KCK: AKP faşizmini her yerde yenilgiye uğratacağız

KCK Yürütme Konseyi, Kürt halkının mücadelesi ile AKP faşizmini her yerde yenilgiye uğrayacağını kaydetti. Açıklamada tüm Kürt halkı direnişe çağrıldı.

KCK Kürt halkının direnişinin düşmanlarını ürküttüğünü ve yine direnişin Türkiye'yi demokratikleşme sürecine soktuğunu belirtti. Özyönetim direnişinin kesintisiz olarak zengin yol ve yöntemlerle süreceğinin vurgulandığı açıklamada, gerillanın da tarihi hamle yürüteceği kaydedildi.

Kürt Halk Önderi Öcalan'a yaklaşımın Kürt halkına yaklaşım anlamına geldiğinin ifade edildiği açıklamada, AKP faşizmine karşı dayanışmayı büyütme çağrısında bulunuldu. "Soykırımcı faşist güçlerin bu saldırısı karşısında bu saldırıları meşrulaştıranlar ve destekleyenler Kürt toplumu içinde dışlanmalı ve sokakta gezemeyecek bir duruma getirilmelidir" diyen KCK, AKP faşizminin her yerde yenilgiye uğratılacağı mesajını verdi. KCK, aktif bir şekilde Alevilerin yanında yer alınması gerektiğini de bildirdi.

KCK Yürütme Konseyi, 3-8 Mayıs günleri arasında 25 üye ile yaptığı toplantıya ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

Toplantıda; dünya, Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan'daki siyasal ve askeri durumların ele alındığı, geçen dönemdeki siyasi ve askeri mücadele, ideolojik ve örgütsel çalışmaların değerlendirildiği ve gerekli kararlara varılarak planlamaların yapıldığı öğrenildi.

'KÜRT HALKININ MÜCADELESİ DÜŞMANLARINI ÜRKÜTTÜ'

KCK'nin açıklamasında, şu hususlara dikkat çekildi:

"Ortadoğu'nun milliyetçilik, mezhepçilik ve otoriter düzenler nedeniyle kaos yaşadığı günümüzde Önder Apo'nun demokratik topluma dayalı demokratik konfederal örgütlenme ve demokratik özerkliği esas alan demokratik modernite çizgisinin tek alternatif haline geldiği geçen dönemde yaşanan askeri ve siyasi durumla bir daha kanıtlanmıştır. Kürt Özgürlük Hareketi 'III. Dünya Savaşı' olarak tanımlanan Ortadoğu'daki savaş ortamında Önder Apo'nun demokratik modernite kuramı doğrultusunda izlediği doğru politika ve zamanında yaptığı hamlelerle Kürt halkının varlığını ve siyasi gücünü Ortadoğu'nun yeni kurulacak dengelerinde etkili olacak hale getirmiştir. Kürt halkının demokratik toplumcu karakteri ve Özgürlük Hareketimizin siyasi ve askeri gücü bugün yalnız Kürdistan halkını değil, tüm Ortadoğu halklarını özgür ve demokratik yaşama kavuşturacak temel demokratik dinamik haline gelmiş bulunmaktadır.

Ortadoğu'da var olan siyasi durum ve halkların demokratik yaşama kavuşma özlemi, Kürt Özgürlük Hareketi'nin büyük bedellerle ortaya çıkardığı demokratikleşme gücünün, halkların özgür ve demokratik yaşam mücadelesinde etkili hale getirilmesini tarihi bir sorumluluk olarak önümüze koyduğu toplantımızın en önemli tespitlerinden olmuştur.

Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesi başta Türkiye'deki soykırımcı faşist sistem olmak üzere tüm Kürt düşmanlarını ve bölge gericiliğini ürkütmüş bulunmaktadır. Türk devletinin başta Suriye’de olmak üzere Kürt halkının özgürlük mücadelesinin düşmanlarıyla birlikte hareket etmesi, özgürlük mücadelesiyle Kürt düşmanları arasındaki mücadelenin daha da keskinleşeceğini ortaya koymaktadır. Bu temelde halkımızın ve Özgürlük Hareketimizin başta Türkiye'de olmak üzere Ortadoğu’da uzun bir mücadeleye hazırlanması gerektiği toplantımızın altını çizdiği konulardan olmuştur. Bu mücadele yürütülürken başta Kürt halkının diğer siyasi güçleri olmak üzere bölgenin tüm demokratik devrimci güçleriyle birlikte hareket edilmesinin önemi vurgulanmıştır.

