'PKK, korkunun ekilmek istendiği topraklarda filizlendi!'

PKK’nin kuruluş yıldönümü Şengal Dağı'nda da halk ve HPG-YJA Star gerillaları tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Şengal'deki savaşçılar, PKK’nin kuruluş yıl dönümünde ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

PKK’nin varlığının Êzidîler ve Şengal açısından, Kuzey Kürdistan'daki gibi bir anlama sahip olduğunu söyleyen savaşçılar, PKK’nin işgalcilik, ihanet ve işbirliğine karşı aralıksız bir savaş niteliği taşıdığını vurguladı.

NUDA: İNSANIN GÖZLERİNİ İLK KEZ AÇMASINA BENZİYOR

Konuşmasına 38 yıllık aralıksız mücadele sürecinde yaşamlarını yitirenleri anarak başlayan YJA-Star savaşçılarından Dicle Nuda, Kürtler açısından PKK’nin ilanını yeni doğan bir çocuğun yaşama gözleri açmasına benzetti. Nuda, şunları ifade etti: "Partimiz PKK’nin 38. kuruluş yıl dönümünü öncelikle Önder Apo, yurtsever halkımıza ve tüm yoldaşlara kutlarken bugünlerin yaratıcısı kahraman şehitlerimizi saygı ile anıyoruz. Gerçekten de PKK’nin kuruluşu Kürtlerin tarihinde ve yaşamında çok önemli bir yere ve anlama sahip. Bir çocuğun gözlerini dünyaya açmasına benziyor, Kürtler açısından PKK’nin ilanı. PKK öncesi Kürtlerin varlığı çok belirgin değildi. İnkar ve imha süreci Kürt varlığını tartışmalı hale getirmiş, yasaklanan tüm ulusal-kültürel özellikler izlerini birer birer yok oluşa  terk etmişti. Böylesi bir süreçte, bu tarihsel akışa PKK müdahalesi çok önemli bir yere sahip. Önder Apo öncülüğünde gelişen mücadele, Önderliğin ve yüce şehitlerimizin eşsiz emeği ile tarihin Kürtler açısından tükeniş ve yok oluşunu ifade eden bu gidişatına bir müdahaleyi ve bu gidişatı tersinden bir rotaya sokmayı ifade ediyor. Artık süreç yok oluş ve kendi ulusal özelliklerinden kaçış zemininden uzaklaşarak; kendi kimliğini, kültürünü ve dilini sahiplenme ve bir ulusal diriliş sürecine girmiş bulunuyor.

'KADINLAR PKK İLE DEĞİŞİMİN TEMEL ÖZNESİ OLDU'

38. yıl önce kurulan partimiz bugün de çok önemli bir aşamaya ulaşmış bulunuyor. Bugün dört parça Kürdistan’ın gelişmelere yön veren en dinamik ve en büyük siyasi gücü, ulusal birlik ve ulusal direniş bilincinin oluşturan ve yürüten temel güç pozisyonuna gelmiş bulunuyor. Bununla birlikte tüm dünyada ilgi ve sempati ile karşılanan, tüm ezilenler açısından temel umut kaynağı durumuna gelen, kendini dünyanın dört bir yanında örgütleyen küresel bir karakter kazandı, PKK. Yine PKK ile birlikte başta Kürt kadınları olmak üzere bölge kadını gelişen devrimci dönüşümün temel öznesi haline geldi. Kendisine giydirilen klasik kadın örtüsünü parçalarken binlerce şehit şahsında yarattığı özgür-direnişçi kadın kimliği ile yeni toplumsallığın da temel harcı pozisyonunu aldı.
Êzidîlerin ihanet ve katliamla yüz yüze kaldığı, tüm dünyanın sırtını çevirdiği bir günde, halkın tüm umudunu ve yaşamda kalma imkanlarını yitirdiği bir ortamda yalnızca PKK ismi yankılanıyordu kulaklarda. Katliamın, acıların ve umutsuzluğun ekilmek istendiği topraklarda yine PKK çiçeği filizlenmişti. PKK’nin tarih sahnesine çıkışı genel olarak Kürtler için neyi ifade ediyorsa, Şengal ve Êzidîler özgülünde son 3 yıllık süreçte yaşananlar benzer anlamlara sahip. Yok sayılan, reddedilen, fermanlara-katliamlara tabi tutulan Êzidîlik gerçeği bugün çok büyük bir diriliş sürecine girdi, PKK’nin öncülük ettiği bu büyük direnişle. Kürt tarihinde olduğu gibi işgalci saldırılar karşısında çok görkemli bir başkaldırı süreci başlarken, ihanete ve işbirlikçiliğe karşı da büyük bir darbe ve mücadelenin fitilleri çakılmış oldu. Êzidîler tarihte ilk kez kendi örgütlülükleri ile öz yönetimlerini gerçekleştirirken, hiçbir dış güce bağımlı olmaksızın kendi öz savunma güçleri ile Şengal’in ve tüm Êzidî halkının savunmasını geliştiriyor, kurtuluş ve yeniden inşanın öncülüğünü yapıyorlar.”

