İZLENİM

Şırnak’ta sessizlik nerede duruyor?

Yıkılan sadece bina ve evler değil burada. Şırnaklıların geçmişi, yaşamı, sevinçleri, umutları… Botan ruhu, Kürt kültürünün şah damarıdır. Direnişin yıllardır soluksuz devam ettiği topraklardır. Aslında bundandır muktedirlerin; öfkesi ve vahşiliği.

Şırnak’ta sokağa çıkma yasağı 246 gün sonra nihayet kaldırıldı. Kentin girişine kurulan arama alanlarından bin bir zorlukla geçmeyi başaran Şırnaklılar, şehre girdiklerinde büyük bir şok yaşadılar. Doğup büyüdükleri, hepsinin ayrı bir anısının sindiği o sokak ve mahalleler yoktu artık.

Kent girişlerindeki arama noktasını geçebilirseniz kente giren şanslılardansınız. Büyük bir yıkım karşılıyor hemen. 2 bin 44 binanın yıkıldığından bahsetti geçtiğimiz gün Şırnak Valiliği. “Çatışmalardan etkilenen” diğer binaların da yıkımına devam edilecekmiş.

Sokaklarını, evlerini bulamayan Şırnaklılar, yıkıntılar arasında geriye kalan eşya veya izlerden evlerinin en azından yerini tespit etmeye çalışıyor.  Gazipaşa, Yeşilyurt, İsmetpaşa, Dicle, Cumhuriyet, Bahçelievler ve Yenimahalle gibi Şırnak’ın en büyük 7 mahallesi tamamen yıkılmış durumda. Farklı plakalara ait ş makinaları yıkıma devam ediyor. Fotoğraf çekmek, görüntü almak yasak. Hırsızlıklarının belgelenmesini istemiyorlar anlaşılan.

Yıkılan sadece bina ve evler değil burada. Şırnaklıların geçmişi, yaşamı, sevinçleri, umutları… Botan ruhu, Kürt kültürünün şah damarıdır. Direnişin yıllardır soluksuz devam ettiği topraklardır. Aslında bundandır muktedirlerin; hırsı, öfkesi ve vahşiliği.

İnsan yaşadığı topraklara benzermiş. Şırnaklılar da dağlarındaki meşe ağaçları gibi inatçıdır. Söküp atmak tabii ki kolay olmayacak bu topraklardan. Nasıl aylarca çadırlarda yaşadılarsa yine bu topraklarda yaşamaya devam edeceklerini söylüyorlar.

En çok kırıldıkları nokta; sessizlik. “Neden Şırnak’a kimse ses çıkarmıyor? Bir yer de haksızlık olsa biz böyle sessiz kalır mıydık?” diye de soruyorlar. Yıkım, fiili olarak dozerlerle yapılsa da sessizliğin payını nereye koyacağız peki? Yıkımda bizim payımız nerede duruyor?

Polis devriyeleri ve zırhlı araçları kentin birçok yerine konuşlanmış. Kente dönenler birçok karmaşık acıyı birlikte yaşıyor. Yıkılmış mahallelerini çaresizce izleyen çocuklar en çok da onlar etkiliyor bizi. Oyun oynaması gereken çocuklar, yıkıntılar arasında eşya arıyor. Yaşıtlarından farklı erken büyüyorlar. Ağaçların dahi söküldüğü Şırnak’ta, sokak hayvanları yok. Onlar bile yapılanlar karşısında terk etmişler kenti.

Kim ne arıyor o yıkıntılar arasında tahmin etmek zor; hepsi sanki bir anın peşinde. Geçmişe ait ne bulurlarsa çekip çıkarıyorlar moloz yığınlarının arasından. Kimi bir fotoğrafa seviniyor, kimisi de evine ait bir perde parçasına. En çok etkilenen tabii ki yine çocuklar. Oturmuşlar yıkıntıları izliyorlar. Soruyorum birine ne oluyor diye, “Abi yıktılar bizim evi de. Yeni yapmıştık, babam parayı nereden bulup yenisini yapacak?”
Sağlam birçok evin duvarlarına “Y” yazıldığı görülüyor. Yıkılacak demekmiş. Dışarıdan bakıldığında bir tek mermi izi bile olmayan bu binalar niye yıkılacak? Bu bina İzmir’de olsaydı yine üzerine “Y” yazılıp yıkılmak için bekletilir miydi? Düşmanlık, sadece Şırnaklılara değil, onlara ait her şeye. Canlı cansız, küçük büyük, yaşlı genç, buraya ait, burayı simgeleyen ne varsa düşmanlar. Bu nedenle yakıp yıkıyorlar.

Cumhuriyet Mahallesi’nde yıkım çok büyük. Sağlam kalan tek yapı Hacı Ömer Uğur Camisi. Evlerden yıkım sonrası kalan ne varsa para çevriliyor. Ev eşyaları ve dükkanlardaki malzemeler nerede bilinmiyor. Yıkıntılarda dolaşmak, fotoğraf çekmek, hatta insanlarla bile konuşmak “yasak”.

Kentte hala patlamamış çok sayıda mühimmatın olduğu söyleniyor. Aradan geçen uzun süreye rağmen hala imha edilmemiş mühimmatlar büyük tehlike yaratıyor.

Kayyum atanan Şırnak Belediyesi de tahrip olmuş durumda. Girişine de kocaman bir Türk bayrağı asılmış.

Ve tabii devletin hiçbir zaman öfke ve kinin bitmediği ölüler. Öldürmekle kalmayıp, cansız bedene bile işkence yapıp, topluma travma yaşatmaya çalıştığı cenazeler. Kentte, mezarlıkların tamamı yıkılıp, tahrip edilmiş. Öldürüldükten sonra cenazesi zırhlı aracın arkasına bağlanarak yerlerde sürüklenen Hacı Lokman Birlik ve ailesine ait mezarlık da tahrip edilmiş. 

Ama bilmezler, kalbimizin Hacı ve diğer yoldaşlarına mezar yeri olduğunu...
 

...