YENİLENDİ-Kürdistan’da demografik yapı değiştiriliyor

Türk devleti, Kürdistan’daki soykırım saldırıların şimdi ise demografik yapıyı değiştirerek, sürdürüyor.

Türk devleti, Kürdistan’daki soykırım saldırıların şimdi ise demografik yapıyı değiştirerek, sürdürüyor. Şeyh Sait isyanı ve Zilan katliamı ardından Kürdistan’ın birçok kentinde Kırgız ve Gagaus Türklerini yerleştiren Türk devleti günümüzde de benzer politikalar uyguluyor.

1924 anayasasında Türkler dışındaki etnik yapıları da tanıyan, Türk devleti 1930’larla birlikte dil, kültür, ortak amaç yerine “Dil, kültür ve Irk” politikalarına yönelerek Kürtler üzerinde şiddetli asimilasyon politikaları uygulama kararı aldı.

Bugün demografik yapısı tamamen değiştirilen ve Kırgız Türklerinin yerleştirildiği Van’ın Erciş ilçesi Zilan bölgesinde, 1930 yılının Temmuz ayında Ferik Salih Omurtak komutasındaki 9. Kolordu geniş kapsamlı bir katliam gerçekleştirdi. Türk Devleti tarafından ismi "Hatun Çukurovası" olarak değiştirilen bölgede 16 Temmuz 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesine göre 15.000 bin, Kürt yazar Hesen Hîşyar Serdî'ye göre, Ademan, Sipkan, Zilan ve Hesenan aşiretlerden oluşan 18 köyden çoğunluğu kadın ve çocuk 47.000 kişi Türk ordusu tarafından katledildi. 3 Ekim 1930 tarihli Berliner Tageblatt gazetesi ise, Türkler, Zilan bölgesinde 220 köyü imha etti ve 4.500 kadın ve yaşlı katletti şeklinde haber aktardı. Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi ise bu vahşeti, ‘Zilan Bölgesi vadilerinden birinde 1.550 kişi kesildi, Erciş bölgesinde 200 köy yakıldı, Patnos sahasında yakılıp yıkılmayan tek köy kalmadı, Türk askerleri Kürtlerin hayvanlarını çaldı’ şeklinde tarihe geçti.

Dönemin Türk hükümeti bu çerçevede 1934 yılında İskan kanununu çıkardı. İskan kanunu ile Kürtler zorunlu olarak göçe tabi tutulurken, yerlerine ise başka milletlerden getirilen unsurlar yerleştirildi. 1934 İskan Kanunu ve 1935 Tunceli Vilayeti hakkında kanunla yüz binlerce Kürt göçe tabi tutuldu.

Söz konusu kanunlarla Kürtlerin asimilasyonu hedeflense de bekledikleri elde edemeyen devlet, Kürdistan özgürlük mücadelesinin yükselişi, Sovyetlerin dağılması ve Bulgaristan’da yaşayan Türklere yönelik politikalar üzerine İskan Kanunu mevzuatında çeşitli değişiklikler yaptı. Yapılan değişikliklerle artık Türkiye’ye gelenler ülkenin herhangi bir kentine yerleştirilebilecekti ve nitekim binlerce Kırgız Van’ın Erciş ilçesine yerleştirilerek korucu olmaları sağlandı.

Türk devleti bugünlerde ise, Kürtlere yönelik soykırım saldırılarını demografik yapıyı değiştirerek sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde Afganistan’dan getirilen mültecilerin Van’a yerleştirilmesi, Bitlis’te Çadırköy uygulaması Türk devletinin soykırım politikalarının net göstergesi oluyor.

BOTAN: AMAÇ DEMOGRAFİK YAPIYI DEĞİŞTİRMEK

Konuyu ANF’ye değerlendiren HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, yaşananların Kürdistan’da demografik yapıyı değiştirme amacı taşıdığını söyledi.

Van’a Afganların, Bitlis’e ise Kırgız ve Gagaus Türklerinin yerleştirileceğini kaydeden Botan, Van’a getirilen Afgan mültecilerin içinde yaşlı, kadın, çocuk bulunmadığını dikkat çekerek, “Getirilenler 20-30 yaş arası gençler. Bu durum tabi kamuoyunda ‘Acaba bunlar Suriye’de savaşan ya da savaştırılacak olan gençler mi? Sorusunu akıllara getiriliyor. Bunlar kirli işlerde mi kullanılacak bilemiyoruz. Kamuoyunda bilindiği gibi Türkiye’nin Suriye’de hala desteklediği Radikal İslamcı Örgütler var. Hükümetin bu konuda kamuoyuna bir açıklama yapması gerekiyor” dedi.

‘İHH SİCİLİ TEMİZ OLMAYAN BİR YAPILANMA’

Göçmen ya da mültecilerin İHH üzerinden Türkiye’ye getirilmesine de tepki gösteren Botan şunlara dikkat çekti: “Bu İHH sicili pek de temiz olmayan bir yapılanma. İHH BM Yüksek Mülteci Komisyonu mu, ya da sınır bekçisi mi? Gidip göçmenleri alarak Van’a getiriyor. Özellikle bu konuya kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum. Şimdi getirilen kişiler için Çadırköy’ler kuruluyor, bu kişiler için normal prosedür mü uygulanacak yoksa Kürt illerinde ikametgahları mı sağlanacak… Bu kişiler için özellikle Kürt yerleşim yerlerinin seçilmesi ise bir tesadüf değil. Amaç demografik yapıyı değiştirmek ve ne yazık ki oldukça tehlikeli bir oyun oynanıyor. Hükümete çağrımız bu politikalardan vazgeçmesidir.”

HUKUKÇU KAÇAN: MÜLTECİLER İÇİN BM İLE ÇALIŞILMALI

Eski BM Mülteciler Yüksek Komisyonu’nda yıllarca hukukçu olarak çalışan Avukat Mahmut Kaçan ise mülteci ya da göçmen politikasının nasıl uygulanması gerektiğine dair bilgi verdi. Kaçan, Türkiye illegal yollardan gelen göçmenlerin ya ülkelerine iadesinin sağlanması ya da BM Mülteciler Yüksek Komisyonu vasıtasıyla talep ettikleri ülkeye iltica etmelerinin sağlanması gerektiğini vurguladı. İskan Kanunun Bakanlar Kurulu kararıyla hayata geçirildiğini ifade eden Kaçan, 6428 sayılı yabancıları koruma yasasına dikkat çekerek, hükümetin bir çok mülteci hakkında ülkelerine döndüklerinde can güvenliklerinin sağlanması durumunda iade edilebileceklerini söyledi.

İHD BİTLİS ŞUBE BAŞKANI ŞANLI: SİGORTASIZ, DÜŞÜK ÜCRETLE ÇALIŞTIRILIYORLAR

İnsan Hakları Derneği Bitlis Şube Başkanı Osman Fatih Şanlı da Bitlis’e son zamanlarda dışarıdan getirilen bir kısım mültecinin inşaatlarda sigortasız ve düşük ücretle çalıştırıldığını belirtti. Bitlis’e gelen yabancılara ilişkin herhangi bir koruma sağlanmadığını ve geçen yıl bir mültecinin çalıştığı inşaatta düşerek yaşamını kaydettiğini hatırlattı.