Özgürlüğü bekleyen şehir; Mınbiç’ten tarihsel kesitler...

2014 yılında bu yana DAİŞ çetelerinin işgali altında olan Mınbiç kentini dünya Suriye iç savaşının ardından ÖSO, Cephet El Nusra, DAİŞ vb çete gruplarının işgalleri ile tanıdı...

2014 yılında bu yana DAİŞ çetelerinin işgali altında olan Mınbiç kentini dünya Suriye iç savaşının ardından ÖSO, Cephet El Nusra, DAİŞ vb çete gruplarının işgalleri ile tanıdı. Peki tüm dünyanın çete grupları ile tanıdığı Mınbiç kentinin nasıl bir tarihselliği olduğunu iyi görmek ve anlamak gerek.

MINBİÇ’İN COĞRAFİK KONUMU VE TARİHİ

Eski adı Bambyke ( Süryanice Mabbug ) veya Hierapolis olan ve Suriye’nin kuzeyinde yer alan Mınbiç şehrinin tarihi Asurlular devrine kadar uzanır. Bu nedenle Mınbiç Suriye’nin kuzeyinde yer alan tarihi bir şehirdir.

Mınbiç Türkiye’den kaynağını alarak Fırat’a kavuşan Sacur çayının güneyinde Halep’i, Urfa’ya bağlayan önemli bir ticaret yolunun üstündedir.

Fırat nehri üzerindeki geçitleri kontrol eden bir mevkide verimli bir ovada kurulan Mınbiç, Ortaçağ’da meyve ağaçlarıyla çevriliydi ve “ bombassino” (bombagio) denen pamuklu kumaş dokumacılığı ile tanınmıştı.

Hıristiyanlığın doğuşundan önce putperestliğin önemli bir merkezi olan şehirde Hıristiyanlığın kabulünden sonra yeni dinin kutsal emanetlerine karşı duyulan hayranlık putperestliğin yerini almış ve pek çok dindar kişiyi buraya çekmiştir.

Mınbiç, Bizans döneminde monofizitlerin bir merkezi ve doğuya düzenlenen askeri seferlerde ordunun toplanma yeri oldu.

V. yüzyılda burada yaşayan din adamı Philoxenus İncil’i Süryanice’ye çevirdi. 531’de Sasani Hükümdarı Kubad’ı (Kavaz) işgal ettiği şehri Bizanslı Kumandan Belisarius geri aldı. 540’ta Sasaniler ile Bizans arasında ‘edebi sulh’ yapılanmasına rağmen Sasani hükümdarı şehre hücum etti.

Ardından yapılan ateşkes sonucu bugünkü Mınbiç’e, Manbik adı verildi.  Daha sonra bu isim Arapça’da Mınbiç’e dönüşmüştür. VII. yüzyılda Sasaniler ‘in Suriye, Filistin ve Mısır topraklarına saldırması üzerine Bizans İmparatoru Herakleios, bir sefer düzenleyerek elden çıkan bölgeleri ve bu arada Mınbiç’i geri aldı (630).

637 yılında İyaz b. Ganm. Mınbiç önüne gelince halk şehri kendiliğinden teslim etti ve anlaşma yaptı. Emeviler zamanında Yezid, Muaviye veya babası Kınnesrin idari birimini (cünd) kurunca Antakya, Mınbiç ve çevresini de buraya bağladı.

786 yılında Abbasi Halifesi Harünürreşid Mınbiç’i Kınnesrin cündünden ayırarak Bizans’a yapacağı seferler için yeni tesis ettiği Avasım bölgesinin merkezi haline getirdi. Halife Emin Mınbiç’de birçok bina inşa ettirdi ve Bizans’a karşı yaz seferlerini buradan başlattı.

878 Ahmed Tolun Suriye’yi istila edince Mınbiç’i de hakimiyeti altına aldı. Şehir IV. (X) yüzyılda Hamdaniler’in eline geçti. Hamdaniler’in Halep emiri Seyfüddevle buraya amcazadesi şair Ebu firas’ı vali tayin etti (336/947).

Bizans Kumandanı Nikephoros Phokas 962’de Suriye üzerine yürüdüğünde il olarak Mınbiç’in üzerine geldi ve Ebu Firas’ı esir aldı. Ertesi yıl imparator olan Nikephoros Phokos 966’da tekrar Mınbiç önüne geldi şehirde saklanan ve üzerinde Hz. İsa‘nın tasviri bulunan kutsal Kiremidi (Keramidion) aldı.

974 yılında İmparator loannes Çimiskes Mınbiç’i zaptetti ve Hz. İsa ‘nın nalınları ile Hz. Yahya ‘nın kanlı saçlarını alarak İstanbul ‘a götürdü.

1024 yılında Mirdasiler ‘den Salih Mınbiç’i ele geçirdi. Mirdasiler ‘den Reşi-düdevle Mahmud ile amcası Rakka hakimi Ebu Duabe Atıyye arasında yapılan anlaşma uyarınca şehir Atiye idaresine bırakıldı.

