KCK Sivas ve Çorum şehitlerini andı

KCK Halklar Ve İnançlar Komitesi, 1980 yılı temmuz ayında Çorum'da ve 2 Temmuz 1993'te Sivas'taki katliamlarda yaşamını yitirenleri andı.

Yazılı açıklama yapan KCK Halklar ve İnançlar Komitesi; Türk devletinin Alevi inancına sahip halkı hedef aldığı Temmuz 1980 Çorum ve 2 Temmuz 1993 Sivas katliamlarının hafızalarda acı hatıralarıyla tazeliğini koruduğunu belirtti. Komite, başta Alevi canları olmak üzere tüm demokrat ve yurtseverleri Türkiye ve Kürdistan'da demokrasi ve özgürlük mücadelesine daha örgütlü ve güçlü katılma temelinde şehitlerin anılarına yanıt olmaya çağırdı.

Cumhuriyettin kuruluşundan itibaren baskı altına alınıp yok sayılan Aleviler üzerindeki politikaları da hatırlatan KCK Halklar ve İnançlar Komitesi; Alevilerin 1990'larda kitleselleşerek siyasal alanda mücadele vermesine karşı devletin katliam politikaları ile baskılarını arttırdığını belirti: "Bu savunma ve direniş mücadelesi 1990'larda kitleselleşerek güçlü bir örgütlülüğe kavuşmuştur. Alevilerin kendi inanç değerlerine sahip çıkması da demek olan bu sonuç, Kürdistan özgürlük hareketinin Türkiye ve Kürdistan'da yarattığı gelişmelerden hem güç almış hem güç veren bir düzeyi de yakalamıştır. 1990'lardan itibaren, Aleviler önemli bir demokrasi gücü haline gelmiştir. Alevi inancına sahip halkın demokratik siyaset temelinde dile getirdiği talepleri devlet tanımamış, 2 Temmuz 1993'de Sivas katliamıyla cevap vermiştir. Sivas katliamıyla kendisine laik cumhuriyet diyen devletin halkların ve inançların demokratik taleplerine nasıl baktığını bir kez daha göstermiştir."

Alevilere yönelik katliam politikalarının devletin resmi politikası olarak sistemli bir şekilde sürdürüldüğüne vurgu yapılan açıklamada; CHP'nin devletçi politikaların uzantısı olarak katliamları meşrulaştırdığı belirtildi: "Cumhuriyet tarihi içinde yapılmış tüm Alevi katliamlarından siyaseten birinci derecede sorumlu olan yapı CHP veya bu geleneğin her hangi bir uzantısı olmuştur. Dolayısıyla Çorum ve Sivas şehitleri başta olmak üzere Alevilere dönük katliamlarda yaşamlarını yitirmiş tüm canların anılarından çıkarılacak en önemli bir ders de Alevilerin kendisine laik cumhuriyet diyen devlet ve onun siyasi yüzü olan yapıları iyi tanımları olacağına inanıyoruz."

Türkiye cumhuriyeti devletinin AKP ile yeni bir siyasi dil kullanarak kendisine yeni bir maske taktığını belirten Komite açıklamasında; CHP ve AKP'nin de politikalarında Alevilerin yok hükmünde olduğuna vurgu yapıldı.

Açıklama şöyle devam etti: "Her ne kadar içinde sol ve demokratik kesimler olsa da siyasi yüzünü CHP olarak gördüğümüz devlet nazarında aleviler; yok hükmünde bir toplum ve inanç, milliyetçi, laik politikalara kurban edilebilir bir halk kesimidir. AKP olarak adlandırılan devlet kesimleri nazarında ise aleviler; din dışı, yolla getirilmesi gerekenler olarak görülmektedir. Aleviler öz değerleriyle kabul edilmemekte, devletin içine çekilerek öz inanç ve kültür değerlerinden kopartılmak istenmektedir. Günümüzde Alevi inancı ve kültürü bu iki devlet anlayışının ortak saldırısı altındadır.  Maske değiştirmiş devlettin, AKP eliyle Alevilere dönük saldırı taktiği; oyalama, kandırma ve bu olmuyorsa bölüp parçalayarak kendisine bağlama tarzındadır. Tıpkı Kürt halkının demokratik taleplerine saldırılarda olduğu gibi Alevilere dönük saldırı ve tuzaklarda da CHP merkezi yönetimi ve AKP ortak hareket etmektedir."

"Hem Çorum hem Sivas madımak oteli katliamlarını andığımız şu günlerde aleviler yeni saldırı konseptiyle karşı karşıyadır"  vurgusunu yapan Komite Maraş Terolar'daki duruma dikkat çekti:

"Erdoğan'ın kitlesel protesto eylemlerini bahane ederek Alevileri tehdit etmesi, AKP'nin Daiş eliyle yaptığı saldırılar da görüldüğü gibi aleviler ve demokratik tüm kesimler yeni bir saldırı durumuyla karşı karşıyadır. Özcesi Türk devleti, AKP eliyle halklara ve inançlara saldırısının hangi boyutta olacağını Kürt illerini Daiş gibi yakıp yıkarak bir kez daha göstermiştir."

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, alevileri demokrasi bloku içinde daha etkin bir şekilde mücadele etmeye ve kendi öz savunmalarını güçlendirmeye çağırdı:  "Aleviler de Kürtler gibi yeni katliam ve toplu göçertme tehdidi altındadır. Aleviler böyle bir saldırıyı ancak her zamandan daha güçlü demokrasi ve özgürlük mücadelesine katılarak engelleyebilir. Aleviler; şimdiye kadar kullandıkları söylem ve eylemleri aşarak yeni bir mücadele tarz ve anlayışa kavuşarak ancak kendilerini savunabilir varlıklarını koruyabilir. AKP'ye dönüşerek dilini ve maskesini değiştirmiş laik Kemalist cumhuriyettin halklara ve inançlara dönük saldırılarını eski örgütleme anlayış, mücadele ve taktiklerle yenilgiye uğratmak güçtür. Legal sınırları zorlamadan, alışıla gelmiş sivil toplumculukla artık savunma yapılamaz, varlık korunamaz.

Yeni Çorumların, Sivasların Maraşların, yaşanmaması, Alevilerin, kendilerini oyalayan, beklentiye sokan ve bölen devlet oyunlarını boşa çıkarmasına, devletten uzak durmalarına, örgütlülüklerini büyütüp birliklerini daim kılmalarına bağlıdır. Bu inançla 2 temmuz demokrasi mücadelesi şehitlerini bir kez daha anıyor, vicdan sahibi her kesi halkların demokratik direniş mücadelesini, AKP faşizmini yenilgiye uğratacak Kürdistan özgürlük mücadelesi çizgisinde büyütmeye çağırıyoruz. "