KCK'den Hewreman Konferansı için mesaj

KCK, Hewreman Konferansı için yayımladığı mesajında, "Hewremanlar, sadece Kürt ulusunun bir parçası değildirler; onlar aynı zamanda Kürt ulusunun üzerinde yeşerdiği kök damarlarıdır" dedi.

Hewreman toplumunun demokratik moderniteye olan yakınlığına da dikkati çeken KCK, " Hewremanlar yok olursa Kürtlük yok olur" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı, Hewreman Konferansına ilişkin bugün yazılı mesaj yayımladı.

Mesajda şunlar ifade edildi:

"Değerli Hewreman Kardeşlerimiz!

Bir yandan milliyetçi ulus devletlerin, diğer yandan da kapitalist modernitenin insanları ve toplumları adeta değirmen taşları gibi öğüterek tek tipleştirdiği bir dünyada yaşamaktayız. Her on yılda bir, çok sayıda dilin, kültürün ve toplumsal varlığın yok olduğu bu dünyada, bir toplumun kendi diline, kültürüne, tarihine ve coğrafyasına sahip çıkması büyük bir ‘insanlık eylemidir.’ Zira insan, kendi dili, kültürü, tarihi ve doğal çevresiyle birlikte insandır. Bu anlamda Hewreman dili, kültürü, tarihi ve coğrafyasına sahip çıkma ve yaşatma amacıyla düzenlediğiniz konferansı, bir ‘insanlık eylemi’ olarak nitelendiriyor ve sizleri saygıyla selamlıyoruz.

Değerli Hewreman Kardeşlerimiz!

Hewreman toplumuna, diline, kültürüne, tarihine ve coğrafyasına sahip çıkmak ve onu yaşatmaya çalışmak çok önemlidir. Zira Hewremanlar, sadece Kürt ulusunun bir parçası değildirler; onlar aynı zamanda Kürt ulusunun üzerinde yeşerdiği kök damarlarıdır. Kürt dili ve Kürt kültürünün kökleri ve en sade hali Hewreman’dadır. Bu açıdan Hewreman, yaşayan Kürt tarihidir. Kürtlerin, yüzlerce, binlerce yıl önce dillerinin ve kültürlerinin nasıl olduğunu öğrenmek isteyenlerin, kitap sayfalarından önce başvurmaları gereken kaynak Hewreman toplumudur. Çünkü tarihsel Kürtlüğü, gerçeğe en yakın bir biçimde yaşatanlar Hewreman toplumlarıdır. Bunun böyle olmasında Hewreman coğrafyasının payı büyüktür. Dağlık ve sarp olan arazi, uzun süre boyunca yabancı siyasi, askeri ve kültürel istilalara izin vermemiştir. Başka toplumlarla kültürel paylaşım daha çok doğal yollarla gerçekleşmiş, bu da başkalaşıma değil, zenginleşmeye yol açmıştır. Benzer bir durum aynı tarihsel ve doğal koşullarda yaşayan Zaza Kürtler açısından da geçerlidir. Kürtlerin bu iki kadim topluluğu arasındaki tarihi dil, kültür ve inanç bağları mutlaka araştırılıp incelenmelidir.

'ALTERNATİF SİSTEME YAKINLAR'

Değerli Kardeşlerimiz!

Hewreman’a sahip çıkmanın ve onu yaşatmanın önemi sadece kadim Kürt gerçeğini temsil etmesi özelliğinden kaynaklanmamaktadır. Hewreman’ın temsil ettiği çok önemli ve evrensel bir özellik daha vardır: Bu, kapitalist zihniyet, yaşam, ilişki ve üretim biçimlerinin toplam ifadesi olan kapitalist moderniteye karşı, toplum doğasıyla uyumlu zihniyet, yaşam, ilişki ve üretim biçimlerinin toplam ifadesi olan demokratik moderniteye yakın olmasıdır. Bu durum en açık biçimde Hewreman toplumunun kadına ve doğaya yaklaşımıyla, üretim ilişkilerinde görülmektedir. Bu özellikler, insanlığın alternatif sistem arayışlarının üzerinde yaşam bulabileceği bir zemini sunmaktadır.

'PARÇALANMIŞLIK AŞILMAZSA TEHDİT ORTADAN KALKMAZ'

Değerli Hewreman Kardeşlerimiz!