'MÜCADELE TÜM HALKLARLA BİRLİKTE YÜRÜTÜLMELİ'

IŞİD, El Nusra, Ahrar El Şam gibi çetelerin, bölgedeki karşı devrimci güçlerin halkların özgürlük ve demokrasi özlemini bastırmak için kullandığı enstrümanlar olduğu, bunlara karşı mücadelenin halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle birlikte ele alınması gerektiği üzerinde durulmuş, şimdiye kadar bu güçlere karşı yürütülen tarihi direnişin bundan sonra da gösterilmesi gerektiği kararına varmıştır. Demokrasi ve özgürlük düşmanı devletlerin kullandığı bu faşist çetelerin halkımızın inancı ve yaşam kültürü olan İslam’la hiçbir bağının bulunmadığı, bu nedenle bunlara karşı mücadelenin inancı, mezhebi ne olursa olsun tüm halklarla birlikte yürütülmesi gerektiği ortaya konulmuştur."

'TÜRKİYE'Yİ GERİ DÖNÜLEMEZ DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNE SOKTUK'

Açıklamada, toplantıda özellikle Türkiye ve Bakurê Kurdîstan’daki askeri ve siyasi durum, ideolojik ve örgütsel çalışmaların değerlendirmeye tabii tutulduğuna dikkat çekilerek, şöyle devam edildi:

"Demokratik bir zihniyeti ve Kürt sorununda çözüm politikası olmadığından, AKP iktidarı Özgürlük Hareketimizin başta Bakurê Kurdîstan ve Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu'da güçlenmesini, dünya halkları ve siyasi güçleri nezdinde büyük bir meşruiyet kazanmasını soykırımcı faşist politikaları açısından tehlikeli görmüş, bu nedenle 2014 sonbaharında Kürt Özgürlük mücadelesine karşı savaş yürütme ve Hareketimizi tasfiye etme kararı almıştır. Önder Apo ve Özgürlük Hareketimiz Dolmabahçe Mutabakatı ve 7 Haziran seçimleriyle bu savaş politikalarının önüne geçmek istemiştir. Ancak Tayyip Erdoğan ve Saray Gladyosu Dolmabahçe Mutabakatını reddedip Önder Apo üzerinde ağır tecrit uyguladığı gibi, 7 Haziran seçim sonuçlarını da kendi politikaları ve iktidarları için tehlike görerek tüm demokrasi ve Kürt düşmanlarıyla ittifak kurup 2014 sonbaharında aldıkları savaş kararını 24 Temmuz 2015’te topyekûn saldırıyla pratikleştirmişlerdir.

7 Haziran seçimleri sonrası yapılan siyasi darbe ve savaşın başlatılması, başta demokrasi güçleri olmak üzere Kürt halkının özgürlük güçlerine karşı tasfiye amaçlı ağır ve topyekûn bir saldırı olarak gerçekleştirilmiştir. Bu durum karşısında Özgürlük Hareketimiz ve demokrasi güçleri ya bu saldırılara boyun eğecekti, ya da amaçlarına ulaşmasını engelleyecek direnişi gösterecekti. Kuşkusuz halkımız ve Kürt Özgürlük Hareketimiz kırk yıldır olduğu gibi tereddütsüz direnme kararı almıştır. Bu faşist darbe ve saldırının amaçlarına ulaşamayacağını kararlı duruşu ve direnişiyle ortaya koymuştur.

Halkımızın yiğit Kürdistan gençliğinin ve özgür ruhlu Kürt kadınlarının özyönetim ilanı ve direnişiyle yerel demokrasi temelinde Türkiye'yi demokratikleştirme hamlesi, Türkiye'nin ve Kürdistan'ın eskisi gibi yönetilemeyeceği kararı ve iradesi olmuş; Türkiye'yi geri dönüşü olmayan demokratikleşme sürecine sokmuştur. Saldırılar ne kadar ağır ve yaşanan şahadetler ne kadar acı verici nitelikte olursa olsun, kazanan tarihi direniş gösteren şehitlerimiz, kaybeden ise soykırımcı faşist güçler olmuştur. Mehmet Tunç, Asya Yüksel, Pakize Nayır, Sêvê Demir, Fatma Uyar, Çiyager başta olmak üzere şehit düşen yüzlerce özyönetim direnişçisinin iradesi kesinlikle tüm halkımızın özgürlük iradesi ve gücüne dönüşecek, halkımızın tarihi zaferi ve özgürlüğünde büyük rollerini oynayacaklardır.

