KONGRA-GEL: Faşizm kaybediyor; direniş büyürse yenilecek!

KONGRA-GEL, referandumu demokrasi güçlerinin kazandığına dikkati çekerek, direnişin büyümesi halinde faşizmin tam olarak yenileceğini kaydetti.

KONGRA-GEL Eşbaşkanlık Divanı, hileli referandumun ardından bugün yazılı açıklama yaptı.

"Devletin tüm imkânlarını kullanmalarına rağmen AKP-MHP faşist ittikakı 16 Nisan Referandumunda kaybetmiştir" diye başlayan açıklamada şunlar ifade edildi:

"Seçim sandıklarında yapılan yasa dışı uygulamaların üstünü örten YSK darbesi ile faşist ittifakın aldığı 51.18’in hiçbir meşruiyeti yoktur. Demokrasi güçlerinin sonuçları kabul etmemeleri ve sonuna kadar itirazlarını ve karşı mücadelelerini sürdürmeleri doğru bir tutumdur.

Referandumun asıl kazananı ise halkımız ve Türkiye demokrasi güçleridir. Bu başarıda emeği geçen herkesi içtenlikle kutluyoruz. Referandum sonuçlarıyla birlikte faşizme karşı mücadelede, halkımızın demokrasinin temel gücü olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Yapılan referandum sonuçlarına göre; Kürdistan’da devletin yıkarak, yakarak yaptığı katliamlara rağmen, öz yönetim mücadelesi veren Şırnak, Cizre, Silopi, İdil, Sur, Silvan, Nusaybin, Derik, Kerboran, Gever, Varto gibi yerler başta olmak üzere Kürt halkının sömürgeciliğe karşı asla boyun eğmeyeceği gerçeği bir kez daha ispat edilmiştir.

'FAŞİZM ZORLANIYOR; YENİ BİR SÜREÇ BAŞLADI'

Bu referandum ile birlikte Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ve Türkiye demokrasi güçleri açısından artık yeni bir süreç başlamıştır.

Türk devlet faşizminin iç ve dış gelişmeler nedeniyle en çok zorlandığı bir dönemdeyiz. Daralan Erdoğan-Bahçeli ittifakı, tüm muhalefet güçleri üzerinde baskı ve şiddeti giderek daha da arttıracaktır. Devletin tüm kurumlarını yeniden kendilerine göre düzenleyecekler. Önümüzdeki süreçte diktatör Erdoğan hiçbir muhalif güce yaşam imkânı vermemek için ne gerekiyorsa yapacak. Diğer diktatörler gibi seçimlerle gitmeyecek şekilde kendi sistemini oluşturacaktır.

Faşizme ve diktaya karşı olan tüm demokrasi güçlerinin içinde bulunduğumuz sürecin siyasal tablosunu doğru görmesi ve giderek daha çok yükselecek olan halklarımızın devrimci öfkesini örgütlemeleri ve öncülük rollerini oynamaları gerekiyor.

Gelinen bu aşamada, Türkiye ve Kürdistan siyasetinde yeni güç dengeleri oluşacaktır. Türkiye’de hiçbir siyasi parti ve güç eskisi gibi kendisini sürdüremez. Faşist cephede olan partilerde yeni ayrışmalar, kopmalar olacak. Anti-faşist cephede de yeni birliktelikler, yeni ittifaklar oluşacaktır.

'FAŞİZMİ YENMENİN KOŞULLARI ARTTI'

Halklarımızın özgür geleceği açısından, devrimci gelişmelerin, büyük toplumsal değişim ve dönüşümlerin olacağı tarihi bir süreçle karşı karşıyayız.

Kürdistan ve Türkiye halklarının devrimci dinamikleri olarak güç birliğini sağlama ve mücadeleyi yükseltme temelinde faşizmi yenmek gibi tarihi bir sorumluluğumuz var. Bunu başarmanın koşulları şimdi her zamandan daha çok vardır. Çünkü yasal boyuta ulaşan Erdoğan diktatörlüğü, iktidarını ancak zulüm ve baskı ile sürdürebilir. Artan zulüm ve baskılara karşı yükselecek olan toplumsal öfkeyi örgütlemek ise halklarımızın devrimci öncü güçlerinin görevidir.

Kürdistan Özgürlük Mücadelesi bu süreçte halklarımızın ve tüm demokrasi güçlerinin ortak çıkarları çerçevesinde rolünü oynayacaktır. Özgürlük Hareketinin tarihsel rolü çerçevesinde ortaya çıkacak olan gelişmelere bağlı olarak, Türkiye kamuoyunda Önder Apo ve PKK’ye karşı önyargılarda büyük değişimler yaşanacaktır.

Nasıl ki DAİŞ’e karşı YPG ve YPJ’nin başarısı ile Rojava ve Suriye halkları için yeni bir milat başladıysa, Erdoğan-Bahçeli faşizminin yenilmesiyle de Kürdistan ve Türkiye halkları açısından yeni bir milat başlayacaktır.

Bu konuda belirleyici olan husus şudur; halklarımıza öncülük eden tüm demokrasi güçlerinin, bu stratejik tarihi sürece kilitlenmeleri ve bu temelde aşkla, heyecanla ve inançla rollerini oynamalarıdır. Demokrasi ve özgürlük isteyen tüm güçler açısından büyük kazanmanın zamanı gelmiş, büyük başarmanın koşulları oluşmuştur. Referandum sonuçlarına 'HAYIR' diyen halklarımızın yaptığı protestolar oldukça önemlidir. Gezi Parkı direnişinden sonra ilk kez metropollerde ortaya çıkan bu kitlesel halk hareketlerine sahip çıkılmalı ve diğer tüm alanlarda yaygınlaştırılmalıdır. Özellikle kadınların faşizme karşı öfkesi, şimdiden protestolara damgasını vurarak kadın rengini öne çıkarmıştır. Kadınların ve gençlerin öncülük rollerini oynadıkları halk direnişleri karşısında faşizmin yenilmesi kaçınılmazdır.

Bir kez daha referandum çalışmaları nedeniyle emeği geçen herkesi içtenlikle kutluyor, referandum sonrası mücadele sürecinde tüm demokrasi güçlerine üstün başarılar diliyoruz.

Faşizm kaybedecek, demokrasi ve özgürlük kazanacak…"