemdir. Şu anda bölgede yaşanan savaş, bu savaşın ortaya çıkardığı sonuçlar, Kürtler açısından çok büyük imkan ve fırsatlar ortaya çıkarmışken Kürdistan’ın dört parçasındaki kazanımları güvenceye almanın her türlü koşulları ortadayken, demokratik ulusal birlikle bunu garantiye almanın fırsatı, imkanı ortaya çıkmışken; KDP bunu geliştireceğine, bu konuda adım atacağına, ulusal birlik konuşunda PKK’nin geliştirdiği çabalara denk bir çaba içesine gireceğine çok tersinden bir tutum ve yaklaşım içerisindedir. Sömürgeci, faşist, soykırımcı Türk devletinin, AKP iktidarının, faşist, Kürt düşmanı Erdoğan’ın soykırımcı politikalarını destekliyor. Bu politikaların daha rahat yürütülmesinin zemini ve koşullarını oluşturuyor.

AKP’NİN KÜRDİSTAN’DA ESAMESİ OKUNMUYOR

AKP Kürt düşmanı bir partidir. Alevi düşmanı bir partidir. Kadın düşmanı bir partidir. Türkiye’de yaşayan farklı inançlara, kültürlere ve toplumsal kesimlere karşı düşmanca politikalar geliştiren, düşmanlık yapan bir partidir. Bu anlamda son derece ırkçı, mezhepçi ve cinsiyetçi bir partidir. Soykırım ve toplum kırım siyaseti uyguluyor. AKP’li olmayan, muhalif olan herkese katliam yapıyor, baskı ve faşizm uyguluyor. İşkence yapıyor. Bugün Türkiye ve Kürdistan zindanlarla doludur. Türkiye’yi zindana çevirmiş. Türkiye ve Kürdistan bir cezaevi olmuş. Muhalif basını, hak arayan işçileri, emekçileri susturuyor, katliam uyguluyor. Muhalifleri susturdu ve sindirdi. Direnen Kürtlerdir. Onlara da soykırım siyaseti uyguluyor. AKP’nin şu anda Kürdistan’da esamesi okunmuyor.

AKP ve KDP arasındaki ittifak, sürece nasıl yansıdı?

AKP politikalarını destekleyen tutumlar var ortada. Bunlar hiçbir biçimde kabul edilemez. Kürtler bunu kabul edemez. KDP’nin politikaları, AKP’nin Kürt düşmanı politikalarına güç vermektedir. AKP’nin soykırım siyasetini bu tarz tutumlar derinleştiriyor. AKP, KDP’nin desteğine dayanarak ayaktadır. Ekonomik olarak da öyledir. Güney Kürdistan’dan giden sıcak paralarla, Suudi Arabistan’dan, Katar’dan giden sıcak paralarla AKP kendisini ayakta tutmaktadır.  Yoksa AKP’nin ekonomisi çoktan çökmüştü. Turizm ve ekonomi, Türkiye’de iflas etmiştir. Bugün Türk devleti Rojava Kürtlerine de düşmanca politikalar yürütüyorsa,  Kürtlere karşı beş yıldır savaşıyorsa, çeteleri örgütlüyorsa, Rojava devrimini tasfiye etmeye yönelik bir saldırı yapıyorsa, bu da KDP’nin desteğiyle oluyor. KDP, AKP’nin Rojava Kürdistanı’nda uyguladığı düşmanca siyaseti, soykırım politikalarını onaylıyor. Şex Maqsud’da iki yüze yakın Kürt katledildi. Bunu KDP’nin desteklediği ENKS’nin de içinde olduğu, Türkiye tarafından bizzat örgütlendirilen gruplar bu katliamı yaptı. Bu kadar DAİŞ, El Nusra ve Ahrar El Şam vb. çetelere destek, AKP’nin bizzat kendisine bağlı örgütlediği gruplarla yürüttüğü savaş, KDP desteğiyle geliştirilmektedir. Amaç Rojava devrimi ve oluşan statüyü tasfiye etmeye yöneliktir. Somut olarak da şunu yapıyor; Rojava’daki devrim sürecinden beri, Rojava Kürdistan’ı ile Güney Kürdistan’ın sınırı kapalıdır. Suriye sınırını komple kapatmış. Rojava üzerinde müthiş bir ambargo var.  KDP, devrim gelişir gelişmez Türkiye gibi sınır boyu hendek kazmıştır. Ondan sonra Sêmalka’yı kapattı. Korkunç ve ağır bir ambargo uyguladı. Türkiye de aynı biçimde sınırı çok iyi tutmuş, hiçbir gümrük kapısı işlemiyor, tek bir sivil insan geçiş yapamıyor, en küçük bir ticaret dahi yapılamıyor. Aynı politikaları, daha da katmerlisini şimdi KDP de uyguluyor. Sınırda kuş uçurtmuyor. Suriye sınırıyla, Rojava ve Güney Kürdistan sınırı arasında kuş uçurtulmuyor. Sivil insanlar, Sêmalka kapısından en küçük bir ticaret dahi yapamıyor. Rojava’yı kuşatma altına alarak, aç ve yoksul bırakarak göçün gelişmesini sağlamaya çalışıyor. Parayla teslim almaya çalışıyor. AKP’nin geliştirdiği bu siyaseti KDP de destekliyor. Bu kabul edilebilir bir şey değildir.

