GÖRÜNTÜLÜ

‘Kobanê, evrensel direniş ve mücadelenin kalesidir’

Kobanê zaferinde yer alan MLKP savaşçısı Cudi Fırat, Kobanê zaferinin DAİŞ çeteleri için sonun başlangıcı olduğunu söyledi.

 

Şengal, Kobanê ve Rojava’nın farklı bölgelerinde devrimin savunulmasında yer aldığını belirten MLKP savaşçısı Cudi Fırat, Kobanê zaferinin 2. yılında değerlendirmelerde bulundu.

Cudi Fırat, sözlerine Kobanê’ye ilk geldiğinde kendisini karşılayan YPG/YPJ savaşçılarına söylediği sözleri tekrarlayarak başladı. “Kobanê’ye çok gelmek istiyordum. İnsanlık değerlerinin fedaice savunulduğu Rojava’da, devrimin kalesi Kobanê’deyim. Bundan dolayı çok mutluyum.”

Miştenur Tepesi silsilesinin batısında, Kobanê’nin güney hattında DAİŞ çetelerine karşı mücadelede yer aldığını belirten Fırat savaş günlerine dair şunları dile getiriyor; “Miştenur silsilesinin hemen alt kısmında DAİŞ çetelerine karşı mücadele ettik. Bulunduğumuz cephenin adı Amargi cephesiydi. Büyük bir alanı sadece 6 kişi savunuyorduk. Bu hat üzerinden yoğun saldırılar gelişiyordu. Düşman daha çok Miştenur tepesini düşürmeye çalışıyordu. Saldırılar yoğunlaşınca ve düşman ilerleyince biz de taktik olarak geri çekilmek zorunda kaldık.”

‘İÇ SAVAŞ VE KAOS ORTAMI YARATILDI’

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kaos politikalarını 11 Eylül saldırılarını bahane ederek adım adım uygulamaya koyduğunu belirten MLKP savaşçısı Cudi Fırat, ABD emperyalizminin Afganistan işgaliyle başlattığı süreci; Libya, Irak ve Suriye ile devam ettirdiğini kaydetti. Fırat, ABD, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin; faşist Baas rejimine karşı radikal, dinci muhalif kesimlere desteklerini sunarak iç savaş ortamı ile bölgesel kaos yarattıklarını ifade etti. Oluşan bu kaos ortamından emperyalist güçlerin halkları birbirine kırdırarak, ekonomik ve siyasal uygulamalarını hayata geçirmeye yöneldiğini de belirten Fırat, kaotik ortamın hala devam ettiğini ve Ortadoğu'daki dengelerin her an değişmesine de neden olduğunu söyledi.

‘ROJAVA DEVRİMİ YOK EDİLMEK İSTENDİ’

MLKP savaşçısı Fırat, böylesi kaotik, dengelerin anlık olarak değiştiği bir ortamdan Kürt Özgürlük Hareketi’nin büyük bir kazanımla çıkmayı başardığını ve kendisini bölgesel bir güç olarak kabul ettirdiğini belirtti.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin bu gelişiminden ve Rojava Devrimi’nden rahatsız olan uluslararası ve bölgesel güçler ve onların yerli işbirlikçilerinin, ezilenlerin devrimini yenilgiye uğratmak ve başarısızlıkla sonuçlanması için ellerinden gelen her şeyi yaptığına dikkat çeken Fırat, Rojava Devrimi’ni boğma konusunda en çok gayret gösterenin ise TC devleti olduğunu sözlerine ekledi.

“Rojava'daki kanton sisteminin ezilen halklara alternatif olması ve halklar için de alternatif bir seçenek haline gelme ihtimali Türk devletini rahatsız eden temel bir durumdu” diyen Fırat, bundan dolayı da TC devletinin, Rojava Devrimi’ne karşı DAİŞ, El Nusra, Sultan Murat Tugayı ve vb. çetelere destek vererek Kobanê şahsında Rojava Devrimi’ni yok etmek istediğine dikkat çekti.

KOBANÊ; EVRENSEL MÜCADELENİN KALESİ

DAİŞ çeteleriyle birlikte Kobanê’yi teslim almaya kalkışan sömürgeci, işgalci Türk devletine en güzel cevabın YPG/YPJ savaşçılarının öncülüğünde geliştirilen direniş olduğuna dikkat çeken MLKP savaşçısı Cudi Fırat sözlerini şöyle sürdürdü: “15 Eylül’de başlayan DAİŞ saldırılarılarına karşı YPG/YPJ öncülüğünde efsanevi bir direniş geliştirildi. YPG/YPJ savaşçıları, 15 Eylül 2014’de başlayan DAİŞ saldırılarına karşı onur mücadelesi sergileyerek tüm dünyada yankı bulan ve büyük hayranlık uyandıran tarihi bir direniş destanı yazdı. Bu tarihi direniş, Kobanê’yi, insanlık onurunun ve değerlerinin savunulduğu evrensel direniş ve mücadelenin kalesi haline getirdi.”