'ÖZYÖNETİM DİRENİŞLERİ ZENGİN YOL VE YÖNTEMLERLE SÜRECEK'

Yürütme Konseyi Toplantımız, özyönetim direnişini ve ortaya çıkan sonuçları çok boyutlu ve kapsamlı değerlendirmiş, çok önemli sonuçlara varmış, kararlara ulaşmıştır. Şehirlerde, kasabalarda ve mahallelerde gösterilen özyönetim kararı ve direnişinin özgürlük mücadelesi tarihimizde önemli bir aşama olduğu; bu özgürlük ve demokrasi hamlesi şehitlerimizin duruşu ve direnişiyle mücadelemizi başarıya götürecek büyük değerler yarattığını tespit eden toplantımız, pratikte ortaya çıkan eksikliklerin aşılarak şehitlerimizin iradesi ve kararlılığı temelinde daha zengin yol ve yöntemlerle özyönetim direnişlerinin yerel demokrasi temelinde Türkiye'yi demokratikleştirene kadar kesintisiz sürdürülmesi kararına varmıştır."

'GERİLLA TARİHİ HAMLE YÜRÜTECEKTİR'

Gerillanın Mayıs ayıyla birlikte tamamen hareket kabiliyetine kavuşacağının vurgulandığı açıklamada, "Bu temelde özyönetim direnişlerini tamamlamak ve mücadeleyi geliştirmek için hem kırda, hem şehirde, hem de Türkiye metropollerinde askeri, ekonomik ve siyaseti maske yapan soykırımcı-darbeci faşist odaklara yönelerek tarihi bir hamle yürütecektir" denildi.

KCK açıklamasının devamı ise şöyle:

"AKP iktidarı tüm demokrasi ve Kürt düşmanlarını yanına alarak kirli bir savaş yürüttüğünden, AKP faşizmine karşı mücadelenin de tüm devrimci demokrasi güçleriyle birlikte yürütülmesi gerektiğini ortaya koyan toplantımız, başta Kürt halkının özgürlük ve demokrasi güçleri olmak üzere, Türkiye'nin özgürlük ve demokrasi güçlerinin AKP faşizmine karşı ortak hareket etme sorumluluğunu gecikmeden yerine getirmesi gerektiğini vurgulamıştır.

'ÖNDER APO'YA YAKLAŞIM KÜRT HALKINA YAKLAŞIMDIR'

Savaşın ilk pratikleştirilmesi, Önder Apo'nun çabalarıyla gerçekleşen Dolmabahçe Mutabakatının reddedilmesi ve İmralı’da ağır tecridin uygulanması biçiminde olmuştur. Önder Apo'ya yaklaşım Kürt halkına yaklaşım olduğundan Kürt halkının özgürlüğüyle Önder Apo'nun özgürlüğünün birlikte ele alınması temelinde mücadelenin yükseltilmesinin önemine vurgu yapılmış, Önder Apo'nun özgürlüğünü isteyen herkesin mücadeleyi bulunduğu her alanda geliştirme sorumluluğu olduğunu bir daha ortaya koymuş ve mücadeleyi kesintisiz yükselterek sürdürme kararlılığını geliştirmiştir.

AKP'YE OY VERENLERE VE KORUCULARA ÇAĞRI

Kürt halkının özyönetim temelinde yerel demokrasiyi geliştirerek Türkiye'yi demokratikleştirme adımı atması karşısında AKP faşizminin kadın, çocuk, yaşlı demeden halkımıza tank, top ve her türlü silahla saldırıp yüzlercesini katletmesi ve şehirleri yakıp yıkmasıyla birlikte AKP'nin Kürdistan'da varlığının hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Bu açıdan toplantımız AKP'ye oy veren halkımızın da AKP'den uzaklaşarak demokrasi güçlerinin saflarına katılması çağrısını yapmıştır. Soykırımcı faşist güçlerin bu saldırısı karşısında bu saldırıları meşrulaştıranlar ve destekleyenler Kürt toplumu içinde dışlanmalı ve sokakta gezemeyecek bir duruma getirilmelidir. Yaşanan bu ağır saldırılardan sonra halkımızın ve demokratik çevrelerin bu işbirlikçi ve hain güçlere daha açık bir tutum alması gerektiği de toplantımızın değerlendirdiği konulardan olmuştur. AKP'nin tüm Kürtleri hedeflediği görülerek gelinen aşamada korucuların da AKP'nin soykırımcı kirli savaş politikalarına karşı çıkmaları gerektiği belirtilmiştir.

AKP iktidarının şehirleri yakıp yıktıktan sonra halkımızın toplumsal yaşam ruhunu ortadan kaldırmayı hedefleyen toplu konut girişimleri ve dışarıdan mülteci getirerek Kürdistan'a yerleştirme politikaları karşısında tutum alınmasının, herkesin yaşadığı topraklara sahip çıkmasının ve bu yönlü mücadelenin de önemi değerlendirilmiştir.

'DAYANIŞMA YÜKSELTİLMELİ'

AKP faşizminin soykırım amaçlı ağır saldırıları karşısında Kürt halkının onlarca yıldır yürüttüğü mücadele sonucu ortaya çıkardığı ulusal bilinç ve toplumsallıkla dayanışmanın en üst düzeye çıkarılmasının da temel bir yurtseverlik görevi ve demokrasi mücadelesi olduğu görülerek tüm Kürt halkını aralarındaki dayanışmayı yükseltmeye çağırmıştır.

