KODAR'dan ulusal birlik için tutum belgesi

KODAR, KNK'nin başlattığı ulusal birlik çalışmalarına ilişkin tüm parti, siyasi güç ve topluma yönelik bir tutum belgesi yayınladı.

Doğu Kürdistan Özgür ve Demokratik Toplumu (KODAR), ulusal birlik için Kürdistan Ulusal Kongresi'nin (KNK) başlattığı sürece ilişkin tüm parti, siyasi güç ve topluma yönelik bir tutum belgesi yayınladı. Ortadoğu'da yeniden sınırların çizildiğini ve hegemonik güçlerin eskiden olduğu gibi hegemonyalarını her yere yayamadığını belirten KODAR, başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının katledilme, yıkım ve talan süreçlerini aşabilecek güç ve potansiyele sahip olduğunu kaydetti.

Tutum belgesinde, "Müdahaleci güçler ve DAİŞ gibi işgalci güçler karşısında sadece özgürlük ve demokrasi isteyen kesimler direnebildi. Kürt halkı örneğinde görüldüğü gibi bu güçlerin tüm heybeti ve saldırıları yerle bir edildi. Kürdisani güçlerin öncülüğünde geliştirilen Kuzey Suriye Federasyonu, özgürlük ve demokrasi isteyen kesimlerin zaferi olduğu gibi talan, yıkım ve işgalcilikte ısrar eden güçlerin de aldığı çok büyük bir darbe oldu" ifadelerine yer verdi.

ULUSAL BİRLİK HEPİMİZİN GÖREVİ

Kürt halkının ulusal birliğini sağlamasının önemine değinen KODAR, İran ve Türkiye'nin Kürt halkının kazanımlarına yönelik saldırılarına ilişkin de şunları kaydetti: "Şüphesiz ki ne Türkiye ne de İran, Kürtlerin Kuzey Suriye'deki kazanımlarını kabul etmiyor. Bu iki devlet, Kürt halkının bölge halklarıyla birlikte elde ettiği kazanımları yok etmek için her türlü gericilik, faşizm ve dinci fundamentalizmle işbirliği geliştirmeye devam ediyor. Bunun karşısında Kürdistani halklar da tehlikenin farkında ve özgür-demokratik bir gelecek için çaba içerisine girmişlerdir. Bu çabaların başında da ulusal birlik gelmektedir. Hatta bu durum en hayati görev olarak tüm parti, siyasi güç, örgüt, sivil toplum kuruluşları ve aydınların omuzundadır. Bu fırsatların kaçırılmasıyla yaşanacak olan yıkım ve savaşın halkımızı ve ülkemizi nereye götüreceği ise belirsizdir."

DEMOKRATİK ULUS TEMELLİ ÇABA

Tutum belgesinin devamında Kürt sorununun çözüm yolları üzerinde duran KODAR, işgalci sistemin Kürt toplumunu ekonomik, siyasi, kültürel, yozlaştırma, göçertme, katletme ve daha birçok yönden kıskaca almak istediğini belirtti. Tutum belgesinde her türlü milliyetçilik, cinsiyetçilik, bölgecilik, gericilik ve sömürgecilik karşısında durduğunu vurgulayan KODAR; demokratik ulusa temelinde demokratik, özgür, eşitlikçi halkların birlikte ortak yaşamını savunduğunu kaydetti.

ULUSAL BİRLİK İÇİN ÖNERİLER

KODAR, tutum belgesinde ulusal birlik için tüm siyasi güç, parti, aydın, yazar, akademisyen ve topluma şu önerilerde bulundu:

* Ulusal birlik tartışmalarına devrimci bir ruh, ulusal bir bilinçle yaşanan hassas süreç göz önünde bulundurularak aktif bir şekilde katılım sağlanmalı.

* Kendine güvenmek ve halk mücadelesine güvenmek her türlü siyasi ve askeri adımın temelidir.

* Ulusal çıkarlar tüm çıkarlardan önce gelir. Her kişi ve kurum da buna göre mücadele içerisinde olmalı.

* Herkesin bu sürecin hassasiyetinin de göz önünde bulundurarak yapıcı bir dil kullanması ve ulusal çıkarlar gereği umutsuz ve yıkıcı söylemden uzak durması gerekir.

* Toplum içerisinde en çok ezilen kadınların bu tarihi süreçte rol ve görevlerine sahip çıkması gerekir. Erkek egemen zihniyetin yıkımı için kadınların daha çok örgütlenmesi ve söz konusu çalışmalara aktif katılımları gerekmektedir.

* Ulusal birlik çalıştayları ve konferanslarında alınan her kararın kadın ve toplum özgürlüğünü hedeflemesi ve ona karşı olmaması gerekir.

* Siyasi tutsaklar, her ulusun en gerçekçi direnişçileridir. Onlara sahip çıkmak, insanlık değerleri ve ahlakına sahip çıkmaktır. Siyasi tutsakların özgürlüğü için çalışmalar her platformda ele alınmalıdır.

* Kürdistan doğasının korunması için çalışma yürüten kesimlerin katılımları sağlanmalı ve önerileri dikkate alınmalıdır.

* Toplumun geleceği için büyük bir rol üstlenen aydınların bu rollerini ulusal birlik süreçlerinde de aktif bir şekilde oynamaları gerekmektedir.

* Ulusal birlik tartışma süreçlerinde Kürdistan'da yaşayan farklı halk ve toplumsal kesimlerin özgünlükleri dikkate alınmalı ve onların da bu sürece katılımları sağlanmalı.