Rojava’da bilimsel tarım için laboratuvar çalışması

Rojava’nın toprak ve su analizi üzerine faaliyet yürüten tek laboratuvarı olan Hesekê Bilimsel Tarım Araştırmaları Merkezi, bilimsel ve ekolojik tarımı geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Rojava Tarım Haritası tamamlanmak üzere.

Rojava Devrimi’nden önce Baas rejiminin Rojava bölgesine uyguladığı ambargo Hesekê Bilimsel Tarım Araştırmaları Merkezi’nce yapılan çalışmalarla gün yüzüne çıkıyor. Cizîr Kantonu’nun Hesekê kentinde yer alan laboratuvar Baas rejiminin tarımdaki sömürü politikasına karşı bağımsız bilimsel alternatifini ortaya koyuyor. Laboratuvar Mayıs 2016'dan bu yana hem kendi kadrosunu yetiştiriyor hem de toprak ve su analizlerini yapıyor.

Baas Rejimi döneminde Rojava’da; meyve, sebze hatta ağaç ekimi yasaklanarak sadece buğday, arpa ve yer yer susam gibi bitkilerin ekimine izin verildi. Halkın ihtiyacı olan sebze, meyve gibi ürünler ise Suriye’nin Halep, Şam benzeri merkezi kentlerinden ithal edildi. Baas Rejimi, bir yandan Rojava’da üretilen buğdayı alıp ekmeğe dönüştürerek bunu halka verdi, diğer yandan da diğer gıda maddelerini Suriye şehirlerinde üreterek başta Kürtler olmak üzere Rojava halklarını kendisine bağımlı kıldı. 

Rojava Devrimi’nin başlamasının ardından yürütülen ekonomik faaliyetlerle rejimin bu politikaları aşılarak kendi kendine yeterlilik hedeflendi. TEV-DEM Ekonomi Komitesi ve Meclisi tarafından oluşturulan toplumsal ekonomi politikasında en önemli yeri tarım alıyor. 2016 ortalarında gerçekleştirilen TEV-DEM Ekonomi Konferansında; ulaşılan 5 yıllık ekonomik planın içinde ekolojik tarımın geliştirilmesi, tarımda çeşitliliğin esas alınması ve bunlar için acilen bir tarım haritasının yapılması yer alıyordu.

Hesekê Bilimsel Tarım Araştırmaları Merkezi bünyesinde yapılan faaliyetleri Laboratuvar sorumlusu Sosin Hesekê’den dinledik.

‘EĞİTİMLE BAŞLADIK’

Henüz birinci yılını doldurmayan laboratuvardan sorumlu Sosin Hesekê, verilen eğitimlere ilişkin şunları aktardı: “Eğitime aldığımız beş arkadaşımızın hepsi gönüllüydü ve üniversite düzeyinde ziraat eğitimi görmüşlerdi. Onlara bir buçuk ay boyunca hem teorik, hem de pratik eğitim verdik. Eğitimimizde öncelikle rejimin ekonomi ve tarım mantığı, Devrimimizin ekonomi ve tarım mantığı üzerinde durduk. Daha sonra branş eğitimimize geçtik. Burada analiz edilecek toprak örneğinin nasıl alınacağını, nasıl analiz edileceği, içindeki maddelerin tarımı nasıl etkileyeceği konuları üzerinde duruldu. Bu arkadaşlarımız eğitimden sonra doğrudan şehirlere geçerek toprak örnekleri toplamaya başladılar. Şu an laboratuvarımızda çalışma yürüten 15 arkadaşız. Bununla birlikte 5 kişilik bir eğitim devremiz daha devam ediyor. O arkadaşlarımız da eğitimlerinden sonra hemen çalışmaya başlayacaklar.”

İLK HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERELER

Hesekê’deki laboratuvarın ilk hedefi ekonomi komitesinin tarım haritası projesini gerçekleştirmek olmuş ve tarım haritası için gerçekleştirilen tahliller sonuçlanmak üzere. Bu doğrultuda en ağır aşamanın Rojava’nın tüm şehirlerinden toprak örnekleri getirmek olduğunu ifade eden Sosin Hesekê, şöyle dedi:

"Eğitimden sonra hepimiz pratiğe geçtik. Derik, Tirbesipiye, Amude, Qamişlo vb. tüm şehirlerden numuneler aldık. Sabah 8’de çalışmaya başlayıp akşam 6’ya kadar çalışmalarımızı neredeyse aralıksız sürdürdük. 1 Temmuz’dan Kasım ayına kadar da 1000’den fazla toprak örneğini tahlil etmek üzere laboratuvarımıza getirdik.