MLKP savaşçısı Fırat, direnişin zaferle sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ilişkin henüz hiçbir umut ışığı yokken Kobanê sokaklarında ölüm üstüne yürüyen Arin Mirkan, Paramaz Kızılbaş, Gelhat Gever, Hebûn Derik, Viyan Peyman gibi devrimcilerin ortaya koydukları direnişle tüm dünyayı Kobanê etrafında topladığını vurguladı.

Fırat, uluslararası ve bölgesel güçlerin desteklediği DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı Şengal ve Kobanê’de ortaya konan eşsiz direnişin Afganistan’dan Afrika’ya, Avrupa, Avusturalya ve Latin Amerika’ya kadar beş kıtada insanlığın vicdanını ayaklandırdığı belirtti.

‘KOBANÊ ZAFERİ DAİŞ ÇETELERİ İÇİN SONUN BAŞLANGICI OLDU’

Kobanê zaferinin, Ortadoğu’yu yüz yıllardır kan gölüne çeviren bölgenin gerici diktatörlüklerine verilmiş en anlamlı yanıt olduğunu da kaydeden Cudi Fırat, Kobanê’nin yarattığı bu değerlerle dünya halklarını; ezilenleri, kadınları, gençleri, her dinden, her inançtan ve her yaştan insanı birleştirdiğine vurgu yaptı.

Kobanê zaferini müjdeleyenin bütün bu insanlık değerlerini yaratan ve fedaice savaşıp ölümsüzleşen Arinler'in, Saryalar'ın, Paramazlar'ların olduğunu belirten Fırat, Kobanê’de sayısız devrimcinin kanlarının birbirine karışarak ölümsüzleştiğini ve bu şekilde efsanevi bir zafer kazanıldığını söyledi.

Kobanê yenilgisinin sadece DAİŞ çetelerinin yenilgisi olmadığını da söyleyen Fırat, Kobanê’nin DAİŞ çeteleri için sadece sonun başlangıcı olduğunu dile getirdi.

ANLATILMASI GÜÇ DUYGULAR

Üç yıl sonra yine aynı mevzide bulunmanın ve yürüdüğü noktalardan bir kez daha yürümenin kendisinde farklı farklı bir duygu yarattığına dikkat çeken MLKP savaşçısı Cudi Fırat, o acı ve direniş dolu günlerin her anının hala hafızasındaki tazeliğini koruduğunu ifade ediyor.

“Üç yıl önce burada barbar çete grubu DAİŞ’e karşı savaşıyorduk. O günlerde hiç kimse kalmamıştı Kobanê’de. Ve böyle bugünkü gibi rahat yürüyemiyorduk. Kobanê’de kendini feda eden yüzlerce devrimci sayesinde şimdi bu topraklarda rahatça dolaşabiliyoruz.”

‘O DÖNEM DOĞA ÇOK DONUKTU’

Kobanê’nin savaş koşularındaki doğasına ilişkin duygularını da dile getiren Cudi Fırat, “O dönem her yer kuraktı. Ağaçlar şimdi ki gibi yeşil değildi. O günlerde zeytin yoktu zeytin ağaçlarında. İşgal ve saldırı günlerinde yeşil açmayan ağaçlar bugün yeşil. Zeytin vermeyen ağaçlar bugün zeytin veriyor. Kobanê’nin özgürleştirilmesi ile birlikte doğaya da bir canlılık geldi” dedi.

TÜRKİYELİ DEVRİMCİLERE VE HALKLARA ÇAĞRI

Rojava devriminde gerçekleşen birliktelik savaşının Türkiye devrimi için de sergilenmesinin gerekliliğine vurgu yapan ve son derece elzem olduğunu ifade eden Cudi Fırat, Kobanê’de yaratılan fedai ruhun Türkiye devrim mücadelesine yansıması için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

Günümüzün zalim Dehak’lara karşı boyun eğmeyenlerin bugün Rojava topraklarında DAİŞ çetelerine karşı tarihi bir savaş verdiğini söyleyen Fırat, Demirci Kawa'nın zulme ve baskıya karşı yaktığı ateşin, bugün Kürdistan 'ın ve Türkiye her yerinde binlerce Kawa'nın elinde özgürlük meşalesi haline geldiğini kaydetti.

“Çetelerin insanlık dışı uygulamalarına karşı insanlık mücadelesi veren ve bu uğurda şehit düşen yoldaşlarımızı da asla unutmayacağız” diyen Fırat, onların yaktığı direniş ateşini ve mücadele bayrağını daha yükseklere çıkartacaklarını ifade etti. Fırat, son olarak, başta Rojava olmak üzere heryerde siper yoldaşlığının ve devrimci mücadelenin büyütülmesi çağrısında bulundu.