PKK felsefesiyle kendini yoğuran bir militan

Büyük insanı, büyüyen insanı arama kavgası içerisinde olan Selçuk Şahan adlı gerilla PKK içerisinde özellikle de basın-yayın alanında belli bir yol kat ederek bu yolun unutulmayan yolcularından biri olur.

Aslen Bingöl Kiğili olan Enver Polat 1984 yılında PKK’ye katılarak Selçuk Şahan ismini alır. Parti yaşamı içerisinde birçok mücadele alanlarında kalan gerilla Şahan; kendini geliştirerek belli bir birikime sahip olur. PKK’lileşmek Şahan’ın en büyük çabası olur. Kürdistan Gazeteciler Birliği'nin kurucusu olup basın-yayın alanında büyük bir emek vererek birçok dergi-yazıda kendi ürünlerini ortaya koyar. Ülkesinde en ön cephede yerini almak isteyen Şahan Botan sahasında yerini alır ve 14 Nisan 1998-Besta’da yaşamını yitirir.

‘DOĞAL İNSAN, İÇTENLİĞİNDE ISRARLI İNSAN, GÜÇLÜ VE ÖZGÜRDÜR’

Zelal Amed mücadele arkadaşı olan Selçuk’a olan duygularını şu kelimelerle anlatmaya başladı: “Büyük insanı, büyüyen insanı arama kavgası ne de çok şey öğretiyor insana. İnsanlık tarihiyle eş olan bütün erdemleri, ilerilikleri, gerilikleri, aydınlıkları, karanlıkları gösteriyor. Bazen bir ömür sürer bu, bazen de hiç kesilmemecesine sürer gider. Peşinden gidilen bir insan değildir aslında, insandan hiç kopmayan kopmaması gereken umuttur, yaşama istemidir. Kendisini keşfetmeyi öğretir insana.

Arayış başlar böylelikle. Arayışı olmayanın yaşamı da olmaz.

‘Doğal insan, içtenliğinde ısrarlı insan, güçlü ve özgürdür’ diyen Selçuk yoldaş işte bu arayışın, büyük insanı aramanın, onu yaratmanın en değerli öğreticilerinden biriydi. Yaşamı mevcut değer ve ölçülerden çok farklı ele alarak çözen bir kişi heval Selçuk. İnsana kendi özgünlüğüyle güç vermek ve onu büyüklüğe alıştırmak için PKK felsefesiyle kendini yoğurmayı esas alarak insan büyüklüğünü arar. İnsanın, insan olarak kendine saygı duyarak, bunu korumak için de ikiyüzlülüğü-kurnazlığı kendine yakıştırmaması gerekir düşüncesiyle hareket eder. İnsan ilk köklerinden, doğallığından, erdemlerinden koparak kaybetmeyi yaşadı. Başkan Apo felsefesinde ‘insan kaybettiği yerde kazanır’ der. Kaybediş kazanışa ancak bu zeminde ulaşır.”

‘HERKES KARA DERKEN, YA AK İSE DİYEREK FARKLILIKLARI SAĞLAYAN BİR YANI VARDI’

Şahan’ın farklı baktığını ve yaşam içerisinde farklı bir duruşa sahip olduğunu vurgulayan Amed; “Düzen ölçü ve sınırlarıyla biçimlenmiş kişiliklerde öfke yaratan ve onları zorlayan özellikleri vardı. Herkes ‘kara’ derken, ‘ya ak ise’ diyerek farklılıkları fark etmeyi sağlayan bir yanı vardı. ‘Benden hep klasik cevaplar bekliyorsunuz’ diyerek, kurulmaya hazır duvarları, sınırları zorlar. Bu, aslında yaratıcı birey gerçekliğinin bir parçasıydı. İlk çağlarda insanın birey olabilme gelişim mücadelesinin egemenlerce sekteye uğratılmasıyla dengesini yitiren ‘insanlaşma, doğadan-toplumsallaşma gerçeğinden kopmadan uzaklaşmadan birey olabilme’ arayışının Başkan Apo ve PKK gerçeğiyle yeniden yaşam bulmasını anlatır. Sık sık söylediği ‘anlaşılamıyorum’ söylemi, O'nun değil, çevresinde bulunan yapılanmanın anlaşılamayacak denli düzenle iç içe olan garipliğini ortaya koymaktadır” diyerek Şahan’ı anlatmaya devam etti: “Yoldaşlık da bu değil mi? Kendisi olmadan da yoldaşlarını ileriye yöneltecek gücü vermek. ‘Birlikte olursak göreceksiniz, uzakta olursak duyacaksınız’ diyebilme gücünü vermek, bunu paylaşmak değil midir? İnsanı kendisini keşfetmeye yönelten, onu insan doğallığıyla buluşturan, kimsenin olmadan kendisi olabilmeyi gösteren değil midir?

‘PKK İLE TANIŞMAK, YEPYENİ BİR YAŞAMI TERCİH ETMEKTİR’

Tarihi, insanı en baştan sorgulayabilmek, yeniden yaşam ilkelerini oluşturabilme mücadelesine girmektir. Heval Selçuk için PKK'ye katılım kararına varmak çok zorlu olmadı. Yoksul emekçi bir köylülükten gelmektedir. Görünen yaşamın tüm zorluklarını doğuşundan beri görmektedir. Fiziki zorlanmalar, koşturmalar, çalışmalar O'nu yormadı. Avrupa'ya çıktığından itibaren hep çalıştı. PKK'yle, 15 Ağustos 1984 Atılımı ardından daha da netleşen bir buluşmayı yakalar. Ağustos Atılım O'nu çok etkilemişti. Kürdün kişiliğinde yarattığı büyük deprem, eski ölçülerin sarsılması O'nda çok derin bir coşku yarattı. ‘İnandım, güvendim, PKK okulum oldu’ der. Ve her gün bir kez daha katılır.