JİYAN: PKK; KORKUNUN, KARAMSARLIĞIN VE KAÇIŞIN EGEMENLİĞİNE DARBEDİR

Savaşçılardan Hebun Jiyan, PKK'nin sömürgeci kişiliği değiştirdiğini belirtti. Jiyan konuşmasına devamla şunları aktardı:
"Ben de öncelikle ulusal Diriliş Bayramı olan partimiz PKK’nin kuruluş yıl dönümünü Önder Apo’ya, tüm halkımıza ve dört parça Kürdistan’da savaşan yoldaşlara kutluyorum. PKK öncesinde Kürt halkında hakim olan daha fazla kendi ulusal gerçekliğinden kaçma, sömürgeci egemen kimlik özelliklerini benimseme ve köleliği içselleştirme durumuydu. Çünkü aksi durumun, yani ulusal özellikleri sahiplenme, hatta varlığından bahsetme çok büyük felaketler ile yüz yüze kalmak anlamına geliyordu. Buna karşı koyabilecek ne bir kıpırdanış, ne inanç ve umut kırıntıları ne de ulusal bir irade söz konusuydu. Halkta egemen olan korku ve siniklik, Kürt egemenlerinde ise uşaklık yarışına girerek kendini sahiplerine kabullendirme istemiydi. Bu temelde ihanet pazarında satışa çıkaramayacakları hiçbir ulusal değer, toplumsal çıkar söz konusu olamazdı. PKK’nin ortaya çıkışı her şeyden önce bu denklemin paramparça olması anlamına geliyordu. Alçaklık ve ihanetle kahramanlık ve yücelişin sahiplenilmesi gereken ulusal özelliklerle sömürgeci-köleci olanı birbirinden ayrıştırarak, yeni bir Kürt kişiliği, zihniyet dünyasını ve ruh halini oluşturdu. Bu kişilikte hakim olan teslimiyeti reddetme, umut, inanç ve kararlılıktı. Bu temelde PKK Önder Apo’nun bitmez tükenmez çabaları ve şehitlerin kahramanlığı ile büyüyerek bugüne geldi.
Hareketimiz 3 Ağustos’ta yaşanan fermandan beri Şengal’de bulunuyor. Daha önceden de PKK’nin Şengal’de belli bir etkisi ve mücadelemiz içinde Êzidî arkadaşlar bulunuyordu ancak partimizin soykırım karşısındaki müdahalesi ile bu etki daha da arttı. Büyük bir mücadele kültürü oluşturuldu, halkın PKK’ye olan güveni ve bağlılığı çok arttı. PKK gerçekliği Êzidî halkında çok önemli bir yer edindi. Êzidî halkı PKK felsefesi ve mücadele gerçeğinde kendi yarınını ve kurtuluşu görüyor artık. Biz de halkımıza sonuna kadar onlarla ve onların özgürlüğü için mücadele etme sözü verirken, başta Êzidî  halkı olmak üzere direnen tüm halkların 27 Kasım Diriliş Bayramı'nı kutluyoruz.”

SERHAD: ÖZGÜR YAŞAM SORUNSALINA CEVAP OLUYOR

PKK’nin yalnızca Kürtler değil, Ortadoğu’daki tüm halkların adil, eşit, özgür birlikteliği ve ortak kurtuluşu için umut olduğuna dikkati çeken HPG savaşçılarından Cudi Serhad ise şunları belirtti:
"Êzidî halkının kurtuluşu ve Şengal’in özgür-özerk yaşamının inşası bu paradigma ile mümkündür. PKK’nin 38. kuruluş yıl dönümünü Önder Apo başta olmak üzere, ezilen tüm halklara ve yoldaşlarımıza kutluyoruz. PKK’nin ortaya çıkışı Kürt halkının ulusal varlığının, ülkesinin, dilinin ret edildiği bir ortamda bu duruma son vermek iddiasıyla gerçekleşti. Bununla da kalmayıp Ortadoğu’da ezilen tüm halkların kurtuluşunu, ortak, eşit, kardeşçe bir yaşamın inşasını mücadelesinin temeli haline getirdi. Önder Apo’nun sorgulamaları ve yaptığı tahliller insanların her şeyden daha fazla toplumsal kurtuluşa ihtiyaç duyduğunu gösterdi. 5 bin yıllık kölelik kültürünün toplumu paramparça eden ve bağımlı kılan etkilerini insanların beyninden ve ruhundan arındırarak özgür bir toplumsallığı inşa etmenin en temel görev olduğunu gösterdi. PKK ile tüm bu problemlerin çözümünü üretirken, özgür bir toplumun, kadın özgürlüğü zemininde komünal eşitlikçi özelliklerin PKK kimliği ile yaşam bulacağını 38 yıllık direniş pratiğinde ortaya koydu.

ÊZİDÎ HALKINA BORÇLUYUZ'

74. fermana maruz bırakılmak istenen Êzidî halkımız açısından da PKK’nin varlığı nasıl başlangıçta Kürt ulusu açısından çıkış yolunu gösteren bir ışık olma misyonu taşıdıysa, bu son 3 yıllık süreçte de aynı anlamı taşıdı. PKK’nin ortaya çıktığı ve ideolojik grup dönemi olarak adlandırılan dönem koşullarına benzer olarak Şengal’de de bir gelişim ve mücadele süreci yaşandı. Yaşanan son ferman durdurulurken, halk aynı zamanda hainlerin kaderine teslim edilmeyerek mücadele hattına sokuldu. Her şeye rağmen, Êzidî halkına karşı borçlu, öz eleştirel bir tavrın sahibiyiz. Önderlik defalarca kez uyarmıştı; Êzidî halkının savunulması için bir çok kez çağrıda bulundu, yaklaşan ferman tehdidinin altını çizmişti. Gerekli müdahaleyi KDP’nin öncülük ettiği Güney’deki işbirlikçilik birçok kez engelledi. Gecikmiş olsak da, birçok ihanet çabası söz konusu olsa da soykırım girişimi engellendi; Şengal’in tümden özgür-özerk bir yaşamı için büyük gelişmeler katedildi. Bu temelde bizler mücadelemizi Êzidî halkına olan borcumuz ve sorumluluklarımız temelinde sürdürürken Şengal’in tümden özgürleştirilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız.”