1069’da Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes , Selçuklu akınlarına karşı doğuya yaptığı seferde Umur Tekin adlı bir Türk emirinin savunduğu stratejik öneme sahip Mınbiç’i aldı ve kalesini güçlendirdi. Böylece Urfa ile Antakya arasındaki bağlantıyı sağladı.

İmparator Malazgirt Savaşı’nda yenilince 1071 Mınbiç şehri, Sultan Alparslan‘a devredilmek zorunda kalındı. 1075/76 yılından itibaren Selçuklu emirleri tarafından yönetilen Mınbiç 1084 Ukayli emiri Müslim  Kureyş’in hakimiyetine girdi.

1086 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Melik-şah Mınbiç’in idaresini Kasimüddevle Aksungur’a verdi. Sultanın 1062 yılında vefatından sonra şehrin idaresi Ak-sungur’u öldüren Suriye Selçuklu Hükümdarı Tutuş’un eline geçti (1094).

Haçlı Kontu Boudoin ve kuzeni Tel Başir senyörü Joscelin de Courtenay, Antakya Prinkepsi Tankred ile işbirliği yapan Halep Meliki Rıdvan’a karşı Çavlı ile birlik olup (1108/1109) da Mınbiç’de buluştular. Joscelin Mınbiç’e saldırarak büyük zarar verdi.

Artuklu Belek Behram hakkında duyduğu bir söylentiden dolayı Mınbiç hakimi Hassan’ın yardım istediği Tel Başir senyörü Joscelin ordusuyla şehrin önüne geldi. 

Belek Joscelin ile yaptığı savaşı kazandıktan bir gün sonra iç kaleden atılan bir okla vurulup öldü. Belek’in ölümünden sonra Hassan’da serbest bırakıldı ve Mınbiç ‘e geri döndü. Musul Atabeği İmadüddin Zengi, (1127) Musul ‘dan Halep ‘e giderken yolu üzerinde bulunan Mınbiç halkı kendisine itaatini bildirdi.

Mınbiç sahibi Hassan özellikle Nureddin Mahmud Zengi döneminde Tel Başir’in Franklar’dan alınıp Urfa haçlı kontluğunun kaldırılması hususunda büyük yararlık gösterdi.

Mınbiç  571’de (1175/76) Selahaddin Eyyübi’nin hakimiyetine geçti. Selahaddin 579’da (1183) şehrin idaresini kardeşi El Mefikül Adil’e verdi. Eyyübiler zamanında hanedan mensupları arasında sık sık el değiştiren Mınbiç ve çevresi 615 (1218) yılında Anadolu Selçuklu Sultanı 1. İzeddin Keykavus’a bağlı kuvvetler tarafından ele geçirildi.

Ancak Selçuklular daha sonra şehri tekrar Eyyübilere terk etmek zorunda kaldılar. 625’te ( 1228) Celalleddin Harizmşah’ın orduları Mınbiç’e kadar ilerlediyse de kışın yaklaşması sebebiyle geri çekildiler.

Celalleddin’ in ölümünden sonra dağılan Harizmli askerlerin bir kısmı Mınbiç’e geri girip şehri yakıp yıktı ( 637/ 1239-40). İlhanlı Kuvvetleri 657’ de ( 1259) Fırat’ı geçip şehri yağma ettiler. Kilikya Ermeni hakimi Leon ile Memluk Sultanı Kalavun arasında 684 (1285) yılında yapılan antlaşmaya göre Mınbiç Mısır şehirleri arasında yer almaktaydı.

699’ da (1300) şehir yine Moğolların hücumuyla büyük tahribata uğradı. VIII. (XIV.) yüzyılın ilk yarısında Mınbiç küçük bir naiblik haline getirildi. Türkmen Emiri Mintaş 721’ de (1321) şehri birkaç gün kuşattıktan sonra ele geçirip birçok kişiyi katletti. 748 (1347) yılında çekirge sürülerinin saldırısına uğrayan Menbic ertesi yıl veba salgını ile perişan oldu.

XIV. yüzyılda Mınbiç önemini büyük ölçüde kaybetti. Halep’ten Fırat’ı aşıp doğuya giden yol daha güneyden geçmekteydi. XV. yüzyıl başında ise Timur’ un ordularının işgaline uğradı. 922’ de (1516) Osmanlı devletinin idaresine geçen Mınbiç halep’ e bağlı küçük bir şehir olarak varlığını sürdürdü.

1916’ da Halep vilayetine bağlı Antep sancağının kazalarından biri olan şehir 1921’ de Fransızların idaresine girdi. 1924’ te Suriye’nin Halep muhafazasına bağlı bir yerleşme merkeziydi. Günümüzde de Halep muhafazası sınırları içinde bulunan Mınbiç’ in nüfusu 1960’ da 1970’ de 14.635. 1981’ de 30.844 idi. 2003 yılına ait tahminlere göre ise 90.000 aşmıştır.

Devam edecek…