Tuncel: Kürt halkı, insanlık onuru dimdik ayaktadır

Saray çetelerinin Nusaybin’de 83 gündür sürdürdüğü ablukanın kaldırılması ve sivillerin tahliye edilmesini sağlamak için kente gitmek isteyen heyet Üç Yol’da engellendi.

Saray çetelerinin Nusaybin’de 83 gündür sürdürdüğü ablukanın kaldırılması ve sivillerin tahliye edilmesini sağlamak için kente gitmek isteyen heyet Üç Yol’da engellendi. Engelleme üzerine heyet adına bir açıklama yapan DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, “Bugün savaşı şehirlere taşıyan Kürt halkı ya da gençleri değil AKP hükümetinin kendisidir. İşte bizler buna karşı direnmek ve mücadele etmek için buradayız. AKP hükümeti savaş hükümetidir. Ve görülen o ki AKP hükümeti gitmeden bu ülkeye barış gelmeyecek. Ama şunu hiçbir zaman unutmayın sizler evimizi başımıza yıkabilirsiniz Kürt halkı, insanlık onuru dimdik ayaktadır” dedi.

Nusaybin’deki öz yönetim direnişine karşı Saray çetelerinin saldırıları ve ablukasının son bulması ve kentte bulunan sivillerin sağlıklı bir şekilde tahliye edilmesini sağlamak amacıyla, aralarında DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, HDP PM üyeleri, DBP, HDP Mardin il ve ilçe yöneticileri, Barış Anneleri, DBP'li belediye eşbaşkanları ile çok sayıda kişinin bulunduğu heyetin Nusaybin’e girmesi engellendi.

Nusaybin üç yol kavşağındaki Akıncı Mahallesi’nde Akıncı Jandarma Karakolu’na bağlı askerler tarafından durdurulan heyetin geçişine Valiliğin talimatı olduğu gerekçesi ile izin verilmedi. DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, yetkililer arasındaki kısa görüşme ardından bir açıklama yaptı.

Nusaybin’deki ablukanın son bulması ve sivillerle dayanışmak amacıyla yola çıktıklarını söyleyen Tuncel, hukuksuz bir şekilde engellendiklerini belirtti.

Valiliğin talimatı ile engellendiklerini vurgulayan Tuncel, Nusaybin’de 83 gündür süren bir yasak olduğunu ve ilçenin abluka altında olduğunu hatırlattı. Şu an orada çocuklar, kadınlar ve gençlerin bulunduğunu da söyleyen Tuncel, “Nusaybin halkının yaşam hakkı tehlikededir. Nusaybin halkının evleri başlarına yıkılmış dışarısı ile bağları tamamen kopmuştur. Şu an 30 bin yurttaşımız yasaklara rağmen Nusaybin'de yaşam mücadelesi veriyor. Bunun yanı sıra on binlercesi de Mardin'in çeşitli ilçelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Bu yaşanan hukuksuzluğa rağmen bu halk yaşam mücadelesi veriyor. Ama bu yaşananlar kabul edilebilir bir durum değildir. Buna karşı mücadele etmek insan haklarını, özgürlüklerini savunmak anlamına geliyor" dedi.

Bugün yaşanan savaş ortamının aslında kazılan hendeklerden ya da kurulan barikatlardan olmadığının altını çizen Tuncel, yaşananlardan çözüm masasını deviren AKP’nin sorumlu olduğunu da sözlerine ekledi.

"Eğer bugün savaş ve çatışma yaşanmış bu kadar korkunç bir tablo ortaya çıkmışsa bunun sebebi AKP hükümetidir. Bugün AKP politikası savaş politikalarını şehirlere taşımıştır. Bugün savaşı şehirlere taşıyan Kürt halkı ya da gençleri değil AKP hükümetinin kendisidir. Hangi hukukta ve adalette bir halkı cezalandırmak var. Bir yerde çatışma var diye bütün bir yeri yasaklamak ve insanları yerinden yurdundan etmek hukuksuzluktur ve bu hukuksuzluk asla kabul edilemez. İşte bizler buna karşı direnmek ve mücadele etmek için buradayız. Her yerde süren ablukanın kaldırılması için mücadelemiz her zaman her yerde devam edecektir. Bu nasıl bir öfkedir. İnsanların yatak odasına kadar gidip fotoğraf çeken bir devlet gerçeği ile beraberiz” diyen Tuncel, bu halkın, bunu yapan devlete nasıl güvenebileceğini de sordu. Devletin yaptıkları ile bir savaş suçu işlediğini de sözlerine ekledi.

Şu an Kürdistan'ın her yerinde hukuksuz bir savaşın olduğunu belirten Tuncel, Esadullah timi adı verilen bir timin yanı sıra DAİŞ çetelerinin de burada bulunduğuna ilişkin iddiaların ve tespitlerin olduğunu vurguladı.

Tuncel, yaşanan savaşın içinde ki hukuksuzluğun yanı sıra tahliye edilen sivillerin durumuna da dikkat çekerek şunları ifade etti: “Tahliye sırasında buralarda seksen genç çıkartıldı ve devlet bunlara yardımcı olacağı yerde işkence ederek cezaevine gönderdi. Şimdi bu insanların akrabaları bunu kabul eder mi? Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bugün yolumuzu engelleyebilirsiniz. Nusaybin'deki arkadaşlarla da fiziki olarak yan yana olmayabiliriz. Ama bu bir gerçek ki bizlerde onların yaşadığını gerçekten yaşıyoruz. Bu abluka mutlaka dağılacak bütün Kürtleri yok edemeyeceklerine göre ve böyle bir şeyi düşünüyorlarsa da ki bu mümkün değil. Ama bu abluka mutlaka kalkacak."

“AKP hükümeti bir savaş hükümeti olduğu için Türkiye halklarına sesleniyorum” diye devam eden Tuncel, barışın gelmesinin ancak AKP hükümetinin gitmesi ile olacağını da sözlerine ekledi.

Son yapılan MGK toplantısı sonuçlarına da dikkat çeken Tuncel, bu sonuçların AKP hükümetinin hiçbir zaman barıştan yana olmadığının açık bir göstergesi olduğunu söyledi. Ortaya çıkan bir terör varsa onun da devlet terörü olduğunu ifade eden Tuncel, "Bu devlet nasıl bir devlet ki kendi yurttaşını öldürüyor. Erdoğan başkan olacak diye bu halkın evlatları ölüyor. Bu savaş politikasına hayır deyin ve savaş suçuna ortak olmayın. Kütahya’da bayrak mı yakıldı barikat mı yapıldı. Ama Kürtlere saldırıldı, linç edildi. Mevcut iktidarın yönetememesinden kaynaklı bunlar yaşanıyor. Bunların ortadan kalkması için de bunlara karşı yan yana olmalıyız. Eşitlik, özgürlük mücadelesini beraber yürüteceğiz. Kürtler özgür olmadığı sürece hiç kimse özgür olamaz. Kürdistan da savaş olduğu sürece hiçbir yerde rahat olmayacak. Zor bir süreçten geçiyoruz. Biz istiyoruz ki insanlık kaybetmesin. Irkçılık, milliyetçilik yerleşmesin. Birlikte yaşamanın koşulları kalsın. Bugün Kürt halkının özgürlüğü sadece Kürt halkına değil tüm halkların özgürlüğü olacak. Şunu hiçbir zaman unutmayın sizler evimizi başımıza yıkabilirsiniz Kürt halkının insanlık onuru dimdik ayaktadır” dedi.

Yapılan açıklamanın ardından heyet on dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdikten sonra Mardin’e geri döndü.