'AKTİF BİR ŞEKİLE ALEVİLERİN YANINDA YER ALACAĞIZ'

AKP faşizmi sadece Kürt halkına yönelik bir soykırım saldırısı yürütmemektedir, Türkiye ve Kürdistan'ın en büyük farklı inanç topluluğu olan Aleviler üzerinde de bir inanç soykırımı yürütmektedir. Aleviler özel savaş politikalarıyla topraklarından kopartıldığı gibi, Alevilerin yaşadığı alanlara inancı ve mezhebi farklı Suriyeli mültecileri yerleştirerek bu toprakları Alevisizleştirmeyi ve inanç soykırımını tamamlamayı hedeflemektedir. Bu açıdan toplantımız tüm demokrasi güçlerine ve Kürt halkına Alevi halkına sahiplenme ve bu soykırım saldırısı karşısında yalnız bırakmama çağrısı yapmış; Özgürlük Hareketimizin de bu saldırılar karşısında aktif bir biçimde Alevilerin yanında yer alması gerektiği kararına varmıştır.

Yürütme Konseyi toplantımız AKP iktidarının en zayıf dönemini yaşadığı, bu nedenle oluşum zemini ve gerçeğinden koparak tüm demokrasi ve Kürt düşmanı faşist güçlerle ittifak içinde ayakta durmaya çalıştığı, iç ve dış politikada demokrasi ve halklar düşmanı karakteriyle iflası yaşadığı, halkların ve demokrasi güçlerinin mücadele kararlılığı sürdükçe AKP faşizminin zayıfladığı, mücadele kararlılıkla yürütüldüğü takdirde AKP faşizminin ittifaklarıyla birlikte yenilgiye uğratılacağı tespitini yapmış; Kürt halkı ve demokrasi güçlerini AKP'ye karşı mücadeleyi kararlıca ve kesintisiz olarak sürdürmeye çağırmıştır.

GERİLLA SAFLARINA ÇAĞRI

Kürt gençliğinin onlarca yıldır yürüttüğü fedaice direnişi özyönetim direnişlerinde zirveye çıkardığını, özyönetim direnişlerinde kahramanca şehitler verdiğini, gençliğin bu ruhla mücadeleye daha yoğun katılarak özgürlük ve demokrasi mücadelesini daha da yükseltmede dün olduğu gibi bugün de rolünü oynaması gerektiği üzerinde durmuştur. Gerilla ordusunu büyütmek için on binlercesini gerilla saflarına katılmaya çağırmıştır.

Kadınlar Asya Yüksel, Pakize Nayır, Sêvê Demir, Nucan Malatya şahsında özyönetim direnişlerinin özgürlük ruhu olmuşlardır. Özgür ruhlu öncülükleriyle direnişin yenilmez ruhunu ve iradesini ortaya çıkarmışlardır. Kadınların bundan sonraki tüm mücadelelerde de özgürlük ruhlarıyla direnişlerin öncüsü ve mayası olmaları gerektiği vurgulanmış; kadın özgürlük ruhuyla yürütülen mücadelenin yenilmeyeceği, zaferin bu özgürlük ruhuyla kazanılacağı vurgusu bir daha yapılmıştır.

Halkımızın özgürlük mücadelesi tarihi bir süreçten geçmektedir. Bu yıllardaki mücadele halkımıza büyük kazanımlar sağlatacaktır. Bu nedenle halkımızın her yerde serhıldanları geliştirerek gerillayla bütünleşmesini, bu temelde mücadeleyi yükselterek Önderliğimizin özgürlüğüyle halkımızın özgürlüğünü sağlamaya çağırmıştır.

'HER YERDE YENİLGİYE UĞRATACAĞIZ'

Yürütme Konseyimiz başta belirttiğimiz konular olmak üzere mücadelemizin tüm sorunlarını kapsamlıca tartışmış, önümüzdeki dönemin başarıyla yürütülmesini sağlayacak kararlara varmış, bu kararların pratikleşeceği planlamalar yapmıştır.

Özgürlük Hareketimiz, aylardır süren kahramanca direnişler ve bu direnişlerde şehit düşen yoldaşlarımıza bağlılığın gereği olarak Önderlik çizgisinde mücadeleye öncülük ederek 2016 yazını özgürlük mücadelemizin başarısı temelinde AKP faşizmini ve tüm demokrasi düşmanlarını başta Bakurê Kurdîstan ve Türkiye'de olmak üzere mücadelenin sürdürüldüğü her yerde yenilgiye uğratacaktır."