Kürt halkı, bütün farklı din, mezhep, lehçe ve coğrafi topluluklarıyla milliyetçi ulus devletçi ve kapitalist sistemin asimilasyoncu politikalarının baskısı altındadır. Hem Kürdistan’ı sömürgeleştiren ulus devletler, hem de kapitalist sistem Kürtleri dil, kültür ve tarihleriyle asimile ederek ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Bu, Kürtler için büyük bir tehlikedir. Fakat Kürtler için asıl tehlike sömürgeciler ya da kapitalist sistem değildir. Asıl tehlike Kürtlerin siyasi, sosyal ve coğrafi parçalanmışlığıdır. Eğer Kürtler bu parçalanmışlığı aşarak birliklerini gerçekleştiremezlerse, üzerlerindeki tehdidi ortadan kaldıramazlar. Tam da bu noktada Kürtlerin neden ulusal birliklerini gerçekleştiremedikleri sorunu önemli bir soru ve sorundur. Hiç kuşkusuz Kürtlerin farklı siyasi güçlerinin farklı düşünce, program, çıkar ve ilişkilere sahip olmaları, ulusal birliği engelleyen önemli bir güncel faktördür. Ama ulusal birliği engelleyen ve siyasi parçalanmışlığında temelinde bulunan çok daha temel bir sorunumuz vardır: Bu sorun, Kürt uluslaşmasının ve ulusal birliğinin hangi anlayış ve hedeflerle gerçekleşeceği sorunudur. Bu konuda iki temel anlayış ve program vardır. Bunlardan biri uluslaşmanın ve ulusal birliğin, ulus devletçi bir zihniyet ve program temelinde gerçekleşmesini hedeflemektedir. Bu anlayış, orta ve uzun vadede tüm Kürtlerin hakim bir lehçe, din ve mezhep temelinde homojenleştirilmesini öngörmektedir. Başka bir ifadeyle bu zihniyet, Hewremanların, Lorların, Zazaların, Soranların, Yarsanların, Êzidîlerin, Alevilerin ve diğer onlarca inanç ve kültür grubunun Hakim Kurmanc lehçesi ve Sünni mezhebi hegemonyası altında birleşmesini hedeflemektedir. Onun için bu zihniyet, Êzidîerin, Alevilerin, Hewremanların, Zazaların ve diğer farklı kültürel grupların kendilerini yönetmelerini, kendi lehçelerinde eğitim görmelerini, kendi inanç ve kültürlerini geliştirmelerini kabul etmemektedir. Bunu, Kürtlerin parçalanması olarak görmektedirler. Bugün Êzidîlerin, Alevilerin, Şebeklerin ve Zazaların bir kısmının kendilerini Kürt olarak görmemesi, bu zihniyetin yaptığı dayatma ve zorbalıktan kaynaklanmaktadır. Diğer anlayış, uluslaşmanın ve ulusal birliğin demokratik ulus zihniyeti ve programı temelinde gerçekleşmesini hedeflemektedir. Bu anlayış Kürtleri, Hewreman, Soran, Lor, Kurmanc, Zaza, Sünni, Şii, Alevi, Yarsan, Êzidî ve Kakailerin tümü olarak görmektedir. Başka bir deyişle bunların hepsinin kendi özgün dil, kültür ve inançlarını sonuna kadar yaşatmalarını öngörmektedir. Bunun için de gerekli olan kurum ve kuruluşlarını kurmalarını zaruri olarak görmektedir. Kısaca Kürt uluslaşmasını ve birliğini, hakim bir dil ve mezhep üzerinde değil, demokrasi üzerinde inşa etmeyi hedeflemektedir.

'KÜRTLÜĞÜN YAŞAMASI İÇİN...'

Değerli Hewreman Kardeşlerimiz!

Sonuç olarak şunu ifade etmek istiyoruz: Kürtlüğü, Hewreman, Soran, Kurmanc, Zaza, Lor, Sünni, Şii, Alevi, Êzidî, Kakai ve diğer topluluklar olarak hep beraber yarattık. Onun için Kürtlüğün bundan sonra yaşaması için de bu kültürel kimliklerin hepsinin yaşatılması gerekir. İyi bilinmelidir ki, Hewremanlar yok olursa Kürtlük yok olur, Soranlar, Kurmanclar, Êzidîler, Yarsanlar yok olursa Kürtler yok olur. Onun için de konferansınıza çok büyük bir değer veriyoruz. ‘Hewremanları yaşatın ki, Kürtler yaşasın; Kürtleri yaşatın ki, insanlık yaşasın’ diyoruz ve hepinizi saygıyla selamlıyoruz."