PARASTIN VE MİT BİRLİKTE ÇALIŞIYOR

 KDP aynı siyaseti Güney Kürdistan’da da yürütüyor. Türk devleti her gün Güney Kürdistan’ı bombalıyor. Köylerini, dağlarını, taşlarını bombalıyor. Türk savaş uçaklarının attığı bombalarla, sınırdan atılan obüslerle Kürdistan coğrafyası cayır cayır yanıyor.  Daha geçen sene Zergelê katliamı yaşandı. Uçak saldırısı sonucu sekiz sivil insan çok vahşi biçimde katledildi. Zergelê, Lewcê, Enzê köyleri bombalanıyor. Kandil, Behdinan vb. öyledir. Kürdistan köyleri ve dağları bombalanıyor. Türk savaş uçaklarının bu bombardımanları KDP’nin onayı ve desteğiyle olmaktadır. Yönettiği bir parçadır. AKP’ye, Kürt devletine diyor; gelip buraları bombalayabilirsin! Güney Kürdistan’da yoğun bir ajanlaştırma ağı geliştiriyor. PARASTIN ile MİT birlikte çalışıyor. Bu bombalamaların çoğu yerel bilgi üzerinden oluyor. PARASTIN, yerelden bilgi toplayıp MİT’e veriyor. Giden bilgiler üzerinden de bombalamalar geliştiriliyor. Birçok yer, keşif uçaklarının aldığı bilgiler üzerinden değil, KDP istihbaratının verdiği bilgiler üzerinden oluyor. Güney Kürdistan’da şu anda yoğun bir ajanlaştırma geliştirilmiş.

KDP YÜRÜTTÜĞÜ SİYASET SÖMÜRGECİ GÜÇLERE FAŞİST TÜRK DEVLETİNE HİZMET EDİYOR

Şengal üzerinde çok yoğun bir baskı var. Şengal Kürtleri, Êzidî Kürtler, PKK’ye karşı kışkırtılıyor. KDP yöneticileri her yerde Êzidîlerle, Güney Kürdistan halkıyla, köylerde, şehirlerde toplantılar yapıyor, halkı PKK’ye karşı kışkırtmaya, düşmanlaştırmaya, çatıştırmaya çalışıyor. Bunun AKP’nin Kürtler karşı yürüttüğü politikalardan ne farkı vardır? Aynı siyasettir. AKP Kürtlere karşı hangi politikaları yürütüyorsa, KDP de Kürtler üzerinde aynı siyaseti yürütmektedir.  KDP, bir Kürt partisidir tabii. Bir geçmişi var. KDP de Kürdistan’da bir realite ve bir gerçekliktir. Yıllardır siyaset yapıyor ve eski bir tarihi de var. Biz KDP’nin realitesini inkar etmiyoruz. Ama politikası ve yürüttüğü siyaset yanlıştır. Yürüttüğü siyaset sömürgeci güçlere, sömürgeci faşist Türk devletine, faşist AKP’ye hizmet ediyor. Kürtlere zarar veriyor. Kürt düşmanı siyasetleri besliyor. Biz bu siyaseti, bu tutumu eleştiriyoruz. Yoksa bizim KDP’ye karşı herhangi bir yanlış bir tutum ve yaklaşımımız yoktur. KDP’yi inkar etmiyoruz, reddetmiyoruz. Yıllardır Kürdistan’dadır ve bir geçmişi var. Bu coğrafyanın da bir gerçeğidir. Ama yanlış bir siyaset yürütüyor ve bu siyaset Kürt yurtseverliğiyle bağdaşmıyor. KDP’nin yürüttüğü siyasetin yurtseverlikle alakası yoktur. Bu siyaset en çok da Güney Kürtlerine zarar veriyor.

Kürt Özgürlük Hareketi olarak ulusal birlik açısından gündeminiz nedir?

