Kayıp yakınları: Tahir Elçi Cinayeti'nin üstü örtülmek isteniyor

Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, Amed'de adalet arayışlarını sürdürdü. Hasan Ocak'ın akıbetinin sorulduğu eylemde, Tahir Elçi Cinayeti'nin de üstünün örtülmek istendiğine dikkat çekildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi üyeleri ve kayıp yakınlarının, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği eylemler, 407'nci haftasına girdi. Bu hafta, dosyası zaman aşımına uğrayan 21 Mart 1995’te İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak'ın akıbetini sordu. 
İHD binasında yapılan eylemde konuşan İHD Gözaltında Kayıplar Komisyonu Üyesi Av. Abdullah Zeytun, geçen yıl 28 Kasım'da Sur'da Dört Ayaklı Minare önünde katledilen Tahir Elçi'nin dosyasının üzerinden bir yıldır geçmesine rağmen tek bir ilerleme kaydedilmediğini belirterek, soruşturmayı yürüten komisyon avukatlarından edinilen bilgileri aktardı. 

'DİĞER DOSYALARIN BENZERİ YAŞATILIYOR'

Zeytun, son bir yılda Tahir Elçi dosyası ile ilgilenen üç savcının değiştiğini hatırlatarak, şunları ifade etti:
“Soruşturma dosyasında savcılık ne kendisine ne de soruşturma komisyon avukatlarına, ne de ailesine herhangi bir beyan veya başka bir bilgi verilmiş değil. Biz Tahir Elçi’nin soruşturma dosyasında aslında Kürdistan’da yürütülen diğer soruşturma dosyalarının da bir benzerini yaşamaktayız. Tahir Elçi’nin kendisinin de bir insan hakları savunucu avukatı olarak takip ettiği diğer dosyalarda da aynı benzer durum yaşandı. Kuşkonan, Roboski, Lice davası, Medeni Yıldırım davasında da aynı durum vardı."

HASAN OCAK’IN ÖYKÜSÜ

Abdullah Zeytun’un ardından konuşan İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, geçtiğimiz günlerde dosyası zaman aşımına uğrayan 21 Mart 1995’te İstanbul da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak'ın akıbetini sordu.

Eylemde, Ocak'ın yaşam öyküsü şöyle anlatıldı:

“Sosyalist kimliğiyle bilinen 30 yaşındaki Hasan Ocak, 21 Mart 1995’de polisler tarafından gözaltına alındı. Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Terörle Mücadele Şubesi Müdürlüğü’ne götürüldü. Burada başında Bayram Kartal’ın olduğu TİM-3 tarafından işkenceyle sorgulandı. Her yerde Hasan’ı arayan ailesi, arkadaşları ve İHD tüm resmi kurumlarından ‘bizde yok cevabını aldı’. Türkiye’yi ayağı kaldıran ve Yurt dışında ses getiren 58 günlük arayışları sonunda devletin tüm engellemelerine karşı, Hasan Ocak’ın ağır işkencelerini taşıyan ve meçhul kişi olarak işlem gören bedenine, Altınşehir Kimsesizler Mezarlığına ulaşıldı. Bu gerçek karşısında İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu ‘toplumdan Hükümet adına özür diliyorum’ dedi. Ocak ailesi DGM Başsavcılığına, Beykoz Savcılığına, Fatih Savcılığına başvurdu. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde ve Tim-3 polisleri hakkında suç duyurusunda bulundu ama hukuk işletilmedi. Ocak ailesi 26 Temmuz 1996 tarihinde AHİM’e başvurdu. AHİM 15 Temmuz 2004 tarihinde verdiği kararda Hasan Ocak soruşturmasında etkili olmadığı için Sözleşme’nin yaşam hakkını düzenleyen 2’nci maddesinin usul yönünden ihlal edildiğine karar verdi. Beykoz Cumhuriyet Savcılığının 1995/1075 Hazırlık numarası ile açılan yeni soruşturma, geçen hafta içerisinde savcılık tarafından 20 yıllık zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.” 
Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak’ın gönderdiği mektup da eylemde okundu. Adalet talebinde bulunulan mektupta, Hasan Ocak ve tüm kayıpların hesabının sorulmaya devam edeceği vurgulandı.