OHAL’de çocuk hakları ihlali gün be gün artıyor

Kürdistan’da ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve bütün ülkede ilan edilen OHAL ile birlikte çocuk hakları ihlallerinin had safhaya ulaştığını belirten Avukat Ercan Yılmaz, duruma müdahil olunamaması halinde ihlallerin gün be gün artacağını söyledi.

AKP hükümetinin 14 yıllık iktidarı boyunca, çocuk hakları ihlalleri çoğunlukla cinsel istismar vakalarıyla gündeme gelirken aslında binlerce çocuk savaş mağduru oldu. Onlarca çocuğun ise aynı iktidar döneminde yaşam hakları ellerinden alındı.

Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra ülkede startı verilen savaş ve yıkım politikaları ile birlikte çocuk hakları ihlallerinin de had safhaya ulaştığını belirten Amed İHD Şubesi Çocuk Komisyonu Üyesi Avukat Ercan Yılmaz, son bir yıl içerisinde karşılaştıkları ihlallere ilişkin şunları söyledi: “Gerek bizim ulaştığımız bilgilerde gerekse diğer STK’lerin hazırladığı raporlarda ortaya çıkan sonuç; çatışmalı süreç ile birlikte çocukların daha fazla hak ihlaline uğradığını kanıtlar niteliktedir. Özellikle bölgede ilan edilen sokağa çıkma yasakları ile birlikte çocukların yaşam, sağlık, eğitim gibi hakları sıkça ihlal edildi. Bu çocuklardan biri de Sur’da devam eden sokağa çıkma yasakları sürecinde yaşamını yitiren 8 yaşındaki Helin Şen’di. Yine bu süreçte yüzlerce istismar vakası ortaya çıktı. Çok uzağa gitmeye gerek yok geçtiğimiz günlerde, 10 ay önce ailesi ile birlikte Sur’dan çıkan çocukların istismar edilişine dair videolar ortaya çıktı. Olayın üzerinden bunca zaman geçtikten sonra siyasi ortamın böylesine gergin olduğu bu ortamda söz konusu videonun yayınlanmasının altında çok farklı nedenler yatmaktadır” dedi.

YARGI SÜRECİ UZATILARAK DOSYALAR KAPATILMAYA ÇALIŞILIYOR

Çocuk hakları ihlallerine dair davalarda yargı sürecinin kasıtlı bir şekilde ağır işletildiğine dikkat çeken Av. Yılmaz, özellikle istismar vakalarında yargı süreci gereğinden fazla uzatıldığından ailelerin söz konusu dosyayı takip gücü kalmadığını söyledi.

Av. Yılmaz, her celsede ailelerin istismarı gerçekleştiren şahıslar yüz yüze gelmelerinden dolayı bu durumla başa çıkma konusunda zorlandıklarını ve ailelerin artık dosyanın kapatılmasını dahi istediklerini aktardı. Yaşam hakkına yönelik dosyalarda da durumun farklı olmadığını belirten Av. Yılmaz ağır işletilen yargı sürecine dair şu örnekleri verdi: “Mesela Helin Şen dosyası 17 ay geçmesine rağmen hala soruşturma aşamasında. Yine Sur için açılan koridor ile dışarıya çıkan çocukların davaları da aynı durumda. 10 aydır devam eden davada neredeyse her celsede bu çocukların tutukluluklarının devamı için gerekli delillerin bulunmadığını çünkü bu çocukların Sur’da mahsur kalan siviller olduğunu belirtiyoruz ancak tutukluluk halleri hala devam ediyor. Uzayan yargı süreci yıpranma ve sıkıntılara neden oluyor.”

ÇOCUKLAR TOPLUMUN ORTAK PAYDASI 

KHK ile kapatılan kurumlar arasında Gündem Çocuk Derneği gibi kurumların da bulunduğunu ve bu yolla yaşanan hak ihlallerine karşı tepkinin azaltılmaya çalışıldığını aktaran Yılmaz; son dönemde özellikle OHAL’e alışma ve alıştırılma gibi bir durumun söz konusu olduğunu, yaşanan hak ihlallerine ses çıkarabilecek hiçbir kurumun kalmadığını söyledi. Yaşanan bu durumun ihlallerin boyutunu da arttırdığını söyleyen Av. Yılmaz, buna karşı geliştirilen tepkisizliğin de endişe verici boyutlara ulaştığını vurguladı: “Eskiden bir tepki durumu söz konusu olduğundan sırf bu tepkinin azalması, kitleselleşmemesi için koşulları iyileştirme durumu gündeme geliyordu. Ancak OHAL ile birlikte bu durum da ortadan kalktı. Gerek kapatılan gerekse hala açık bulunan kurumlar olaya çok müdahil olamadıkları için hak ihlallerinin olanın ötesine geçmesinden çekiniyoruz. Bölgede faaliyet yürüten tek dernek İHD. Bu nedenle ilgili kesimlere çağrım; konu çocuk olduğunda onun dili, dini, ırkı ve inancı gibi kimliklerine bakmaksızın sadece çocuk olduğu gerçeği ile hareket etmeliyiz. Çünkü çocuklar her zaman için toplumun ortak paydası olacaktır.”