Tıpkı insan gibi toprağın da çeşitli organik maddelere ve minerallere ihtiyacı var. Aynı zamanda sağlıklı üretimin yapılması ve o toprakta uzun vadeli ekim yapılabilmesi için bunların belirli bir oranının olması gerekiyor. Bunları tahlillerimizle tespit ediyoruz."

ÇİFTÇİLERİ DÜZENLİ TOPRAK VE SU TAHLİLİ İÇİN TEŞVİK EDİYORLAR

Hesekê, tarım haritası için çalışmalarını sürdürürken alanlardaki çiftçilerin doğru tarım yapabilmeleri için onlarla da paylaşım içinde olduklarını vurguladı: "Tarımın bilimsel ve ekolojik olarak geliştirilebilmesi için normalde toprağın her ekimden en az 15 gün önce ekime uygun olup olmadığının, ya da ne tür bir ekime uygun olduğunun tespiti gerekiyor. Bu noktada çiftçilerle de konuştuk. Arkadaşlarımız ekim yapacak çiftçilerin toprak ve su örneklerini getirdiler ve tahlil ettik. Doğru suyun ve gübrenin kullanımı da tarımda çok önemli. Her çiftçinin tarımda kullanacağı suyu her ekimden önce tahlil ettirmesi gerekir. Çünkü eğer suyun tuz oranı yüksekse bu hem o ekimde ürün almayı hem de gelecek yıllarda ekimi etkiler.”

‘HALK ÖNERİLERİMİZİ DİKKATE ALIYOR’

Labaratuvar çalışmalarıyla birlikte başta Hesekê olmak üzere Cizîr kantonundaki çiftçilerde de geçmişe oranla bir bilinçlenmenin yaşandığını ifade eden Hesekê, şöyle devam etti:

"Artık insanlarımız toprak ve su tahlillerini yaptırmak üzere laboratuvarımıza başvuruyorlar. Biz de bir çiftçimiz tahlil istediğinde gidip toprak ve su örneği alıyoruz. Eğer suyun tuz oranı yüksekse, mesela 4-5 ise ona uygun hangi ürünün ekilebileceğini söylüyoruz. Ama baktık, tuz oranı 10 derece, o suyu kesinlikle kullanmamasını öneriyoruz. Tabii aynı zamanda nedenlerini açıklıyoruz. Birkaç yıl tuz oranı çok yüksek bir su tarımda kullanıldığında çok iyi olmasa da toprak ürün verebilir. Ama 5-10 yıl içinde o toprak tarım yapılamayacak duruma gelecektir. Bu noktada halkımız da bizim önerilerimizi dikkate alıyor. Böylece topraklarımızı da korumuş oluyoruz."

‘TÜM KUZEY SURİYE’DE BİLİMSEL TARIM İÇİN ÇALIŞACAĞIZ’

Laboratuvar Sorumlusu Sosin Hesekê, "İlk hedefimiz olan tarım haritasının oluşturulması için yapılan çalışmamız sonuçlanmak üzere. Bu çalışma bize moral de verdi. Çünkü rejim döneminde zorla yaptırılan tek tip üretimden dolayı zayıf düşen toprağımızın birkaç yıldır yapılan ekimle güçlendiğini gördük. 

Bundan sonrası için her ekim döneminden önce çiftçilerimizin toprak ve su tahlillerini yapacak düzeyde laboratuvarımızı geliştirmek istiyoruz. Ayrıca sadece Cizîr değil, Kuzey Suriye’nin tarım yapılabilecek tüm alanlarında çalışma yürütebilecek düzeyde hazırlanmayı esas alıyoruz. Bu laboratuvarın üyeleri başka laboratuvarların da geliştirilmesine öncülük edecek. Böylelikle toplumumuzun ekonomik anlamda kendi kendine yetmesine önemli bir katkımız olacak, aynı zamanda bizi besleyip hayat veren topraklarımızın hor kullanımının önüne geçeceğiz" diye konuştu.