Güney Kürdistan ve diğer parçalardaki Kürt halkımızın; PKK, KDP, YNK, Goran, PYD, Tevgera Azad ve DBP’den,  Kürdistan’da siyaset yapan tüm partilerden beklentisi, Kürtler arasında ulusal birliğin gelişmesidir. Ulusal kongrenin yapılmasıdır. Ulusal ortak bir diplomasi, ortak bir savunma gücü, ortak bir siyasetin belirlenmesidir. Halk, Kürtlerin ulusal birliğini kurmasını, ulusal bir kongrenin toplanması ve ortak bir siyasetin yürütülmesini, ortak bir meclis kurulmasını istiyor. Bütün Kürtlerin beklentisi budur. Bu anlamda biz de bu beklentilere çok büyük bir anlam ve değer biçiyoruz. Bu çalışmayı stratejik bir çalışma olarak görüyoruz. Ulusal birlik ve ulusal kongre bizim için en stratejik çalışmalardan biridir. Bu temelde de yıllardır mücadele ediyoruz. Bu süreç böyle bir çalışmayı çok zaruri hale getirmiştir. Ulusal birlik ve ulusal kongre çalışmaları şu an bizim yine gündemimizdedir. Kürdistan’da siyaset yapan diğer Kürt örgüt ve partileriyle şu anda ulusal birlik üzerinde tartışmalar yürütülüyor.  KDP de bu çalışmanın içinde yer almalıdır. AKP’yle yürüttüğü bu kirli siyaseti terk etmelidir. Kürtlerin çıkar ve menfaatine esas alan, eksen alan bir siyaset yürütmelidir. KDP de ulusal birlik çalışmalarına yönelik bir adım atmalı ve yer almalıdır. Bu süreçte tüm Kürt örgütleri ulusal kongrenin gelişmesi için çalışmalıdır.

KDP, AKP’YLE İTTİFAKKINI SONLANDIRMALI

Ulusal bir kongre yapalım, KDP de için de yer alsın, Goran da, YNK de, Güney Kürdistan’da, Rojava ve Rojhilat Kürdistan’ında, Bakurê Kürdistan’ında yer alan bütün örgütler, partiler, kesimler bu kongre içinde yer alsın. Kürtler tüm sorunlarını bu kongrede çok rahat bir biçimde tartışsınlar, orta paydada buluşsunlar, birliğini kursunlar. Kesinlikle böyle bir birliktelik, Bakur, Başur, Rojhilat, Rojava Kürdistanı’nda da Kürtlerin kazanımlarını güvenceye alacaktır. Kürtleri bölgenin en temel demokrasi gücü haline getirecektir. Bölgenin demokratikleşmesinde başat güç haline getirecektir. Dört parçada ulusal birlik özgürleşmesine vesile olacaktır. Bunun içerisinde KDP de yer almalıdır. Ama bu politikalar böylesi bir çalışmayı da çok fazla zora sokuyor.  Bu temelde KDP’ye de diğer örgütlere de biz çağrı yapıyoruz. Demokratik ulusal birlik kongre çalışmaları şu anda bizim gündemimizdedir. Bu konuda Kürdistan’da birçok parti ve örgütle belli görüşme ve tartışmalar yürütüyoruz. KDP de bu konuda sağlıklı bir yaklaşım içerisinde girmelidir. AKP’yle yürüttüğü bu siyaseti, ittifakı sonlandırmalıdır. Böylesi değerli ve onurlu bir çalışmanın içerisinde yer almalıdır. Hepimiz Güney Kürdistan ve tüm Kürdistan’daki halkımıza böyle layık olabiliriz. Herkes ulusal birliği sağlayarak, kendi içerisindeki sorunları çözerek, halkın özlemlerine cevap oluşturarak, gerçekten Kürt halkının beklentilerine ve yüz yıllık özlemlerine cevap oluşturabilir. Bu temelde de herkes üzerine düşen rolü oynamalıdır.

KÜRT KADINI ULUSAL BİRLİĞİN SAĞLANMASINDA AKTİF ROL OYNAYABİLİR

Kürt kadınının rolü de bu anlamda önemlidir. Kürt kadını ulusal birliğin sağlanmasında çok aktif bir rol oynayabilir. Kürtler arasında yaşayan sorunların çözülmesinde Kürt kadınının o gücü vardır. Örgütlülüğü ve etkisi vardır. Son derece güçlüdür. Kürt toplumu içerisinde de Kürt kadınının değeri daha başkadır. Kürt kadınına büyük bir saygı var. Bir değeri ve ağırlığı vardır. Kürt kadını mücadelesiyle bunu yaratmıştır. Şu anda Kürdistan’daki mücadelenin de başını çekiyor, öncüsüdür. Rojava devriminin öncü gücüdür. Kürdistan’da yürütülen devrim hamlesinin 40 yıllık mücadelenin öncü gücüdür. Kürdistan’da özgürleşmenin ve demokratikleşmenin temel öncü gücüdür. Bu anlamda Kürt kadınının Kürdistan toplumu içerisinde büyük bir değeri ve ağırlığı vardır. O irade, bilinç ve örgütlülüğe sahiptir. Kürt kadını da dört parça Kürdistan’da, ulusal birliğin sağlanmasında, ulusal kongrenin toplanmasında, stratejik, ciddi kararların bu kongrede çıkmasında, başarılı bir kongre çalışmasının gerçekleştirilmesinde çok güçlü bir rol oynayabilir. Kürt kadını bunu başarabilecek bilinç ve güçtedir. Kürt kadınına da bu anlamda büyük bir rol düşüyor. Bakur, Başur, Rojava, Rojhilat’da,  genel olarak bütün Kürdistan’da bunu geliştirebilir. Kürt kadını bu güçte ve kudrettedir.