Dürüstlük, Heval Selçuk'un önem verdiği erdemlerdendir. PKK'lileşme yolunda ilerlerken, ‘dürüst, olmayı, oyun oynamadan, rol yapmadan yaşamayı’ esas alır. ‘Dürüst, onurlu, boyun eğmez... Bu üç değeri taşımayan kişilik PKK'li olamaz’ diye yazar bir yazısında. PKK'lileşmek en temel çabasıdır.”

BASIN YAYIN ÇALIŞMALARINDA 12 YILLIK BİR SÜREÇ…

Şahan’ın PKK’ye katılımı ardından ajitasyon ve propaganda çalışmaları çerçevesinde basın-yayın alanında görevlendirilen Şahan’ın bu sahada 12 yıl boyunca faaliyet yürüttüğünü belirten Amed; “Yıllarca aynı sahada kalmasına rağmen ülkeye dönüş umudunu, birlikte çalışıp ülke topraklarında şehadete eren yoldaşlarına verdiği sözleri, Başkan Apo'yu anlama mücadelesindeki kararlılığını içinde büyüttü. En küçük broşür çalışmasından kitap çalışmalarına kadar, yine bilgisayardan dizgi çalışmasından redakte çalışmasına kadar kendini basın-yayın alanının her çalışmasında yetkinleştirdi. Bu çalışmaları yaparken şiir yazımında da denemelerde bulundu. Berxwedan gazetesi, yine kadın ve gençlik dergilerinde çalışmaları yürüttü. Her basın organına ürünlerini yansıttı. Yazmak O'nda adeta bir tutkuydu. Yazı yazmak Heval Selçuk için kutsal bir görev anlamını taşımaktaydı. Son olarak çalışmalarında yer aldığı Özgür Politika'da çıkan yazılarında yaşamda özgür ve büyük erdemlere ulaşma mücadelesini yansıttı” diye konuştu.

Yazı yazma görevinin sadece onun yerine getirmeye çalışmadığını, çevresini de teşvik ettiğini hatırlatan Amed şunları söyledi: “ ‘Hepimiz yazsak, yaşadıklarımızı belgelesek ve bunları gözümüzün nuru gibi geleceğe saklasak, dev gibi bir tarih ortaya çıkacak.

Kürdistan gazeteciliğine de bu yönüyle büyük katkıları oldu. Kürdistan Gazeteciler Birliği'nin kurucusudur. Ülke topraklarına döndükten sonra bile, halkı için savaşma görevini yerine getirirken de yazma, üretme, tartışma özelliğini bırakmaz, gerçek aydın olma yolunu çizdi. Bunun tek yolu Kürdistan topraklarından geçer. Ve herkesi, özellikle gazeteci dost ve arkadaşlarını dağlara, vatan topraklarına davet eder.”

’16 YILLIK ÖZLEMİ SONA ERER…’

Şahan’ın Haziran 1996’ya kadar basın çalışmaları yürüttüğünü vurgulayan Amed, “Bu tarihte Parti Merkez Okulu'na gider, Parti Önderliği'nin eğitiminden geçer. 6 aylık bir eğitim ardından Aralık 1996'da Kürdistan topraklarına geçer. İlk gittiği yer Zap'tır. Önderlik Sahası'nda yazımına başladığı 'Günlük' yazılarına ara vermeden burada da devam eder. Kürdistan topraklarına ulaşana kadar kulaklarında Parti Önderliğinin "Kürdistan'ın görkemli coğrafyası karşısında heyecanlanıyorsun, değil mi?" sorusu yankılanmaktadır. Parti Önderliği'nin yanından ayrılmanın ruh hali ile bu heyecan iç içedir. Başkan Apo'nun bu sözünü şöyle yazımlar: ‘Bana göre Başkanımız, her gün daha keşfedilebilecek bir Önderliktir. Hep öndedir. Seni senden daha iyi tanır, daha çok hisseder. Örneğin, heyecanımızı biz daha tam yaşamadan o yaşıyor. İnsan daha sonra bunu fark ediyor.’

Ülke topraklarıyla buluşma anını ‘benim için tarihin en tarihi buluşmasıydı’ diye tanımlar. 16 yıllık özlemini tamamlar. Özlem bitmiştir. Zap'tan Zağroslara uzanır. Ülke topraklarında adımlarını gururla atar. Çemçe'ye, oradan Avaşin'e, grubuyla birlikte geçer. Her gününü, anını, keşfettiklerini günlüğüne kaydeder. Ülke topraklarına ulaşamamış yoldaşları yerine baktığı güzellikleri kaydeder defterine.  Savaşı daha keskin yaşamak ister Heval Selçuk kısa süre olmuştur daha Botan'a gider. Heval Selçuk'un insanı yakan haberi de çabuk geldi: 14 Nisan 1998'de şehit düştü.

Emekle, mücadeleyle yarattığı saygısıyla seviliyor. Onu milyonlar seviyor, sayıyor. Başkan Apo'nun ‘İnsanlık ve özgürlük kazanacak" belirlemesi, Heval Selçuk gibi binlerce şehidimizin yarattığı büyüklükle zafere taşırılacaktır.”